Ferg traducir turco
224 traducción paralela
Ferg told us his brother spent a summer in Bangkok for under $ 500.
Ferg, kardeşinin Bangkok'ta bir yazı 500 $'a geçirdiğini anlattı.
- Ferg!
- Ferg!
Ferg...!
Fergus, hayır! Fergus!
Vic called four times wondering when you're gonna send the Ferg out.
Vic 4 kez aradı. Ferg'ü ne zaman göndereceğini merak ediyor.
Is the Ferg dressed for the elements today?
Ferg hava şartlarına uygun şekilde giyinmiş mi?
I'll go with you, Ferg.
Ben de seninle geliyorum, Ferg.
Ferg, why are you still here?
Ferg, neden hala buradasın?
I've got the Ferg taking some pictures.
Ferg benim için birkaç fotoğraf çekiyor..
Vic, the Ferg, and I have been trying to handle everything, but it's not easy.
Vic, Ferg, ve ben her şeyi halletmeye çalışıyoruz. Bu pek de kolay değildi.
Unlock him, Ferg.
Çıkar onu, Ferg.
Not that I'm complaining, but isn't Ferg supposed to be on call this morning?
- Şikayet ediyor değilim, ama bu sabah Ferg'in olması gerekmiyor muydu?
Yeah, Ferg.
- Evet, Ferg.
It's not Ferg.
Ferg'i değil.
Ferg, what are you doing?
- Ferg, ne yapıyorsun?
Ferg, the victim was last seen in his brother-in-law's Tacoma.
- Ferg, maktul, en son eniştesinin Tacoma'sı ile görülmüş.
Hello, Ferg.
- Merhaba, Ferg.
Ferg out.
- Ferg çıktı.
All righty, Ferg.
- Pekala, Ferg.
Ferg, do not even think about going in there.
- Ferg, oraya gitmeyi asla düşünme.
Ferg, are you all right?
- Ferg, iyi misin?
Branch, help Ferg.
- Yardımcı, Ferg'e yardım et.
Ferg.
- Ferg.
Ferg!
- Ferg!
Ferg, help Ruby deal with that lawyer.
- Ferg, Ruby'nin avukatla anlaşmasına yardım et.
Ferg, you realize that tracking's a solitary journey?
- Ferg, iz sürmenin sessiz bir yolculuk olduğunun farkında mısın?
Ferg, we are not collecting rocks.
- Ferg, taş toplamıyoruz.
Where did you say you found him, Ferg?
- Onu nerede bulduğunu söylemiştin, Ferg?
I found her at the shed where Henry and Ferg discovered the baby.
- Henry ve Ferg'in bebeğe rastladıkları yerdeki sundurmada buldum.
Ferg, there's a water glass in my office.
- Ferg, ofisimde su bardağı var.
Ferg wants to talk to you.
- Ferg seninle konuşmak istiyor.
What's up, Ferg?
Ne vardı, Ferg?
You're all right, Ferg.
- Çok haklısın, Ferg.
Ferg, come on.
- Ferg, haydi.
Ferg, I want you to check on Julia Sublette's alibi.
- Ferg, Julia Sublette'nin mazeretini kontrol etmeni istiyorum.
Ferg, track down Julia Sublette at the hospital, get her on the phone.
- Ferg, Julia Sublette'yi hastanede yakala, telefonunu al.
Uh, Ferg got your bronco fixed.
Ferg, yabani atını tamir ettirmiş.
Morning, Ferg!
- Günaydın, Ferg!
Ferg : Check out this drawing on his forehead.
Alnındaki şu çizime bir bakın.
Vic, you and Ferg need to tape this scene off.
Vic, Ferg ve senin olay yerini kayda almanızı istiyorum.
Did Walt screw up the trial or something? Ferg :
Walt, mahkemeyi falan mı berbat etti?
Ferg, I wasn't gonna say anything.
- Ferg, sana her hangi bir şey söylememiştim.
I'm Ferg- - Deputy Ferguson.
- Ben Ferg- - Yardımcı Ferguson.
Ferg left word.
- Ferg aradı.
But we do have the Ferg.
- Ama Ferg'miz var.
For what, Ferg?
- Ne için, Ferg?
What exactly did this guy say to you, Ferg?
- O sana tam olarak ne söyledi, Ferg?
And Ferg told him where to go.
- Ve Ferg nereye gideceğini ona söyledi.
( Man on voice mail ) Ferg, it's me, Frankie. Listen, I'm leaving messages on your phone.
Ferg, benim, Frankie.
Ferg : Morning, sheriff.
Günaydın, Şerif.
He, Ferg, check it out.
Ferg, şuna bak.
Ferg, drive-in.
Freg, arabayla buluşma yerine.