Filet traducir turco
260 traducción paralela
- The sea bass is a filet.
- Levrek fileto.
Filet mignon.
Fileminyon.
I'll have a pork filet with apple sauce and mashed potatoes.
Ben, domuz filetosu, elma suyu ve patates püresi alacağım.
The filet isn't ready yet.
Fileto henüz hazır değil.
Je suis filet avec sole.
Je suis filet avec sole.
I don't have "sole meunière", neither "filet mignon" nor "coq au vin".
Dilbalığım kalmadı, fleminyonum, şaraplı horozum kalmadı.
Then we'll have filet de boeuf, sauce bordelaise.
Sonra filet de boeuf, sauce bordelaise alırız.
Grilled sardines, filet of sole, fried whiting, brown buttered skate, quenelles of pike Nantua style, boiled trout...
Bakalım, ızgara sardalya var, dilbalığı var, mezgit kızartma, tereyağda kedibalığı, turnabalığı köftesi, alabalık...
There was turtle soup, curried chicken... salmon... venison steaks... filet de sole in truffle sauce... artichokes with pear peppers... and Scotch grouse in whiskey.
Kaplumbağa çorbası, köri soslu tavuk somon balığı geyik bifteği mantar soslu fileto biberli enginar ve viskili İskoç kekliği.
No, the beef filet.
Vazgeçtim, bonfile.
Because a man would not bother to put the parsley on the filet of sole. That's why.
Çünkü bir adam maydanozu alıp da bonfile dil balığına katmaya zahmet etmez.
Filet of sole.
Izgara balı.
And to follow, a couple of filet mignons!
Ardından da, birkaç fileminyon! Biftek!
I could do my mother's recipe for Filet de boeuffourré Périgourdine.
Annemin tarifini pişirebilirim.
- Look here, filet au cola.
Şuna bak, filet au cola.
Do your bit in court on Monday and we'll take you out for filet.
Pazartesi mahkemede numaranı yap, biz de seni fileto yemeye çıkaralım.
Sorry. We're fresh out of filet mignon.
Üzgünüm, dana filetomuz hiç kalmamış.
And of course my aunt Ceil... who dreamed of a more exciting life... than always having to filet his flounder.
Ve tabii ki bu da sürekli olarak balık temizleyip durmaktan daha iyi bir yaşamı hayal etmiş olan yengem Ceil...
Then the filet mignon--rare- - and the duck and the fish.
Ondan sonra küçük parçalı dana eti - az pişmiş - ve ördek... ve balık.
Rebecca, I can't finish my filet.
- Rebecca, filetomu bitiremedim.
Your filet mignons in sauce béarnaise look like dog turds in glue.
Bearnez soslu fileminyonların tutkal içindeki köpek pisliği gibi görünüyor.
To you, "Feelings" may be filet mignon.
Frank, senin için "Feelings" bir fileto olabilir.
Filet de Barbie.
Barbie filetosu.
- Filet mignon. - Dom Perignon.
"Filet Mingon"
and caesar salad and filet mignon.
... ve sezar salatası ve fileminyon.
- Caesar salad. Filet mignon.
- Sezar salatası ve fileminyon
"I had filet of sole."
- Ayakkabı bonfilesi.
Soup Julienne, filet de sole Normande, tournedos of beef, and a rice soufflé.
Julienne çorbası, fileto domuz bifteği ve pirinç suflesi. Yemeklerimde hiçbir sorun yoktu.
I'll have a pork filet with apple sauce and mashed potatoes.
Patates püreli ve elma soslu domuz filetosu alacağım.
Might I suggest un morceau de filet mignon, cooked a point, avec la sauce Béarnaise?
Sakıncası yoksa size avec la sauce Béarnaise ( üstünde Bearnez sosuyla ) un morceau de filet mignon bir parça fileminyon önerebilir miyim?
I wanted to get filet mignon, but it's so expensive.
Fileto alacaktım ama, çok pahalıydı.
Whitefish Willy, Chicken Albert and Coeur de filet Provencal would be good.
"Willy usulü Alabalık", "Albert usulü Tavuk" ve "Coeur de filet Provençal" hiç fena olmaz.
Well, thank you very much for trying to cheer us up. But I mean, really, if you're looking for a filet mignon, you can hardly swallow ground chuck.
Bizi neşelendirmeye çalıştığınız için teşekkürler ama fleminyon istiyorsanız, köfte yerken boğulursunuz.
Get a little of that Filet-O-Fish sandwich goin'on?
Sandviç tarzı şeyler denediniz mi?
Well, the filet mignon.
Filet mignon.
This guy puts ketchup on his filet. Yeah.
Adam filetonun üstüne ketçap sıkıyor.
I thought I was making him filet mignon.
Ona fileminyon pişirdiğimi sanıyordum.
The borsh soup and fish filet please.
çorba ve balık lütfen!
This guy takes the juiciest cut of filet mignon, slices it real thin and makes jerky out of it.
Eleman taptaze fileminyonu alıp ince ince doğrayıp kurutuyor ve sonra ortaya bu şaheser çıkıyor.
"Made from filet mignon." How much did this stuff set you back?
"Fileminyondan İmâl Edilmiştir." Bu sana kaça patladı böyle?
Une tourte de filet de boeuf aux rognons. Oh.
Hamurlu biftek ve böbrek yahnisi.
For a bitch used to filet, our hodgepodge is poison!
Filetoya alışık bir encik için, Bizim bulamacımız zehir gibidir!
Shock your chakras, filet your soul, whatever you need.
Bu adam enerji merkezini sarsacak, ruhunu törpüleyecek, neye ihtiyacın varsa.
Well, I hope you have an appetite tonight because I am gonna be grilling filet mignon and baking potatoes.
Umarım bu akşam iştahın açık olur çünkü fileminyon ve fırında patates yapacağım.
How's your filet?
Senin fileton nasıl?
Nadia is gonna be expecting filet mignon.
Nadia fileminyon bekliyor benden.
Oh, and I didn't filet them because Claire said you can use the heads for soup.
Ve daha kafalarını kesmedim. Çünkü Claire kafasından çorba yapabilceğimi söyledi.
- Or filet mignon?
- Ya da?
Filet mignon.
- Fileminyon.
- Big Mac. - Filet-O-fish.
- Hamburger.
I hear they're serving filet on the bone.
Sözcük oyununu affederseniz Cenova armut pazarı çiçek gibi.