English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ F ] / Finals

Finals traducir turco

1,449 traducción paralela
Sandra wants to go to South America, after finals and she asked if i want to go with her
Sandra, finallerden sonra Güney Afrika'ya gitmek istiyor. ve bana da, onunla gelip gelemeyeceğimi sordu.
We won the first round and will go to the finals.
İlk raundu kazandık finale çıktık.
The European Championship Finals, at 4 p.m.
Avrupa Şampiyonası Finalleri, saat 16'da.
It's the finals!
Bu final!
End of finals party last night.
Dün gece finallerin bitmesini kutlamışlar.
Yeah, it was just before finals.
Evet, finallerden hemen önce.
I'm still on my finals sleep schedule, and, man, am I wired.
Ben hâlâ final zamanı uyku programındayım. Ve cin gibiyim.
BUT THE FINALS ARE TOMORROW.
Ama yarın final maçı var.
WHY, YOU AND I ARE IN THE FINALS AGAINST PHILIP AND WARREN.
Philip'le Warren'a karşı final maçımız var.
Well, the Montecito's hosting the All-American Eating Finals... and a few of the competitors... figured an all-you-can-eat buffet would be the perfect place to practice.
Montecito Yemek yeme finallerine ev sahipliği yapıyor... ve yarışmacıların bir kısmı... açık büfemizin iyi bir pratik alanı olacağını düşünmüşler.
Like Jordan did when he beat Utah in the finals.
Jordan'ın final serisinde Utah'ı yendiği maçta yaptığı gibi.
Now I've got to get ready for the finals.
Şimdi final için hazırlık yapmalıyım.
If I got into the finals because my best friend was running the show... maybe I wouldn't talk so much.
Arkadaşım şovu yürütüyor diye finallere gireceksem bu kadar fazla konuşmazdım.
You get to go to the finals with Jimmy. I'm very proud of you.
Jimmy ile finale kaldın.
- Isn't it the state finals or something?
- Bu devletin sonu değil mi?
She drops, like, 10 pounds around finals.
Final sınavları sırasında 5 kilo falan kaybeder.
Now this cannot be how you helped Florida State to the regional finals.
Florida Devlet Üniversitesi " ni bölge finallerine böyle taşımış olamazsın.
We're going to the finals, baby!
Finallere gidiyoruz, bebeğim!
We're in the finals, and you're making me late.
Finallerdeyiz, ve geç kalmama sebep oluyorsun.
Look, Dad, I got a feeling we're gonna make it to the finals.
İçimde bir his var. Galiba final oynayacağız. - Ne?
I'll tell you, Dad. The Tigers are making it to the finals.
Şunu bil baba, Tigers finale çıkacak.
If I beat you in the finals, I get the Pelé ball.
Finalde seni yenersem Pele'nin topunu alacağım.
We win this, we're in the finals.
Bu maçı kazanırsak finaldeyiz.
We're in the finals!
Finale çıktık!
You think you and Mom will survive a few days while we're at the state finals?
Biz eyalet finallerindeyken annenle sen birkaç gün yalnız kalabilecek misiniz?
She took all that stuff and now we can't go to the finals.
Bütün o şeyleri aldı diye biz finallere gidemiyoruz.
We'll go to the finals, and your mother will watch.
Finallere gideceğiz, annen de seyredecek.
We're in the city finals, tie score, this guy comes in all alone.
Finallerdeydik, durum berabereydi. O adam tek başına geliyordu.
The Bears advance to the finals this Saturday against the Yankees.
Bearslar bu cumartesi Yankees'le final oynayacak.
You know finals are coming up.
Biliyorsunuz finaller yaklaşıyor.
Finals are starting on Monday.
Pazartesi günü finaller başlıyor.
I guess he won't have to worry about finals anymore. Adios, Senor Woodhouse. Well, lookie here.
Görünüşe göre, bu talihsiz dostumuzun adı Guy Woodhouse imiş.
Before the finals, you promised, to take me for a spin to the beach
Çünkü, bu sene yüzmeye... gideceğimize söz verdin.
I can't believe we made it to the quarter-finals.
Çeyrek finallere çıktığımıza inanamıyorum.
That qualifies him for the finals in Atlantic City.
Böylece Atlantic City'deki finallere katılacak. Gazetelerde yazıldı.
Tomorrow is the finals.
Yarın finaller var.
I mean, I have to study for my law finals.
Finallerime çalışmam gerek yani.
Hey, boys, can you please take The stanley cup finals outside?
Hey çocuklar, Stanley Kupa Final maçlarını dışarıda oynar mısınız?
Well, I'll have more free time once finals are over and summer's here, unless I get that summer job here.
Finaller bitince boş vaktim olacak. Yaz da geliyor. Tabii buradaki yaz işine girmezsem.
You know- - the reluctant, handsome diner owner sponsoring a team that goes all the way to the national finals, and you know who would play you?
İsteksiz, yakışıklı bir lokanta sahibi, ulusal finallere kadar çıkan bir takımın sponsoru oluyor. Seni kim oynar, biliyor musun? - Kim?
A friend of mine wanted to try out and I tagged along. Next thing I know, I'm in the finals.
Bir arkadaşım denememi istedi, bende peşini bırakmadım.
And after our big win, we're gonna bring it on home to the state finals.
Büyük zaferimizden sonra eyalet finallerine de çıkacağız.
If the finals are anything like this practice test, it's gonna be brutal.
Finaller bu deneme sınavı gibiyse çok zor olacak.
Every single one of my finals, I got every question wrong.
Finallerin tamamında bütün soruları yanlış yanıt verdim.
The finals are tonight.
Finaller bu gece. - Tamam, İyi.
The'97 NBA Finals.
1997 NBA Finalleri.
After five years of ignominy the Physics Department has ascended to the finals against Engineering, thanks to professor Charles Edward Eppes.
Beş yıllık aşağılanmadan sonra, Fizik bölümü Mühendisliğe karşı finallere yükseldi,
But she said if I study for my finals, I could get my grades up enough to go to Brown with you.
Eğer finallerime çalışırsam seninle birlikte Brown'a gidebilmeme yetecek kadar yükseltebilirmişim notlarımı.
If I beat you in the finals,
- Finalde seni yenersem...
We're in the finals.
Finale çıktık.
I'm not sickened, it's finals time.
- Midem bulanmadı.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]