Find out what he knows traducir turco
105 traducción paralela
Find out what he knows about that rich dump.
Şu zenginler hakkında ne biliyormuş öğren.
Tomorrow we go looking for Bernie Harris, and we find out what he knows about this ghost machine.
Bu senin gerçek ismin mi ki? Tamam. Başka isim söyliyeyim.
We must confront him and find out what he knows.
Yüz yüze gelip ne bildiğini öğrenmeliyiz.
That's why I want you to... well, to get to know Drebin a little better, find out what he knows.
Bu yüzden senden istediğim... şey, Drebin'in biraz daha yakından tanıyıp, neler bildiğini öğrenmen.
I've got to find out what he knows.
Ne bildiğini öğrenmek zorundayım.
Get as close as you can, find out what he knows.
Yaklaşın ona, ne biliyor öğrenin.
I need to find out what he knows
Ne bildiğini öğrenmek istiyorum.
Find him. Find out what he knows. Get rid of the film.
Onu bulun, neler bildiğini öğrenin ve filmden kurtulun.
Let's find out what he knows.
Bakalım neler biliyormuş.
We're still trying to find out what he knows.
Hâlâ neler bildiğini öğrenmeye çalışıyoruz.
Then we have to get Lee now and find out what he knows.
O halde Lee'yi derhal kaçırmalı ve neler bildiğini öğrenmeliyiz.
Then we have to get Lee out now and find out what he knows.
O halde Lee'yi derhal kaçırmalı ve neler bildiğini öğrenmeliyiz.
Find out what he knows.
Ne bildiğini öğren.
Find out what he knows, but don't hurt him.
Ne bildiğini öğrenin, ama hırpalamayın.
Find out what he knows.
Neler bildiğini öğren.
- Let me find out what he knows before you do anything.
- Bir şey yapmadan önce, izin ver ne biliyor bakayım.
Tomorrow we go looking for Bernie Harris, and we find out what he knows about this ghost machine.
Yarın Bernie Harris'i buluruz. Ve bu hayalet aleti hakkında ne bildiğini sorarız.
I need to find out what he knows... about my situation.
Durumum hakkında neler,... bildiğini öğrenmeliyim.
Find out what he knows.
Ne biliyormuş öğrenelim.
And in order to do that, you need to capture Assad and find out what he knows.
Bunu başarmak için de, Assad'ı bulup ne bildiğini öğrenmelisiniz.
Whatever it takes to find out what he knows.
Bildiklerini öğrenmek için ne gerekiyorsa.
Maybe I could find out what he knows, what's going on up there.
Belki bildiklerini, orada ne olduğunu öğrenebilirim.
I don't know why he took Talbot- - Maybe to find out what he knows.
Talbot'u neden aldığını bilmiyorum belki ne bildiğini öğrenmek içindir.
I wanna drive a tank through Bell's office. Find out what he knows.
Bell'in ofisine bir tankla girip neler bildiğini öğrenmek istiyorum.
- Well, find out what he knows.
- Tamam, ne bildiğini öğren.
They beat the crap out of him trying to find out what he knows and where young Ben is.
Onu döverek bildiklerini öğrenmeye ve çocuk Ben'i bulmaya çalışıyorlardı.
Find out what he knows about our P.I., and if he knows anything about the woman in the square.
- Alex'le konuşacağız bakalım dedektif hakkında neler biliyor. Bir de parkın oradaki kadını soracağız.
Quick, we must find out what he knows before he flays himself to death!
Çabuk, kendisini ölümüne cezalandırmadan neler bildiğini öğrenmemiz gerek.
We'll find out what he knows if you go get my stuff out of the car.
Eğer eşyalarımı bagajdan getirirsen onun bildiği şeyleri öğrenebiliriz.
So, talk to the sugar daddy. Find out what he knows about Naveed
O zaman eski sevgiliyle konuş.
You find out what he knows.
Bildiklerini öğren.
You see the only way we could do is to find out exactly what he knows.
Yangın merdivenine çıkmış olabilir. Onu orada birçok kere görmüştüm.
In order for him to find out what I know, he's gonna have to tell me a little bit of what he knows.
Benim ne bildiğimi anlaması için, kendi bildiklerini bana söylemesi gerekecek.
What we do want to do is find out who he is and what he knows.
Asıl istediğimiz kim olduğunu ve ne bildiğini öğrenmek.
We'll find out for sure what he knows.
Ne biliyorsa bilmeliyim.
It's our job to find out what this guy doesn't know that he needs but does need and make sure he knows he does need it and that we're the only ones to give him the answer.
Bizim işimiz, bu adama, ihtiyacı olduğunu bilmediği ama ihtiyacı olan şeyi bulmak, ona ihtiyacı olduğunu ve ona çare olabilecek tek kişinin biz olduğunu göstermek.
We need to find out what else he knows.
Biz o bilir başka ne bulmak gerekir.
Paris, he knows you're standing here talking about him. - What does he want? - Go over there and find out.
- Şu an ondan bahsettiğini biliyor.
Find out what he's doing here and whether or not he knows about my... sinister plan.
Bak bakalım burada ne yapıyormuş ve kötü planım hakkında fikir sahibi miymiş?
We're outta time. He knows something and I'm gonna find out what it is.
Bir şey biliyor ve ben ne olduğunu bulacağım.
We just need to find out what he knows.
Ne bildiğini öğrenmek istiyoruz.
Lana, the more Lex uses me, the more I get to use him and find out what he really knows.
Lex'in beni kullandığı ölçüde onu kullanır ve bildiklerini öğrenirim.
Go back to Shakey's, find out what else he knows.
- Tekrar Shaky'e git ve ne biliyorsa anlattır.
Find out who he knows, what he does with his time.
Kimleri tanıdığını, vaktini nasıl geçirdiğini öğren.
Till we find out who he's working with and what he knows, he lives.
Onun kim ile çalıştığı ve ne bildiğini öğrenene kadar yaşayacak.
This way we'll be able to find out what he really knows.
Bu sayede, gerçekte ne bildiğini öğreneceğiz.
No idea, but we'd like to find out If anyone knows him or what he was doing there.
Bilemiyoruz ama onu tanıyan ya da burada ne yaptığını bilen birilerini bulmayı umuyoruz.
You and I need to find out who he is and what he knows.
Kim olduğunu ve ne bildiğini bulmalıyız.
Then I want you to go uptown, Talk to sisto and see what you can find out, What he knows, all right?
Şehirdışına gidip Sisto'yla konuşmanı ve neler çıkacağını neler bildiğini öğrenmeni istiyorum.
We need to find out what else he knows.
Başka neler bildiğini öğrenmeliyiz.
I just need to get back to the hospital, find out what Eduardo knows... if, if he knows about us, that there are twins.
Sadece hastaneye geri dönmem Eduardo'nun ne bildiğini öğrenmem lazım eğer bizi biliyorsa, ikiz olduğumuzu falan.