Flame traducir turco
2,630 traducción paralela
Flame-throwers?
Alev makineleri?
There is no way my fuel caused these cars to flame out.
Yakıtım arabaların yanmasına asla yol açamaz.
And we roll up in the most evil-looking, rumbling, badass, flame-throwing muscle car.
Ve şuana kadar ki en şeytani görünümlü gürültülü, saldırgan ateş püskürten sağlam bir arabayla çıkageliyoruz.
¶ This phoenix flame ¶
# Bu Phoenix alevi #
A spark that will become flame, which will end the dark... And traerб.la light!
Kıvılcımlar büyük bir alev oluşturacak, Bu karanlığı yok edip, ruhlarımıza ışığı getirecek...
But before your baptism, Understand that you are not drawn here to my flame... on instinct.
Ama kutsanmadan önce, seni alevime çeken şeyin içgüdülerin olmadığını anla.
You aren't like smoke, you are the flame
Duman gibi değilsin, Ateşsin sen
The flame that lit the battle's wreck shone brightly o'er the dead
Savaşın enkazını yakan alev yükseldi ölülerin üstünde arsızca...
The main blaze of it is past, but a small thing would make it flame again.
Ateşi epeyce geçti ama ufak bir şey alevlendirebilir.
Apollo 11 is on the way riding that pillar of flame from the Saturn V out there, 250,000 miles away, where the moon is waiting for man's first arrival.
Satürn 5 roketiyle alevler saçarak yükseliyor. 400 bin km uzaklıktaki uydumuz Ay insanoğlunun ilk defa üzerine ayak basmasını bekliyor.
- The flame looks good.
- Alev iyi görünüyor.
The flame would go up into your bottom and...
Alevler götünden içeri girer...
I'm his twin flame.
Ben onun ruh ikiziyim.
that the loved one is not her twin flame.
gerçeği ile yüzleşmek. Bu onun ruh ikizi değil.
Today you got child-proof cabinets, flame-retardant pajamas,
Her yanında sürgüler vardı... kuklalı pijamalar...
Is the flame still burning after 40?
40 yıldan sonra ateş hala bacayı sarıyor mu?
And when I talk bless my tongue and the hearts of those who listen to me so that my words may be spoken to all igniting the flame of truth in them.
Ben konuşurken dilimi kutsasın. Bana kulak veren kalpler doğruluğun aleviyle yanıp tutuşsun.
Letting Moksha out into the world is like exposing a divine flame to the elements.
Moksha'nın dış dünyaya çıkmasına izin verdiğimizde ilahi bir ateş ortaya çıkacak.
Yeah, unless you think you can outrun a 25-foot flame, or a bullet.
Yedi metrelik bir alevden ve bir kurşundan daha hızlı değilsen.
I'm going to a rock concert with an old flame, and I think there is a chance we may reconnect.
Eski sevgilimle rock konserine gideceğim ve bence bu yeniden başlayabilmemiz için bir şans.
- Flame, a symbol of his faith believed that.
- Alevin, onun inancının bir sembolü olduğuna inanıyordu.
Where all these tiny little Ioners in their tiny little rooms order out for pizza and just flame at each other all the time.
Yalnızlık düşkünlerinin küçük odalarından pizza ısmarlayarak birbirlerine ateş püskürdükleri bir dönem.
He had the fuel for the eternal flame.
Sonsuz Ateşi hazırlayacaktı.
You are lighting the memorial flame, which is the greatest honor of all.
En onurlu işlerden biri olan ateşi yakma görevini üstleneceksin.
Hey, Jerry, you put propane in the eternal flame, right?
Jerry, propanı sonsuz ateşe ekledin, değil mi?
♪ is this burning ♪ ♪ an eternal flame? ♪
Hiç sönmeyecek bir alev mi yanıyor?
♪ Turns a flicker to a flame... ♪
Titrek bir ateşi Aleve dönüştürüyor.
Now you want this to sound like the guardians of the flame or do you want it to sound like creole wild west or golden eagles?
Alevin Muhafızları'na mı benzesin istiyorsun, yoksa Creole Vahşi Batısı gibi mi, yoksa Altın Kartallar gibi mi?
Looks like somebody took a flame thrower to his head.
Başına lav silahı tutulmuş gibi.
Old flame.
Eski bir göz ağrısı.
I know it may just be a small-town "wall of flame,"
Biliyorum küçük bir kasabadaki Alevli Duvar'da olsam da...
The spark has been struck, and soon the fire will flame up.
Kıvılcım çaktı ve yakında alev yanacak.
keys, files, laptop, my flame thrower.
... anahtarlar, dosyalar, laptop, lav silahım.
I splurged and bought the good ones- - flame-retardant.
Epey para harcadım ve en iyilerini aldım. Ateşe dayanıklılar.
Having lit the eternal flame at the head of her husband's grave, Mrs. Kennedy, still composed, still dignified, leaves the gravesite with the Attorney General.
Eşinin mezarı başında sonsuz ateşi yakan Bayan Kennedy, sakin, ve ağırbaşlı bir şekilde Adalet Bakanı ile birlikte mezarlıktan ayrılıyor.
It's my own improvement of Auguste Verneuil's flame fusion apparatus.
Bu Auguste Verneuil'in alev füzyonu aletlerinden geliştirdiğim kendi buluşum.
He has to become the flame now.
Artık alev alev yanma zamanı geldi.
But now and then, there are Saturdays, big, temporal tipping points when anything's possible. The Tardis can't resist them, like a moth to a flame.
Ama arada sırada, her şeyin mümkün olduğu geçici boşaltım noktaları olan Cumartesiler vardır.
"But breath be spoke before the flame, or death shall take him all the same."
"Lakin alevden önce dökülmeli sözcükler..." "... yahut ölüm yürür yine üzerinde. "
Well, the timing between the shock wave and the flame would be a matter of milliseconds.
Çarpma dalgasıyla alevler arasındaki zaman farkı birkaç milisaniyeden fazla değildir.
How to Flame?
Adı nedir?
Tomaso, bring me a flame.
Tomaso, ateş getir.
Let's see how your orc king feels about a little fountain of flame. In your face!
Hadi bakalım, ork kralının yüzünde bir ateş topuyla ne hissettiğini görelim!
You like being this close to the flame.
Ateşe yakın olmak hoşuna gidiyor.
The manner Titus glares, it is a shock we do not burst into flame.
Titus'un bakışlarını gördükten sonra alevler içinde yanmıyor olmamız bir mucize.
1,500 square inches of flame-broiling nirvana.
1500 metrekarelik kızartma nirvanası.
Nothing like wearing a leather flame suit on the hottest day of the year.
Yılın en sıcak günlerinden birinde deri bir maske takmak gibisi yoktur.
♪ Flame ♪
# Alev mi #
♪ an eternal flame ♪
# Sonsuz bir alev mi #
It's only a small flame, we'll extinguish it.
bu ufak bir alev sadece, ve bunuda söndüreceğiz.
Who should we send to extinguish this flame?
kimi göndermeliyiz bu ateşi söndürmek için?