Flipper traducir turco
257 traducción paralela
He was a flipper from way, way out.
O uzaklardan gelen bir yunustu.
He's got crazy flipper fingers I've never seen him fall
Parmakları çılgın bir palet gibi hiç yorulmuyor.
- Flipper!
- Flipper!
Get him, Flipper!
Hakla onu, Flipper!
Flipper, now don't start that shit.
Flipper, şu boka başlama yine.
Flipper's so jealous, she thinks the toilets I sit on... is her competition.
Flipper çok kıskanç, tuvalet olarak üzerime oturanları... rakipleri sanıyor.
Think, uh, you could manage without the flipper?
Sence bu kıyafetle halledebilecek misin?
- And we know Flipper!
Flipper'ı da biliyorsun!
You never were a great back flipper, were you?
Sen hiçbir zaman iyi bir ters parendeci olmadın ki.
I mean, some of these so-called "academics" make the shark in Jaws look like fucking Flipper!
Bu "akademisyen" denilen zevattan bazısı,... Jaws'ı sikik Flipper kılığına bile sokar!
The swallow flipper is working I'm happ y to say.
Yutağım çalışıyor, mutluyum.
Ooh, green fuzzy flipper slippers!
Yeşil tüylü terlikler.
Dad killed Flipper.
Flipper'i öldürdü.
I hope you know you're making me miss Flipper.
Sayende "Flipper" ı kaçırdığımın farkındasın umarım.
I'm not the vocal one, Flipper. - You are.
Bağıran ben değilim Flipper, sensin.
She's been here five minutes, give her a chance.
Flipper, buraya geleli daha beş dakika oldu. Ona bir şans ver.
Flipper, what is the deal here? What is...
Flipper, mesele nedir?
- How long you been with this company, Flipper?
- Ne zamandır bizimle birliktesin?
- Come on, Flipper, come on.
- Haydi Flipper, haydi.
Quiet. Flipper, come on.
Flipper, haydi.
Oh, Flip, you did.
Flipper, bunu yaptın.
- Flipper.
- Flipper.
- Flipper?
Flipper mı?
What the fuck kind of name is Flipper? - Flipper?
Bu nasıl bir isim böyle?
That's my baby brother, the one I've been telling you about.
Bu benim kardeşim Flipper sana ondan söz etmiştim.
- Flipper Purify, there will be no penis between us.
Temize çıkmaya çalışan Flipper aramızda ki her şey bitti!
I always thought Flipper was the ideal husband. You can never tell.
Flipper'ın her zaman ideal bir eş olduğunu düşünmüştüm.
Nah, Flipper.
- Hayır Flipper, hayır.
- Flipper?
- İyiyim. Güzel. Pekala.
- Yeah?
Flipper! - Evet?
Flipper, have you met Angie's folks? Not as of yet.
Flipper, Angie'nin ailesiyle tanıştın mı?
As for the black man... like my own son, Flipper, who ought to know better... got a loving wife and daughter... still got to fish in the white man's cesspool,
Ama oğlum Flipper gibi sevgi dolu bir eşi ve kızı olan siyah erkeklerin hâlâ beyazların lağım çukurunda balık avlanmaya gitmesini de aklım almıyor.
I'm a junkie, a crackhead.
Ben keşim. Bak, Flipper.
So that's where they buried flipper.
İşte Flipper'ı gömdükleri yer.
Flipper's dead?
Flipper öldü mü?
Perhaps when I held my Tiffany baby rattle with a shiny flipper instead of five chubby digits they freaked.
Belki de... Tiffany marka çıngırağı beş tombul parmak yerine parlak bir yüzgeçle tuttuğumda çılgına döndüler.
- Teach her my French flipper trick.
- Ona benim yüzgeç numarasını göstermeliyim.
- Flipper was a porpoise!
- Flipper da bir yunustu!
I don't want to be compared to Flipper.
Banane! Flipper'la kıyas edilmek istemiyorum.
- I'm not comparing you to Flipper.
- Senle Flipper'ı kıyaslamıyorum.
You're going to need fucking flippers... to wade through the shit you're in. The lady was so upset...
İçine düştüğün bu belada kurtulmak için lanet olası Flipper olman gerekecek.
So, under the circumstances, I might have elected to stay home and watch... reruns of Flipper on the late night cable channel... but I decided to come here.
Bu durum altında, evde kalmayı ve gece kanalında... Flipper'ın tekrarlarını izlemeyi seçebilirdim... ama ben buraya gelmeye karar verdim.
Flipper got more money than me.
Flipper da bile benden daha çok para var.
D.J. Flipper was there.
D.J. Flipper da.
Heigh-ho, Flipper, away!
Selam Ayıbalığı, ileri!
So why'd he run? I don't know, maybe he's taking a cigarette break.
Taco dalışındaki postacı Flipper değildi.
I mean the real McCoy. That's why Flipper's gone.
Flipper bu yüzden gitti.
Can you help me, please?
- Flipper, buraya niye geldin?
Flipper, why are you here?
- Drew, bunlar senin için.
- I guess I just wasn't light enough for you, was I?
Demek ki derim, senin için yeterince açık renkli değilmiş, Flipper.
Has Flipper told you about his loving wife and daughter?
Flipper sana sevgili eşi ve çocuğundan söz etti mi?