Flyboy traducir turco
102 traducción paralela
Hey, flyboy!
Hey, kaptan!
All right, flyboy, you can put her down now.
Tamam kaptan, onu indirebilirsin.
One second, flyboy.
Bir dakika delikanlı.
Into the garbage chute, flyboy.
Çöp kanalından geçeceğiz.
Or maybe the pilot?
- Belkide, Flyboy'dur.
Open. I'll deal with the trolley. - If the pilot is shot, you must bring here.
Aç hadi, arabayı ben götürürüm, eğer bu Flyboy'sa onu bizim takıma alabilirim.
This time was good pilot. Are you happy?
Son sefere göre, gayet iyiydin, Flyboy buna ne dersin?
Bravo found it.
Burayı sen buldun, Flyboy.
Where's the pilot?
Hey, Flyboy nerede? Onu göremiyorum.
They came, airman.
İçerideler, Flyboy.
Pilot?
Flyboy?
Pilot, where the fuck you gone?
Flyboy, hangi cehennemdesin?
What the hell are you doing, airman?
Lanet olsun Flyboy. N'apıyon lan sen?
Pilot?
Flyboy!
Pilot.
Flyboy...
Fuck you, Pilot!
Lanet olsun, Flyboy!
Forget it, flyboy.
Unut gitsin, uçuçböceği.
Flyboy, let's dance.
Dans edelim mi uçuçböceği?
One flyboy jumped the gun and dropped his napalm early.
Bir pilot napalm bombasını erken bıraktı.
Okay, flyboy, you just tell us where, we'll tell you when.
Tamamdır, uçan çocuk, sen bize nerede olduğunu söyle, biz de sana zamanı söyleriz.
You're on my shit list, flyboy.
Seni kara listeme aldım, pilot.
I'll kill the rest of them one at a time, unless you get your black ass out here, flyboy.
Kara götünü buraya getirmezsen, geri kalanını da tek tek öldürürüm, pilot.
Gonna give us a ride, flyboy?
Bizi götürecek misin, Pilot?
They're gone, flyboy.
Artık gittiler, pilot.
If I had a nickel for every one of Alan's flyboy buddies who tried to pick me up, I'd be a rich woman.
Eğer beni tavlamaya çalışan Alan'ın arkadaşlarının her birinden beş sent alsaydım... zengin bir kadın olurdum.
OK, flyboy, your estimated time of departure is now!
Pekâlâ, havacı çocuk, tahmini hareket zamanın şimdi!
I suggest you don't forget yours tomorrow, and remind your flyboy buddy, Dalton, to do the same.
Yarın giymemeyi unutmamalısını ve pilot arkadaşın Dalton'a da hatırlat Iütfen.
My turn, flyboy.
Sıra bende fırlama pilot.
Hey, flyboy.
Havacı.
Hey, flyboy, the squares are gone.
Hele şükür gittiler.
YuI Brynner would have made an outstanding flyboy.
YuI Brynner harika bir "flyboy" olabilirdi.
Ah! A fellow flyboy!
- Sizde pilotsunuz.
Yeah, they say a computer's better, but if... pencil and paper was good enough for Hemingway... it's good enough for this flyboy.
Bilgisayarın daha iyi olduğunu söylüyorlar. Ama kalem ve kağıt Hemingway'e yetmişse bu pilotada yeter.
- You are... a true flyboy.
- Sen gerçek bir pilotsun.
- Flyboy.
- Pilot.
The flyboy.
Uçan-çocuk.
I checked with Star Labs and they're just as clueless as everyone else about our flyboy. Right.
STAR laboratuvarına da sordum diğer herkes gibi onların da uçan çocuk hakkında hiç fikirleri yok.
Have it your way, flyboy.
Önden buyur, uçan çocuk.
So, bein'a ladybug automatically makes me a girl, is that it, flyboy? Huh?
Bir Uğurböceği olmak beni otomatikman kız yapıyor, öyle mi?
Nice work, flyboy.
İyi işti, uçan çocuk.
Adam, your brother and myself as well as several others present have always felt that you were a fully repressed, living-in-major-denial, lock-down flyboy.
Adam, kardeşin ve ben tıpkı diğerleri gibi daima senin bastırılmış, dışlanmış içine kapanık biri olduğunu düşündük.
So, being a ladybug automatically makes me a girl, is that it, flyboy? Huh? - She's a guy!
Bir Uğurböceği olmak beni otomatikman kız yapıyor, öyle mi?
All I want is another shot at "Flyboy."
Tek istediğim, şu uçan çocukla tekrar karşılaşmak.
Listen, flyboy.
Dinle, havalı çocuk.
Why don't you get Flyboy to do it?
Neden bunu Flyboy'a söylemiyorsun?
- Slow down, flyboy.
Ağır ol bakalım.
You mean some flyboy you're dating shot his mouth off.
Çıktığın bir pilot söylemiş olmalı.
You know, for a Starfleet flyboy, you're pretty sweet.
Bir Yıldızfilosu çocuğuna göre, epey tatlısın.
Stay!
Hayır, Flyboy.
Flyboy.
Uçuçböceği.
- Flyboy major in a bar.
Kadın meselesi mi?