English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ F ] / Foggy

Foggy traducir turco

567 traducción paralela
It's either foggy out, or make that 12 more hard-boiled eggs.
Bu sis düdüğü değilse, 1 2 tane daha lop yumurta demektir.
It was a foggy day.
Ama şey, o gün sis vardı.
Boy, it's going to be foggy out tonight.
Bu gece de sisli olacakmýţ.
You'd have your hands in your pockets on a foggy night -
Sisli bir gecede, ellerin cebinde gidiyorsun...
The sea's rough and it's foggy.
Deniz dalgalı, hava da sisli.
The sea is rough and it's foggy.
Deniz dalgalı, hava da sisli.
It was a passenger on a steamer which was making its way across the foggy English Channel from Southampton toward Le Havre.
Le Havre'ye doğru, Southampton'dan sisli İngiliz kanalını geçen bir vapurda yolcuydu.
Well, maybe there wasn't a wolf. It was dark and foggy and, well, perhaps the story I told you about the werewolf confused you.
Belki de kurt yoktu karanlık ve pusluydu ve belki anlattığım kurtadam hikayesi kafanı karıştırmıştır.
It's pretty foggy tonight.
Sanırım kaybolduk. Bu gece oldukça sisli.
Why did it have to be foggy and wet?
Böyle sisli ve ıslak mı olmalıydı?
I can find you a lot of foggy ones.
Ben bir sürü puslu bulabilirim.
I thought I'd come up and shoot the stars for a little while, but I guess it's too foggy.
Gelip biraz yıldızları çekeyim dedim ama görünen o ki hava çok sisli.
Pretty foggy, all right.
Çok sisli evet.
They like the warm, foggy weather.
Ilık ve sisli havaya bayılırlar.
Yes, he went over there, all right. It's still a little foggy.
Oraya gitti, hala belirsiz ama...
Everything foggy, an anchor on my head and ringing in my ears.
Her şey sisli, kafamda ağrı, kulaklarımda bir çınlama.
I didn't see you. It is a bit foggy, isn't it?
Biraz sisli, öyle değil mi?
We have seen the prologue of this film that begins at noon on V? sterl? nggatan a foggy December's day when everyone is in a hurry.
Girişini izlediğimiz filmde Västerlånggatan'da Aralık ayındaki bir günün öğle vaktinde telaşlı insanları görüyoruz.
Cold. Foggy.
Soğuk.
Still foggy outside?
Dışarda sis var mı hâlâ?
It was a little foggy when we got to Ensenada.
Vardığımızda Ensenada biraz sisliydi.
Our legions stand guard on the boundaries of civilization from the foggy coasts of the northern seas to the ancient rivers of Babylon, the finest fighting machines in history.
Ordularımız uygarlığın sınırlarını kolluyor. Kuzey denizlerinin puslu kıyılarından Babil'in tarihi nehirlerine kadar tarihin en iyi savaş aracı.
You're just looking at it, and your windows are foggy.
Ona bakıyorsun ve pencerelerin buğulu.
Are you quite certain, when you emerged from the lighted pub into the foggy night, you saw the assailant's face clearly enough to identify him beyond a shadow of a doubt?
Aydınlık bardan sisin içine adım atarken şüphe duymadan saldırganın yüzünü net gördüğünüze emin misiniz?
- Well, it was a bitter, foggy night, sir, so they was large gins.
- Sert, sisli bir geceydi, efendim. Bu yüzden duble cin içtik.
Foggy, the water's choppy.
Sisli ve su dalgalı.
What happens if San Francisco is foggy?
San Francisco sisli olursa ne olacak?
You know, your honeymoon should begin on a foggy night like this on one of those ships down there that's calling out.
Biliyorsunuz, sizin balayınız böyle bir sisli gecede ötede ses veren ve sonra yavaşça sise gömülen,
Things were pretty foggy... but I remember thinking that I mustn't scream.
Eşyalar oldukça bulanıktı fakat çığlık atmamam gerektiği düşüncesini hatırlıyorum.
Yes, sight's still a bit foggy, but clearing all the time.
Evet.Görüşüm biraz bulanık ama gittikçe düzeliyor.
It was dark and foggy.
Hava karanlıktı ve sis vardı.
Unusually foggy for July.
Temmuz ayı için çok sisli.
Indeed. Well, no wonder it was so foggy.
Demek bu yüzden hava o kadar sisliydi.
It's getting foggy.
Sis basıyor yine.
Intelligence sources traced the site of the top-secret project to the foggy wasteland below the Arctic peaks of the Zarkov islands.
İstihbarat kaynakları bulguları bu çok gizli projenin merkezinin - - Zarkov adasında Arktik tepelerin hemen altında olduğunu bildirdiler.
It's foggy this evening.
Bu gece sis var.
His conversation was disjointed, his thoughts a little foggy, unrelated. Chekov!
Konuşması kopuktu, düşünceleri biraz bulanık, ilgisizdi.
It is a fine, foggy night tonight.
Dışarıda güzel ve sisli bir gece var.
- No, it got foggy.
- Hayır, sis var.
Probably telling the pilot it's foggy. He's too busy circling to notice.
Herhalde pilota sisi haber vermeye gitti, kendisi daireler çizmekle meşgul ya.
It could have been foggy, he'd still be in Boston.
Sis olsaydı, hala Boston'da olurdu.
Now for Eastern England, Central Northern England and Northeast England. A foggy start in most places and a mostly dull misty day with rain and drizzle at times.
Doğu, Ortadoğu ve Kuzeydoğu İngiltere kesimlerine gelince çoğu bölgelerde sisli bir gün bekleniyor.
The weather was foggy.
Hava sisliydi.
- "A foggy morning"...
- "Sisli bir sabah" - O halde ben gidiyorum.
It was foggy and a truck jumped the divider on the freeway.
Sisliymiş ve bir kamyon otobanda bariyerlere çarpmış.
"Foggy plains of the Bassa".
"Bassa'nın sisli ovaları".
What do you do on a foggy night?
Sisli gecelerde ne yaparsın?
One day it's wet and foggy, and three hours later it's bright sunshine.
Uç saat sonra da... -... güneş açar.
Foggy Tates's wife, Louise, gave me this handkerchief.
Sersem Tates'in karısı bana mendil verdi.
It gets very foggy there, sir.
Gerçekten sisli yerdir efendim.
"A foggy morning"...
"Sisli bir sabah"...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]