Footed traducir turco
234 traducción paralela
Good, my wing-footed Hermes.
Aferin, benim ayakları kanatlı Hermes'im.
Flat-footed.
Düz taban.
An ordinary, everyday slew-footed plumber.
Sıradan, bildiğiniz sakar bir tesisatçı.
" And here is a newcomer, a flat-footed novillero from Sevilla...
" Yalın ayaklarıyla Sevilla'dan buraya, yalan beyanla para....
Not the card of four-footed things.
4 ayaklı bir şeyin kartı değildi.
She's very straight and graceful, light-footed.
Düzenli, zarif, çevik.
So, without bothering to inquire, you scare the life out of her... like any flat-footed copper off the beat.
Yani bilip bilmeden tıpkı mesai harici çalışan düztaban bir polis gibi ödünü koparttınız.
You see, he's a simply whizzer dancer... and has the foulest contempt for any ordinary two-footed person like little me.
Harika dans eder ve benim gibi en beterinden iki ayaklı minicik birine kalmış durumda.
Yes, you flat-footed Norman farmer.
Evet, sen, düztaban Normandiyalı.
Yes, but the government footed the bill!
Evet ama hükümet hesabı ödeyecekse!
Just fiddle-footed, smelling the wind for scent.
Ortalikta avini arayan hayvan gibi dolaniyorsun.
A man with a wooden leg teaches himself to climb up walls... and to run over the roof with the agility of a four-footed cat.
Tahta bacaklı biri, kedi gibi duvarlara tırmanması.
Characteristic of a four-footed animal.
Dört ayaklı bir hayvan özelliği.
In a light-footed way!
Ama zarif bir biçimde.
You know, back home in the Panhandle, Ma had an old club-footed hen one time. She fed her sawdust by mistake.
Biliyor musun, bir keresinde Panhandle'da, kümesteki tavuklar dan biri, 12 yumurtaya birden yatmıştı.
You think I didn't see that look you passed to this cold-footed, slippery-fingered gentleman on my right when you sat down?
Bu soğuk ayaklı, kaypak parmaklı centilmenin sağına oturduğun zaman bakışlarını görmediğimi mi sanıyorsun?
Web-footed sea birds!
Kaz ayaklıkar!
No kidding! She footed the bill?
Şaka yapıyor olmalısın!
Priam, they're a bunch of Roman-nosed, broken-gutted, spavined... sore-footed, swaybacked dogs.
Priam, bunlar cιlιz, uyuz, aksak... içi geçmiş hayvanlar.
THE NICKEL-FOOTED GANG
Metal Bacaklılar Çetesi
On top of that, I'm so flat-footed, when I get out of the bathtub, somebody has to rock me back and forth to break the suction.
En kötüsü, o kadar hantallaşmışım ki banyodan çıktığımda üzerimdeki suyun dökülmesi için birinin beni sarsması gerekiyor.
I shall be using an ordinary two-footed jump... mstraight up in the air and across the channel.
Doğruca zıplayıp karşı kıyıya atlayacağım.
- Captain. I just had to give one of those bare-footed what-do-you-call-thems the boot out of here.
Şu kim olduğunu bildiğin tiplerden birini kovdum az önce.
Yeah, honey, get those two web-footed lifeguards out of here.
Evet tatlım, Palet ayaklı o iki cankurtaranı benden uzak tut.
See that your grooms care for my fleet-footed Rosinante.
Seyisleriniz fırtına Rouzinante'me iyi baksınlar.
Nevertheless, scientists believe that these penguins These comic, flightless, web-footed little bastards May finally, unwittingly help man
Bununla birlikte bilim adamları bu penguenlerin bu komik, uçamayan, perde ayaklı veletlerin nihayet, farkında olmadan insan beyninin meçhul derinliklerini anlamaya yardım edeceğine inanıyor.
We caught'em flat-footed!
Gerçekten de gafil avladık onları!
Yes, except that he's stupid and flat-footed.
Evet, aptallığının haricinde aynı zamanda bir düztaban.
Yes, my boy, you dont walk so sure-footed anymore.
Evet dostum eskisi gibi yeterince temkinli değilsin.
- He can't corner the fleet-footed fighter. - It's absolutely unbelievable!
- Süzülen ayakları olan boksörü sıkıştıramıyor.
That is our intruder's four-footed companion.
Bu bizim davetsiz misafirimizin dört ayaklı arkadaşı.
I, the slaughterer, the swift-footed...
- Ben, kıyıcı, kesici...
get back here and fight, you little web-footed creeps.
Geri dönün ve savaşın sizi küçük sürüngenler!
Can't punch anybody flat-footed.
Sabit biri sana vuramaz.
A quick-footed flying squirrel super-car,
Jet gibi giden, süper kaplumbağa arabalar,
Be kind to your web-footed friends
Perde ayaklı dostlarına karşı nazik ol
Could you freeze on the "web-footed friends" shit?
"Perde ayaklı dost" muhabbetini kesebilecek misin?
Hey, this old girl's as sure-footed as a mountain goat.
Hey, bu ihtiyar kız ayaklarını yere bir dağ keçisi gibi sağlam basıyor.
Seems like somebody's been heavy-footed with the clutch.
Birisi debriyaja fazla yüklenmiş gibi.
Rajesh, do be seated bare footed.
Rajesh çıplak ayakla oturacak demek ki...
I can get my hands on. I don't want to be caught flat-footed by our intrepid Dr. Lense.
Dr. Lense'e hazırlıksız yakalanmamak için bulabildiğim her şeyi okuyorum.
It passes over rivers dry-footed.
Dereleri ayakları ıslanmadan geçer.
Arm you, I pray you, to this speedy voyage for we will fetters put upon this fear which now goes too free-footed.
Çarçabuk hazırlanın gitmeye rica ederim bu belayı zincire vurmalıyız artık. Pek başıboş dolaşıyor aramızda.
I don't intend to get caught flat-footed in case Clark comes after us.
Clark peşimize takılırsa burada onu karşılayacak birileri olmalı.
We have birthday cakes for us, so why shouldn " t we have a birthday cake for our four-footed child?
Kendimize doğum günü pastası alıyoruz, 4 ayaklı çocuğumuza neden almayalım?
Is all the counsel that we two have shared the sisters'vows, the hours that we have spent when we have chid the hasty-footed time for parting us.
Paylaştığımız sırlarımız birbirimize ettiğimiz kardeşlik yeminleri birlikte geçirdiğimiz o zamanlar. Hepsini unuttun mu?
I was enchanted to assist a demonstration of such quality and by a bare footed man, If you permit me...
Yoksul bir kimse tarafından sunulan, böylesine | ustaca bir gösteriyi izlemekten çok hoşnut kaldım. | İzin verirseniz...
Wonder if club-footed midgets get justice in heaven.
Wonder if club-footed midgets get justice in heaven.
Settle footed.
Oh, rüzgara kapıldım.
Well, pussy-footed pussy?
Hani, nerede kaldı o kedi adımları?
Left-footed means left-handed.
Solak ayak izleri, solak biri demek.