For a very long time traducir turco
1,005 traducción paralela
Has been for a very long time.
Uzun zaman önce nişanlanmıştı.
Perhaps not for a very long time.
Fazla uzun sürmeyebilir.
I haven't asked anything of you for a very long time.
Çok uzun zamandır senden bir şey istemedim.
But to lose it means that you are marked for a very long time as a chump.
Hele bir de kaybederse uzun süre salak olarak damgalanır.
In common with quite a lot of other writers I've been about to write it for a very long time.
Diğer yazar arkadaşlarla birlikte uzun zamandır yazmaya çalışıyorum.
It was just that I looked at him for a very long time.
Ben sadece çok uzun bir süre ona baktım.
But for a very long time.
Ama çok uzun sürecek.
I think he's telling us that his favorite television play is "The $ 2,000,000 Defense," in which case we are in for a very long time of it.
Sanırım, diyor ki, en gözde televizyon oyunu "2.000.000 dolarlık Savunma", bu durumda uzun süre bu konu üzerinde kalacağız.
I've not had any for a very long time.
Çok uzun zamandır yememiştim.
I expect to be here for a very long time.
Burada çok uzun bir süre kalmayı düşünüyorum.
He has been away for a very long time.
Uzun süredir uzakta.
You won't see me for a very long time.
Beni çok uzun bir süre göremeyeceksin.
You'll be remembered in this place for a very long time.
Burada sizi çok uzun zaman hatırlayacaklar.
My fellow Austrians... ... I shall not be seeing you again, perhaps for a very long time.
Sevgili Avusturyalılar sizi bir daha göremeyeceğim.
My people have been fighting the English for a very long time. My great-grandfather died at Waterloo.
Atalarım çok uzun zaman, nesiller boyunca İngilizlerle savaştılar.
And soon, of course, the laughter became less general but it did not subside entirely for a very long time.
Biraz sonra da, doğal olarak, gülüşler yatışmaya başladı ama tam olarak sona ermedi, uzunca bir süre.
For a very long time.
Çok uzun zamandır.
For a very long time...
Çok uzun bir süredir...
You made me feel sort of beautiful, you know for a very long time.
Sen bana çok uzun bir süre güzel olduğumu hissettirdin.
So would I. I mean, we've been meaning to have you for a very long time but Angela's been busy with out-of-town relations and now summer's here and we haven't had our little Rachel in...
Ben de öyle. Demek istediğim ikimiz de bu planı uzun zamandır düşünüyoruz ancak Angela şehir dışındaki işleriyle çok meşguldü nihayetinde yaz da geldi ve biz hala küçük Rachel'ımızı...
We didn't realize that for a very long time.
Çok uzun bir süre bunu fark etmedik.
After we broke out from the bridgehead, supply for a very long time had to come over the beaches or be carried by air.
Köprübaşlarından ilerledikçe, erzakların uzun bir müddet kıyıdan içerileri ulaştırılması ya da havadan atılması gerekti.
It snowed for a very long time.
Kar çok uzun süre yağdı.
I cannot quite prove anything, but for a very long time she has not wanted to make love to me.
Elimde bir kanıt yok... ama uzun zamandır birlikte olma konusunda çok isteksiz.
That's why I think this war has being going on for a very long time.
Bu yüzden bu şavaşın çok uzun süredir sürdüğünü düşünüyorum.
It was a night out they were going to remember for a very long time.
O gece çok uzun zaman hatırlayacakları bir gece olacaktı.
I wasn't to see her again for a very long time, until I went to visit her at Oxford.
Oxford'da ziyaretine gittiğim güne kadar onu uzunca bir süre görmeyecektim.
3 years passed, and late in the summer of the 3rd year, as All Souls Day drew near the villagers began asking questions, they began to gossip about Gisaburo, the rickshaw man, whom they hadn't seen or heard of for a very long time
3 yıl geçti ve 3. yılın sonlarına doğru Ataların festivali yaklaştıkça, insanlar merakla, Gisaburo hakkında dedikodu yapıyorlardı. Bu çekçekli adamı uzun zamandır ne gören vardı ne de hakkında duyan.
Well, we were married for a very long time.
Çok uzun zamandır evliydik.
I put a little away for a very long time.
Çok uzun zaman önce bir kenara atmıştım.
And that's the last you're gonna see me for a very long time.
Sonra da beni uzun bir süre göremezsin.
Because I was there where she is now for a very long time.
Çünkü şu anda bulunduğu yerde çok uzun süre kaldım.
And I'm really in love with you... and I really have been for a very long time.
Ve sana gerçekten aşığım ve çok uzun zamandan beri aşığım.
I don't want to embarrass you... or make you feel uncomfortable with me... but... I've been needing to tell you this for a very long time.
Seni sıkıntıya sokmak ya da rahatsız hissettirmek istemem ama sana bunu uzun zaman önce söylemem gerekirdi.
We'll all feel sick for a very long time.
O zaman hapı yutarız.
I was for a very long time, and now it's not that way any more.
Uzun süre biriyle beraberdim ama artık durum değişti.
For a very long time.
Çok uzun zamandan beridir.
You're dead for a very long time.
Sen uzun zamandır ölüsün.
He'd been looking for one a very long time.
Uzun zamandır arıyordu. Öyle birden...
He'd been very unhappy for a long time.
Uzun zamandır çok mutsuzdu.
I remember one time I was very tired because he had walked through lava fields for a long time. I had slept on the beach.
Hatırlıyorum da bir keresinde çok yorgundum çünkü lav alanlarında yürümüştüm ve sahilde uyudum.
I've been a very close friend of Hamer Thorne for a long time.
Hamer Thorne'a uzun bir süre çok yakındım.
A very long time ago, you were up for grabs. You could have gone one way or the other.
Çok uzun zaman önce, kayda değer birisi olabilirdin.
We may be here for a very long time, doctor.
Burada uzun zaman kalabiliriz.
They liked him probably, but they were jealous. So, he was very controversial for a long time.
Uzunca bir süre tartışmalara sebep oldu.
I have loved you for such a very long time.
Bunca zaman boyunca seni hep sevdim.
We were together for a long time, a very long time.
Uzun zamandır birlikteydik, çok uzun zaman.
It took me a really long time to get her away from that way of thinking, It took me many years, and that`s why it was very hard for me to go into her room and find these books under her bed, knowing you had gotten them.
Onu öyle düşünmekten vazgeçirmem gerçekten çok zamanımı aldı senelerimi aldı, ve bu yüzdendir ki onun odasında, yatağının altında senin ona temin ettiğin bu kitapları bulmak benim çok zoruma gidiyor
We've been aware of some very serious vampire activity in town for a long time.
Uzun zamandır şehirde olan... ciddi boyutlardaki vampir etkinliklerinden haberdarız.
Of course, I'm gonna be here for a Long time, a very Long time.
Tabii, ben burada uzun süre kalacağım, çok uzun süre.
He spoke for a long time, very long time, between the two armies preparing to destroy themselves.
Uzun bir süre konuştu, çok uzun bir süre, birbirlerini yok etmeye hazırlanan iki ordunun arasında.