For luck traducir turco
1,768 traducción paralela
I took that for luck.
Bunu şans için almıştım.
You know, blow on it for luck.
Anlarsın ya, şans üflemesi için.
Think I'll keep this one for luck.
Bunu şans için saklayacağım.
I brought you this for luck on the opening today.
Bunu sana açılış gününde uğurlu gelsin diye getirdim.
I could rub your head for luck.
- Şans için kafanı okşayabilirim.
Here, take this for luck.
Al. Bu sana şans getirsin.
Blow for luck!
- Şans için!
For luck!
Uğurum.
- For luck.
- Şans için.
He's bound for Oregon, Miss Lady, with the handsome nigger you're talkin'to right now, if our luck holds to the afternoon.
Oregon'a varmak üzere, Sayın Bayan. Şansımız varsa akşama dek orada oluruz.
It's bad luck for me to see the wedding dress.
- Gelinliği görmem uğursuzluk getirir.
Start with broad-spectrum antibiotics for possible bacterial meningitis, and an antiviral in case we luck out and it's herpes encephalitis.
Bakteri kaynaklı menenjit için geniş spektrumlu antibiyotik vermeye başlayın. Ayrıca herpes ensefaliti olması durumu içinde antiviral verin.
Well, Anthony, we notice you've been having a lot of luck... at the craps table, and we wanted to reward you... with these dining coupons good for any restaurant at the Montecito.
Aslında Anthony, craps masasında senin çok şanslı olduğunu fark ettik ve ödüllendirmek istedik Montecito'daki bu yemek kuponlarıyla.
As for Kenny, he got a "better luck next time."
Kenny için ise, "inşallah bir dahaki sefere" demek kaldı.
Throw in more coins for good luck!
Şanslarının açık olması için madeni para atın!
They penalized me for not having some hard luck story.
Onlar, kötü geçmişli birine şans vermemek için beni cezalandırdı.
Would you like me to stay with you while you play for good luck?
Şans için yanında durmamı ister misin?
It's a long-standing tradition for students to rub its nose for good luck.
Eskiden beri var olan geleneklere göre, heykelin burnunu okşamak öğrencilere şans getirirdi.
No one wants to pass up a chance for good luck.
Kimse, iyi şans fırsatını kaçırmak istemez
It could be for good luck.
İyi şans için olabilir.
Bad luck for you, huh?
Sendeki de şansa bak, değil mi?
Well, then, good luck... for both of you.
Pekala, o zaman, bol şans ikiniz için de.
He's not the kind of mark we want to come looking for us. - Any luck?
Bizi takip etmesini isteyeceğimiz türden bir hedef değil.
- A stroke of luck for the good guys.
- İyi adam şansı.
That an American girl in a foreign country down on her luck agrees to swallow drugs for the money to get back home?
Yabancı bir ülkede, Amerikalı bir kız, şansı pek yaver gitmeyince evine dönmek için uyuşturucu yutarak para kazanmayı kabul mü etti?
You seem to have bad luck with the people who work for you.
Sizin için çalışan insanlardan yana şansınız yokmuş gibi görünüyor.
If you are looking for the Avatar, you're out of luck.
Eğer Avatar'ı arıyorsanız şansınıza küsün.
Take this for good luck.
Bunu iyi şans için alın.
With luck, you may have the opportunity to prove the truth for yourselves.
Şansınız olursa, gerçeği kanıtlama fırsatınız olabilir.
I usually have my best luck for dinner after 10 : 00.
Genelde şansım akşam 22 : 00'den sonra açılır benim.
Which, with any luck, will keep you in jail for the rest of my life.
En kötü olasılıkla ömrünün kalanını hapiste geçirmene yeter.
Kiss for luck?
Şans öpücüğü?
Anyway, I was due for some good luck.
Yine de, şansım biraz yaver gitti.
It's bad luck for the groom to see the bride before the wedding.
Düğünden önce damadın gelini görmesi uğursuzluktur.
Bad luck for him, though :
Şanssız adammış.
So if you're looking for an encore performance, you're out of luck.
Eğer gösterinin tekrarını bekliyorsan, şansını kaybettin.
I'd wish you luck with the whole husband thing, but I don't think it's really going to work out for you.
Koca bulma olayında sana şans dilerdim ama bulabileceğini hiç sanmıyorum.
But thank you for everything and good luck.
Herşey için teşekkürler... Ve... bol şans.
Well good luck with that personal gift you're getting for Danny.
Pekâlâ, Danny'e alacağın şu hediye için iyi şanlar.
For good luck.
İyi şans için.
Then the team would come out and rub his head for good luck.
Sonra da tüm oyuncular, şans getirsin diye kafasını okşarlardı.
If it wasn't for bad luck, this guy would have no luck at all. Without a trace 5x06 :
Kötü şansı olmasaydı bu adamın hiç şansı olmazdı.
If you want to wait for a magic sign to go be happy, then good luck to you, lady.
Eğer sihirli bi işaret beklemek seni mutlu edecekse, o zaman sana bol şans, bayan.
Bad luck for you.
Şansına...
But keep it with you for good luck.
Ama iyi şans getirmesi için üzerinde taşı.
Lady Marian is my good luck charm for this evening.
Bu geceki şans meleğim Leydi Marian.
Tough luck for Arizona.
Arizona'nın şansı kötü.
OH, YEAH, GOOD LUCK GETTING A RESERVATION SOMEWHERE DECENT FOR TOMORROW NIGHT.
Yarın gece için düzgün bir yer rezerve ettirme... konusunda iyi şanslar.
Yeah, but isn't it bad luck to buy a dress for the victory party before the election?
Evet ama seçimden önce kutlama partisi için kıyafet almak kötü şans getirmez mi?
And if you think that you can find a better person for the job, good luck.
Eğer bu iş için daha iyi birini bulabileceğinizi sanıyorsanız bol şans.
And now she can't speak until someone says her name, or she'll have bad luck for the rest of her life.
Biri adını söyleyene kadar konuşamaz artık. Yoksa hayatı boyunca şansı yaver gitmez. Şaka yapıyorsunuz.
lucky 618
luck 177
lucky day 17
luckily 891
lucky me 225
lucky man 42
lucky guy 43
lucky girl 52
lucky bastard 47
lucky you 322
luck 177
lucky day 17
luckily 891
lucky me 225
lucky man 42
lucky guy 43
lucky girl 52
lucky bastard 47
lucky you 322
lucky guess 90
lucky him 24
lucky for you 336
lucky shot 32
lucky there's a family guy 44
lucky them 19
lucky us 39
lucky for her 16
lucky for us 117
lucky for him 22
lucky him 24
lucky for you 336
lucky shot 32
lucky there's a family guy 44
lucky them 19
lucky us 39
lucky for her 16
lucky for us 117
lucky for him 22