Forty years traducir turco
405 traducción paralela
Forty years ago.
Kırk yıl önce.
Forty years from now I'll love you more then I do now.
Kırk yıl sonra, seni şimdikinden de çok seveceğim.
No grouse here sir for the last forty years.
Burada hiç keklik yok, efendim, son elli yıIdır böyle.
That was forty years ago.
Bu kırk yıl önceydi.
Forty years and a thousand lowerings ago.
40 yıl ve bin yolculuk evvel.
Forty years, it don't seem possible.
40 yıl, dile kolay.
Forty years ago, Mama, you left the South.
Kırk yıl önce anne, Güney'i terk ettiniz.
Forty years of service!
40 yıl görev yapmış.
Forty years on the job!
40 yıl görev yapmış.
I've been in this trade for forty years.
Bu sanatla kırk yıldır uğraşıyorum.
Forty years of being second.
Kırk yıldır ikinci olmak.
Forty years have I wandered over the earth!
Yeryüzünde kırk yıl dolaştım!
Forty years have I dedicated to the preparation of magic powders that'd open the gates of dungeons and reveal the darkest secrets.
40 yıl boyunca, sihirli güçlerin hazırlamak ve bu zindanın kapılarını açmak karanlık sırlarını istiyorum.
Forty years I've taken care of people in their hour of need.
Kırk yıldır ihtiyaç duydukları anda insanların yardımına koştum.
Forty years... of his terrible secret.
40 yıl bu korkunç sırla yaşamış.
and now hear how say that I, for forty years...
Ama şimdi, kırklı yaşlarıma geldim ve...
I have lived for over forty years, and I've seen... life as it is.
Kırk yıldan fazla yaşadım ve gördüm ki hayat olduğu gibidir.
I've lived for forty years and I have nothing to say.
Kırk sene yaşadım ama birşey diyemiyorum.
I've been doing this job for forty years, I've seen and known every trick...
Bu işi kırk yıldır yapıyorum, her numarayı gördüm ve biliyorum.
At forty years?
Kırkından sonra mı?
Why start a war? Which could last forty years?
Neden belki de elli yıl sürebilecek bir savaş başlatalım ki?
Forty years!
Kırk yıl!
Forty years I serve you.
Kırk yıldır sizin emrinizdeyim.
Before I'll be forty years old.
Ben kırkıma varmadan önce.
Yeah. Forty years.
Evet. 40 yıldır.
But for forty years I have waited for this one final moment of revenge.
Ama kırk yıl bekledim intikamımın son anı için.
I'm forty years old, leave me alone!
Ben kırk yaşındayım, beni yalnız bırak!
Forty years in the army, the backbone of the army!
Orduda kırk senesi geçmiş birine. Ordunun bel kemiği olan biri!
Not for about forty years.
En az kırk yıl daha değil.
Forty-five years.
- 45 yıldır. - Peki ya...
Forty-five years, and most of the time carrying other people's burdens.
45 yıI, ve çoğu başkalarının sorumluluklarını taşıyarak.
Forty-two years old.
42 yaşında.
"Forty glorious years in textiles". Don't let it get you down.
"Tekstilde 40 parlak yıl." Cesaretini kırmasına izin verme.
Forty-nine and a half, West 110th Street, 16 years old.
Batı 110. Cadde, 49 numara, 16 yaşındayım.
Forty-six years ago I started lending money in Larry Bingham's backroom.
45 sene önce Larry Bingham'ın arka odasında başladım bu işe.
Forty-six years I've been lending money on good old-fashioned principles.
45 yıldır sürekli eski usul prensiplerle borç veriyorum.
My father, an engine driver, has been retired since the age of forty eight and people are mad with envy since dad is healthy and will draw his pension for twenty, maybe thirty years... without doing a thing.
Babam, makinistti. Kırk sekiz yaşında emekli oldu ve insanlar, babamın sağlıklı iken yirmi, belki de otuz yıl boyunca bir şey yapmadan emekli maaşı alacak olmasını çok kıskandı.
Forty-one years.
Kırk bir yaşında.
Forty-four years.
Kırk dört yaşında.
We came here looking for some friends. Forty-seven of them who were stranded here some six years ago.
Buraya kazara 6 yıl önce düşen 47 arkadaşımızı aramaya geldik.
Forty, 50 years.
40, 50 yıl.
Forty-two years ago.
Kırk iki yıl önce.
Forty-two years in the pits, not even an echo left hanging in the air.
Maden ocaklarında kırk iki yıl, havada yankısı bile kalmadı.
They would've been married forty-five years this fall.
- Evet. Bu sonbaharda 45'inci evlilik yıldönümlerini kutlayacaklardı.
They are more than forty thousand years old, they were once like ourselves.
Kırk bin yaşından fazladırlar. Vaktiyle bizler gibi insandılar.
I'm forty-one years old.
Ben 41 yaşındayım.
And from Mile Forty, Saskatchewan, where he now runs a doughnut shop, number 15, former penalty-minute record holder of the Federal League for the years 1960 to 1968 inclusive, Gilmore Tuttle!
Ve Mile Forty, Saskatchewan'dan, kurabiyeci işlettiği yerden, 15 numara, 1960-1968 yıllarının Federal Lig eski penaltı tutanakları rekortmeni, Gilmore Tuttle.
Forty - three years.
Kırk üç yıl.
For forty-four years, I've tried to be a good daughter to you... and all I've gotten in return is abuse.
Kırk dört yıI boyunca sana iyi bir kız olmaya çalıştım... ama bunun karşıIığı hep hakaret oldu.
Brother, I have only forty percent of my powers left after two years at most I'll regain seventy percent.
Wudang'ı derhal yok ederler! Birader, gücümün büyük kısmını tükettim!
Just think, in two years I'll be forty, in twelve I'll be fifty.
Düşün, iki yıl içinde kırk, on iki yıl içinde elli olacağım.
years 15110
years ago 5618
years old 4883
years later 514
years older than you 21
years of experience 32
years together 37
years ago today 35
years older than me 22
years before 33
years ago 5618
years old 4883
years later 514
years older than you 21
years of experience 32
years together 37
years ago today 35
years older than me 22
years before 33
years to life 41
years apart 22
years of age 170
years on the job 27
years old now 31
years older 43
years now 204
years earlier 42
years of marriage 86
years of my life 55
years apart 22
years of age 170
years on the job 27
years old now 31
years older 43
years now 204
years earlier 42
years of marriage 86
years of my life 55