Forwarding traducir turco
372 traducción paralela
She checked out about 8 : 00 this morning, didn't leave a forwarding address.
Bu sabah 8'de ayrıldı, bir adres de bırakmadı.
Your forwarding address?
Hangi adreste olacaksınız?
Well, she must have left a forwarding address.
Adresini bırakmış olmalı.
"Wrote down details of Conway's story about Shangri-La, which I am forwarding."
" Conway'in Şangri-La'yla ilgili anlattıklarını ekte gönderiyorum.
I'd like to leave a forwarding address if they happen to fiind that book.
Kitabı bulurlarsa ulaşmaları için bir adres bırakmak istiyorum.
Any forwarding address?
Bir adres birakti mi?
What's the forwarding address?
Nereye gitmiş olabilir?
When we crashed out, I didn't leave no forwarding address.
Kaçarken, yeni adresimi bırakacak zamanım olmadı.
I completely forgot to give Mapes my forwarding address.
Mapes'e tam olarak yeni ev adresimi vermeyi unutmuşum.
People use it as a forwarding address.
Posta adresi olarak kullanılıyor.
Our pigeon could just fly away and... forget to leave a forwarding address.
Güvercinimiz uçup bir yerlere kaybolabilir.
I'll send you a forwarding address when I... when I get something fixed.
Bir yere kesin yerleştiğimde size adresimi kesin bildiren bir kart atarım.
He left a forwarding address.
Evet. Bir adres bırakmış.
I'd like to leave a forwarding address.
Yönlendirme adresi bırakmak istiyorum.
- No way to get a forwarding address?
- Yeni adresini öğrenemez miyiz?
No forwarding address.
Yeni adresi yoktu.
- He must have a forwarding address.
- Sizde adresi olmalı.
No note, no forwarding address.
Ne bir haber bırakmış, ne bir adres.
She gave birth to him and promptly died, leaving no forwarding name or address.
Onu doğurur doğurmaz öldü, ne bir isim ne de bir adres bıraktı.
- Could we have a forwarding address?
- Bir varış adresi alabilir miyiz?
I'm forwarding the launching date four weeks.
Fırlatma tarihini dört hafta ileri alıyorum.
We found they had gone away on two weeks'holiday. They had not left any forwarding address And they had bolted and barred the house
Kapıya bir adres bırakmamışlar ve içeri girmemizi önlemek için eve kilit vurup tahta çakmışlar.
- She left a forwarding number.
- Aranmak üzere bir numara bıraktı.
Left no forwarding address.
Hiçbir adres de bırakmadı.
I'm not giving you a forwarding address!
Yeni adresimi vermem!
Any forwarding address?
Adres bıraktı mı peki?
She didn't leave any forwarding address, but her landlord said she was going to spend some time with friends for a couple of weeks.
Sonraki adresini bırakmamış, ama evsahibi, bir kaç hafta boyunca, bir kaç arkadaşı ile vakit geçireceğini söylemiş.
Did they leave a forwarding address?
Gittikleri adresi biraktilarmi?
No forwarding address.
Adres birakmadi.
Gave ya a forwarding address for Miss Appley?
Miss Appley'in yeni mektup adresini mi bildirdiler?
I don't think there'll be any necessity to leave a forwarding address.
Herhalde bir posta adresi bırakmamıza gerek yoktur.
He left without leaving a forwarding address!
Ayrılırken adres bırakmadı!
Well, you didn't leave a forwarding address, Hannibal.
Adres bırakmamıştın Hannibal.
What do you mean, the operator just got around to forwarding the message?
Ne demek operatör mesajı iletmek için yeni geldi?
Just a notation here that correspondence sent to him was returned with no forwarding address.
Sadece adreste bulunmadığı için geri gönderilmiş yazışmalar.
Did she say where she was goin', or a forwarding address or anything?
Nereye gittiğini söyledi mi, mektuplarını göndermeniz için adres falan verdi mi?
You think I'm gonna give you a... forwarding address?
Sana adres falan mı vereceğimi sandın?
- Fast-forwarding, sir.
- Sarıldı.
I feel we're secure in forwarding mail.
Mektupları gönderirken kendimi güvende hissediyorum.
- Leave a forwarding address.
- Yeni adresini bırak.
I would have to leave a forwarding address with the Post Office.
Postaneye yeni adresi bırakmam gerekecek.
Forwarding address?
Adresler gönderiyor mu?
I THOUGHT MAYBE THIS SONIA... MIGHT HAVE LEFT A FORWARDING ADDRESS.
Düşündüm ki belki bu Sonia bir iletişim adresi bırakmıştır.
We had to cop the forwarding address off the postman.
Adresinizi postacıdan çalmak zorunda kaldık.
No forwarding address?
- Adres bıraktı mı?
The concept behind the car phone speakerphone, airline phone, portable phone pay phone, cordless phone, multiline phone the phone pager, the call waiting call forwarding, conferencing, speed dialling, direct dialling and redialling is that we all have absolutely nothing to say and we've got to talk to someone about it right now.
Araba telefonlarının, diafonların havayolu telefonlarının, telsiz telefonların, kartlı telefonların, kablosuz telefonların, çoklu telefonların, çağrı cihazlarının, arama bekletmenin, arama yönlendirmenin, konferans usulü konuşmanın, hızlı aramanın, doğrudan aramanın ve tekrar aramanın arkasındaki fikir ; söyleyecek hiçbir şeyimizin olmadığı ve bununla ilgili hemen birisi ile konuşmamız gerektiğidir.
No forwarding address.
Adres bırakmamış.
Anyone who tries to trace us will get bounced around... By c and p's call-Forwarding software.
Bizi izlemeye kalkan herhangi birisi C ve P'nin arama yönlendirme yazılımıyla dolanıp duracak.
I'm forwarding it on to you, knowing you may not want it any more than I did at first.
İlk önüme geldiğinde benim yaptığım gibi, senin de benimsemeyeceğini bilsem de davayı tüm hantallığıyla
Did Cynthia leave a forwarding address?
Cynthia yeni adresini bıraktı mı?
No forwarding address.
Adreste kimse yok.