Four and three and two and one traducir turco
395 traducción paralela
You see, a man can meet two, three, or even four women... and fall in love with all of them... and then, by a process of, uh, interesting elimination... he's able to decide which one he prefers.
Bir erkek iki, üç, hatta dört kadınla tanışabilir ve hepsine aşık olabilir ve sonra da ilginç bir eleme sistemiyle hangisini tercih edeceğine karar verir duruma gelir.
Two carriages and - one, two, three, four, five, - six liveried servants!
İki araba ve - bir, iki, üç, dört, beş, - altı üniformalı uşak!
One and two and three and four and five and six and seven and eight and nine and ten.
bir ve iki ve üç ve dört ve beş ve altı ve yedi ve sekiz ve dokuz ve on.
One, two, three, four, five, and half for the little one.
Bir, iki, üç, dört, beş ve yarım da ufaklık için.
- And, one, two, three, four.
- Ve, bir, iki, üç, dört.
One for the money, two for the show... three to make ready, and four to go!
Para için BİR, gösteri için İKİ hazır olsun diye ÜÇ, ve gönderelim diye DÖRT!
One and two and three and four.
Bir ve iki ve üç ve dört.
After all, it holds some 2,000 persons... e and you only show, one, two, three, four.
Ne de olsa burası 2 bin kişilik. Resimde 1, 2, 3, 4 kişi var.
I've got two small silver coins, and one, two, three, four pennies.
İki ufak gümüş param var ve bir, iki, üç, dört kuruşum.
One, two, three, four and five.
Bir, iki, üç, dört ve beş.
And... one, two, three, four!
Bir, iki, üç, dört!
One, two, three, four, five hundred... and fifty nicker.
Bir, iki, üç, dört, beş yüz... elli de fazlası.
One, two, three, four, five hundred and fifty knickers... Ahem, pounds, Matron, and I hope it's only the start.
Bir, iki, üç, dört, beş yüz elli, pek fazla..... değil ama başlangıç olacağını umuyoruz.
From my window, I send kisses one and two and three and four
* Penceremden, öpücükler gönderirim... *... bir tane, iki tane, üç tane, dört tane...
And to the port come one and two and three and four birds
* Limana gelir kuşlar... *... bir tane, iki tane, üç tane, dört tane...
I want to have one and two and three and four sons
* Oğlum olsun isterim... *... bir tane, iki tane, üç tane, dört tane...
One, two, three and four, is seven.
Bir, iki, üç ve dört... yedi eder.
One, two, three, four, five and come to Papa ¡
Beşinci saksı. Bir, iki, üç, dört, beş gel bakayım babana!
One, two, three, four, five, six, seven, eight and nine.
Bir, iki, üç, dört beş, altı, yedi, sekiz ve dokuz.
One... two... three million... Four million... And one... two hundred thousand.
Bir, iki, üç dört milyon iki yüz bin frank.
And a-one and a-two And a-three and a-four And a-one, two, and a-one and a-two and a-three and a-four
Ve bir ve iki ve üç ve dört ve bir, iki, ve bir ve iki ve üç ve dört ve bir ve iki ve üç ve dört ve bir ve iki üç, dört bir ve bir, iki, üç ve dört bir ve iki, üç ve dört bir ve iki...
One, two, three and four And one and two and three
Bir, iki, üç ve dört ve bir ve iki ve üç...
A one and a two and a three and a four.
Bir ve iki ve üç ve dört.
Two and one is three, carry one is four.
İki art bir üç, bir daha dört.
If they litter four pups and one of them's taken away, they don't care because there's three of them left, but if another is taken and there's only two left,
Dört yavru doğurup içlerinden biri götürüldüğünde,... geriye üç tane kaldığı için bunu önemsemez,... ama bir tane daha alıp ikisi kaldığında,
Go... one, two, three and four.
Evet oluyor. Bir, iki, üç, dört...
When I give you the signal... set them off one, two, three, four, and get the hell out of there.
İşaretimi görünce birer birer patlat ve hemen oradan uzaklas. ´
# # And a one, two, three, four
# # And a one, two, three, four
Upper right, two and four Lower right, three and lower left, one.
Üst sağ, iki ve dört, alt sağ, üç, alt sol, bir.
Let's see, not counting the big windows on the bottom, go up one, two, three, four, five, six, and over to the...
Alttaki büyük pencereleri sayma. Bir, iki, üç, dört, beş, altı diye yukarı çık.
He had three number one's and two number two's and a number four.
Üç kez birinci olmuşluğu var iki kez de ikinci ve dördüncü.
Ready? Four for nothing. One, two, three and...
Dün gece 325. ile buradan geçen ufak tefek hemşireyi biliyorsun.
Off you go. One - One, two, three, four, five, six, seven, eight, nine, ten, eleven, twelve, thirteen, fourteen, fifteen, sixteen, seventeen, eighteen, nineteen and twenty.
Bir, iki üç, dört beş, altı yedi, sekiz dokuz, on on bir, on iki on üç, on dört, on beş on altı, on yedi, on sekiz on dokuz ve yirmi.
- One, two, three and four.
- Bir, iki, üç ve dört.
But the songs would be like... I think the English have a song called "Roll Me Over in the Clover", and you go "One, two, three, four..."
Ama şarkılar şöyle olurdu... Sanırım İngilizlerin "Roll Me Over in the Clover" diye bir şarkısı var ve "Bir, iki, üç, dört..." şeklinde gidiyor.
One, two, three, four and five.
1, 2, 3, 4 ve 5.
One... two... three... four... and five.
Bir... İki... Üç...
One, two, three and four.
Bir, iki, üç ve dört.
And one and two and three and four.
Ve bir ve iki ve üç ve dört.
And one, two, three, four, five, six, seven, eight.
Ve bir, iki, üç, dört beş, altı, yedi, sekiz.
And one and two and three and four and five and six and seven and eight. And three. Two and three and four and five and six and seven.
Bir ve iki ve üç ve dört ve beş ve altı ve yedi ve sekiz ve bir ve iki ve üç ve dört ve beş ve altı ve yedi ve sekiz ve şimdi kapatın.
One, two, down three, up four and open.
Bir, iki, üç aşağı, dört yukarı ve aç.
And one and two, three and four.
Ve bir ve iki, üç ve dört.
And one, two, three, four...
Bölük, dur!
One, two, three, four and again, damn it!
Bir, iki, üç, dört Lanet! tekrar.
One and two! Two and three! Three and four!
1, 2, 2 ve 3, 3 ve 4, 4 ve 5.
One, two, three four and a half.
Bir, iki, üç... dört, dört buçuk.
Three times three and one is ten Let's have a round of drinks again Two, three, four, seven
3 kere 3 artı 1, eder 10 Yuvarlayalım içkileri bir daha 2, 3, 4, 7
And one, two, three, four, up, down.
ve bir, iki, üç, dört, yukarı, aşağı.
You're supposed to go to school for 21 days straight but you foul up after the third or fourth day and back you go again. One, two, three, four, five six breaks. So...
21 gün boyunca düzgün bir şekilde okula gitmen gerekiyordu ama sen üçüncü veya dördüncü günde tekrar bıraktın ve kaçtın.
Six chances to get yourself straight, get your arse back into school and one, two, three, four, five six times you've blown it.
Yani... bir, iki, üç, dört, beş altı şansın vardı. Kendini düzeltebilmek ve kıçını okula döndürebilmek için altı şansın vardı ve bir, iki, üç, dört, beş altı defa işi batırdın.