Foyle traducir turco
88 traducción paralela
Dr Foyle made a gross mistake when he signed the death certificate.
Dr. Foyle ölüm ilanını imzaladığında, kabul edilemez bir hata yapmış.
My teaching assistant, Timothy Foyle... will take the names of those who would like to volunteer.
Asistanım Timothy Foyle gönüllülerin isimlerini alacak.
The current record for solving the case is 16 minutes... courtesy of the amazing Mr. Foyle.
Bay Foyle cinayeti çözme rekoru olan 16 dakikayı elinde tutuyor.
So Tim Foyle's girlfriend likes Dick and sundry other Pi Sigs.
Demek ki Tim Foyle'un kız arkadaşı, Dick ve diğer Pi Sig'leri seviyor.
Tim Foyle, here?
Tim Foyle mı burada?
So how did Tim Foyle find you?
Tim Foyle seni nasıl buldu?
I'm calling about a job application we got from your teaching assistant, Tim Foyle.
Asistanın Tim Foyle'ın başvurusu için arıyorum.
And in a shocking development in a local murder investigation Timothy Foyle, the teaching assistant of accused killer Hank Landry has confessed to the murder of Cyrus O'Dell.
Yerel bir cinayet davasında şok gelişmeler... Katil zanlısı Hank Landry'nin okuldaki asistanı Tim Foyle, Cyrus O'Dell'i öldürdüğünü itiraf etti.
I'm not a child anymore, Mr Foyle, so I won't play your lofty games.
Artık bir çocuk değilim Bay Foyle, sizin bu afili oyunlarından oynamam.
Come back after breakfast! Mr. Foyle!
Kahvaltıdan sonra gelin.
After breakfast!
Bay Foyle! Kahvaltıdan sonra!
Mr. Foyle.
Bay Foyle.
What day do you take your laundry to be service washed, Mr. Foyle?
Çamaşırlarınızı hangi gün yıkatıyorsunuz, Bay Foyle?
I have to tell you, Mr. Foyle, already this is a huge challenge.
Size şunu söylemeliyim ki Bay Foyle ; bu, hâlihazırda zor bir görev.
You think I did all those awful things to that poor woman. - Mr. Foyle, please, Listen to me.
- Zavallı kadına bu berbat şeyleri yaptığımı düşünüyorsunuz.
Foyle.
- Bay Foyle.
Mr. Foyle, I'm your defence barrister.
Bay Foyle, ben sizin savunma avukatınızım.
I heard you're up against our boy Julian on this Liam Foyle malarkey.
Bu Liam Foyle'u bizim Julian'a karşı savunuyormuşsun.
Anyway, this Foyle case is a little too St Jude for my liking.
Neyse, bu Foyle davası benim için biraz fazla "St. Jude" kaldı.
And we intend to prove, without doubt, that that person was Liam Foyle.
Bizim de kati amacımız ise, bu kişinin Liam Foyle olduğunu kanıtlamaktır.
Mr. Hughes, in your professional capacity, can you please confirm the credit card statements before you are an accurate reflection of payments made by your bank on behalf of the account holder, Mr. Liam Foyle?
İş ahlakınıza da dayanarak ; kredi kartı harcamalarının ödemeleri tamamıyla yansıttığını ve hepsinin de Bay Liam Foyle tarafından sizin bankanızda gerçekleştirildiğini onaylıyor musunuz Bay Hughes?
Mr. Foyle!
- Yalancı! Bay Foyle!
It would be convenient for everyone here today if Liam Foyle was guilty.
Eğer bugün Liam Foyle suçlu ilan edilirse herkes rahat bir nefes alır.
We may dislike Mr. Foyle.
Bay Foyle'dan hoşlanmayabiliriz.
Dr. Crowe, have you had a chance to examine the hard drive of the computer belonging to Mr. Foyle?
Dr. Crowe, Bay Foyle'a ait olan bilgisayarın sabit diskini inceleme şansınız oldu mu?
In your analysis of his computer, did you establish that Mr. Foyle had actually visited any of those websites that pertained to those images?
Siz bilgisayarı analiz ederken Bay Foyle'un, bu tarz içeriğe sahip siteleri ziyaret ettiğini tespit ettiniz mi? - Hayır, ama kredi kartı...
So given this possibility, if we were to prove, in this court, that such falsification occurred, would Mr. Foyle be shown to be, in fact, a victim of identity fraud?
Böyle bir hatanın bulunduğu bu durumda söz konusu olasılığa da dayanarak, Bay Foyle aslında bir kimlik sahteciliğine kurban gitmiştir diyebilir miyiz?
Even with the reporting restrictions, given the press this case has already generated, Mr. Foyle cannot be given a fair trial.
Basına kısıtlamalar getirilmesine rağmen dava herkes tarafından duyuldu ve bu şartlar altında Bay Foyle adil şekilde yargılanamaz.
The prejudice to the accused in the eyes of this jury is, in my view, permanent.
Jüri, Bay Foyle'a bir suçluymuş gibi önyargılı bakıyor ve bu durum böyle devam edecek.
"that you engaged in conduct which is dishonest " or otherwise discreditable to a barrister " contrary to paragraph 301 A1,
Bay Foyle ; sizin, 301-A1 paragrafında bahsedilen, bir avukata yakışmayacak şekilde dürüst olmayan ve yüz kızartıcı davranışlar sergilediğinizi iddia ediyor.
Liam Foyle confirmed defence counsel today.
Bugün Liam Foyle'a bir savunma avukatı atandı.
If you mean Liam Foyle, then yes.
Liam Foyle'ı kastediyorsan, evet.
We may dislike Mr Foyle.
Bay Foyle'dan hoşlanmayabiliriz.
Given the press this case has generated, Mr Foyle cannot be given a fair trial.
Davadan herkesin haberi var ve bu şartlar altında Bay Foyle adil şekilde yargılanamaz.
Mr Foyle.
- Bay Foyle.
Mr Foyle, we need to be sure that you understand your plea.
Bay Foyle, savunmanızı idrak ettiğinizden emin olmalıyız.
But all Foyle's footwear is a size nine.
Ama Bay Foyle 43 numara giyiyor.
See who's presenting him with that trophy?
Bak, Bay Foyle'a kupayı kim veriyor?
Foyle's alibi might not be as solid as they're making out.
Foyle'un şahidi, onların düşündüğü kadar güvenilir olmayabilir.
Foyle's making his plea. Right.
- Foyle savunmasını yapacak.
Liam Michael Foyle, you are charged on this indictment with one count of murder.
Liam Michael Foyle, bir kişinin katili olmakla itham ediliyorsunuz.
Mr Foyle, you may leave the dock.
Bay Foyle, kalkabilirsiniz.
Foyle had a storage unit.
- Foyle'un bir deposu var.
Foyle is our client.
Foyle bizim müvekkilimiz.
Foyle murdered Sandra Mullins.
- Foyle, Sandra Mullins'i öldürdü.
Foyle murdered Kate.
- Kate'i Foyle öldürdü.
No DNA match to Foyle whatsoever.
- Foyle ile hiç DNA eşleşmesi olmadı.
Mr. Foyle.
- Bay Foyle.
Mr. Foyle.
- Hayır.
I know what I'm doing, Mr. Foyle.
- Ben ne yaptığımın farkındayım, Bay Foyle.
Mr. Foyle asserts,
İki ağır top.