Fractures traducir turco
1,034 traducción paralela
... and hairline fractures of the clavicle and cranium. Burns and old scarring.
... köprücük kemiği ve kafatasında ince kırıklar, yanıklar ve çizikler.
Fractures are visible all round the hull.
Gövdedeki kırık son derece bariz.
Two cracked ribs, two healed fractures, old shoulder fracture, humerus.
2 çatlak kaburga, 2 çatlak iyileşmiş, bir omuz ve kol kırığı.
Facial fractures.
Yüz kırıkları.
Orbital rim and frontal sinus fractures along with other fractures to these facial bones often result in concomitant CNS injury.
Göz çukuru kemiği ve alın sinüs kırıkları ile bu yüz kemiklerindeki diğer kırıklara genellikle santral sinir sisteminde bir hasar eşlik eder.
As you can see, the frontal sinus and orbital rim fractures here are easily appreciated....
Gördüğünüz gibi, alın sinüsü ve göz çukuru kırıkları burada rahatlıkla tespit edilebilir.
You could have told me you were doing facial fractures.
Yüz kırıklarını hazırladığını söyleyebilirdin.
I've got a couple interesting Colles fractures you may wanna look at.
Bakmak isteyebileceğin birkaç Colles çatlaması vakası var.
As you can see, the frontal sinus and orbital rim fractures here are easily appreciated...
Gördüğünüz gibi, alın sinüsü ve göz çukuru kırıkları burada rahatlıkla tespit edilebilir.
Dr. Lewis wants to x-ray your eye to make sure there are no fractures.
Dr. Lewis kırık olmadığına emin olmak için gözünüzün röntgenini istiyor.
You've got three metacarpal fractures, but I think you'll survive.
Üç tarak kemiği kırığın var, ama yaşayacaksın.
Subspace energy fluctuations? Quantum fractures in the electrodynamic field? EM spikes across the spectrum?
Altuzay enerji dalgalanmaları, elektrodinamik alanda kuantum kırıkları,... EM spektrumun tamamında ani artışlar.
I'm reading multiple hull fractures.
Bir çok kaplama çatlakları tespit ediyorum.
You might be interested to know that the impact fractures along his cranium were pretty severe.
Belki bilmek istersin çarpma esnasında güçlü etki sayesinde kafatasında şidetli travma oluşmuş.
If Tuvok's right, there may be subspace fractures floating like icebergs across the planet's surface.
Eğer Tuvok haklıysa bir altuzay çatlağı buzdağı gibi gezegen yüzeyinde dolaşıyor olmalı.
This is one of the subspace fractures we've located with a magneton scan of the surface.
Yüzey taramalarımız sonucu bir tane manyeti altuzay çatlağı bulduk.
There's no way for us to measure exactly how far back these fractures go.
Bu çatlağın ne kadar uzağa gittiğini ölçebilmenin bir yolu yok.
The same subspace fractures that brought us here might still be around.
Bizi buraya getiren aynı alt uzay çatlağı etrafımızda hala duruyor olabilir.
We've modified our tricorders to detect the fractures and all of us will be wearing one of these.
Trikorderlerimizi modifiye ettikten sonra çatlağı tespit edip hepimiz bunlardan giyineceğiz.
It should repel the fractures when they get within three meters.
Üç metre içinde çatlağı geri püskürtmeli.
The scanners are not showing any subspace fractures in the area now.
Tarayıcılar burada herhangibir altuzay çatlağını şu anda göstermiyor.
It created fractures in time.
Zamanda bir tür çatlak meydana getirdi.
We fell through one of those fractures.
Bu çatlakların birinin içinden buraya savrulduk.
lnterstellar ships, fractures in time- - do you honestly expect us to believe all this?
Yıldızlar arası seyahat eden gemi zamanda çatlak- - Bütün bu olanlara nasıl inanabileceğimizi düşünürsünüz?
The subspace fractures are closing.
Altuzay çatlağı kapanıyor.
Do we have subspace fractures to work with in here?
Burada çalışabileceğimiz bir altuzay çatlağımız var mı?
Well, there is extensive charring along the sternum, with concomitant rib fractures, consistent with electrocution or exposure to high-voltage current. But I see no point of contact.
Göğüs kafesinin içinde yoğun bir yanık var ve kaburgada da birkaç kemik yanmış,... doğrudan yüksek voltaja ya da kesintisiz elektriğe maruz kalmış gibi, ama şimşeğin temas ettiği bir yer göremiyorum.
Multiple rib fractures bilateral hemopneumothoraces.
Kaburga kırıkları iki yanda hemopnömotoraks.
There are non-displaced oblique fractures of the third and fourth metatarsal shafts with no significant angulation or comminution.
Yerinden çıkmamış eğik kırıklar ayak tarağının 3. ve 4. şaftında belirgin bükülme ve parçalanma yok.
Thirty-foot high dive, facial trauma, open fractures, tension pneumo.
1 0 metre düşüş, yüz travması, açık kırıklar, tansiyon pnömosu.
Now we're shipping kids across town with unstable fractures.
Şimdi kırık bilekli çocukları şehrin öbür ucuna yolluyoruz.
Probable fractures of the left femur, right tib-fib. Dr. Carter!
Sol uyluk ve sağ tibia-fibula.
He's got obvious open fractures to the right femur and left humerus.
Sağ femur ve sol humerusunda açık kırıklar var.
Multiple rib fractures, knee sprains, burns. He's up in Ortho.
Kaburgalarında kırık var, diz incinmesi, yanıklar.
And there are 632 micro-fractures along the hull's infrastructure.
Ve kaplamanın yapısal bütünlüğünde 632 adet kılcal çatlaklar var.
I want an Engineering team to seal those micro-fractures before they become breaches.
O kılcal çatlaklar büyük yarıklara dönüşmeden önce mühendislik takımının onarmasını istiyorum.
Since that time, I've performed 347 medical exams, healed 1 1 compound fractures, performed three appendectomies and, in my greatest feat of medical prowess,
O zamandan beridir, 347 değişik hastalık üzerinde çalışıp, onbir kırık birleştirip, üç apandisit ameliyatı yaptıktan sonra en büyük iş olarak insanların tıp durumlarını sinsice takip ettim.
A place where all wounds are healed... all fractures mended.
Bütün yaraların iyileştiği, bütün kırıkların onarıldığı yer.
Open skull fracture, multiple extremity fractures, flailed chest.
Açık kafatası çatlağı, kol ve bacak kırıkları, göğsü iptal.
Midshaft fractures and two metacarpals.
Orta bel çatlağı ve iki metakorpal var.
I've sealed the fractures in the shuttle nacelle.
Mekik kaportasının kırılan yerlerini mühürledim.
Multiple fractures and skin lacerations, damage to the left occipital nerve.
Çoklu kemik kırılmaları ve derisinde soyulmalar, sol göz sinirinde ezilme.
I'll be back tomorrow to work on the fractures in his arms.
Ben yarın gelirim.
Three compound fractures.
Üç açık kırık var.
Multiple fractures lost a lot of blood.
Kırık kemikler aşırı kan kaybı.
- High-grade fever, possible fractures.
- Durum nedir?
Everything okay? Joker jumps off of a bridge and walks away with ankle fractures.
Adam köprüden atlıyor ve bilek kırıklarıyla kurtuluyor.
You've got rib fractures.
Konuşmamaya çalış.
Minor concussion, a few fractures- - nothing I can't handle.
Ufak sarsıntılar, bir kaç kırık- - halledemeyeceğim şeyler değil.
The glacial fractures are stable.
Buz kırılmaları sabit.
Ah, ah, no... this would be, uh, nine... if you count skull fractures.
Ah, ah, yo... bu, uh, dokuz... eğer kafatası çatlaklarını da sayarsan.