Fulfilling prophecy traducir turco
70 traducción paralela
In many cases, a superstitious belief in comets becomes a self-fulfilling prophecy.
Birçok örnekte, kuyruklu yıldızlarla ilgili batıl inançlar kendini doğrulayan kehanete dönüştü.
Do you believe in self-fulfilling prophecy?
Kendi kendini gerçekleştiren kehanetlere inanır mısın?
- Like a self-fulfilling prophecy? - Mm-hm.
Şahsen yerine getirilen kehanet gibi?
He doesn't want to tell me all the details because he's afraid it will become a self-fulfilling prophecy.
Hayır. Benden bütün detayları anlatmamı istemedi. ... kendi yarattığı bir kehanet olmasından korkuyordu.
Have you never heard of a self - fulfilling prophecy?
Hiç kendini gerçekleyen kehanetten söz edildiğini duymadın mı?
A self-fulfilling prophecy, or just bad luck?
Beklenen bir kehanet miydi yoksa sadece kötü şans mı?
I became convinced my esteem.... Failure was a self-fulfilling prophecy for me.
Artık ikna olmuştum başarısızlık benim için olması beklenen bir kehanetti.
Talk about a self-fulfilling prophecy.
Kehanetim doğru çıktı.
- This sounds like self-fulfilling prophecy.
- Bu bir tür kehaneti andırıyor.
Well, that sounds... like a self-fulfilling prophecy to me.
Bence bu kendini inandırdığın bir yalan.
The self-fulfilling prophecy
Kendi kendine olan kehanet.
I made a self-fulfilling prophecy.
Yaptığım kehanet kendini doğru çıkardı.
So if this is a self-fulfilling prophecy... maybe it's the prophecy that needs to change.
Madem kehanet kendini doğru çıkardı belki de değişmesi gereken kehanettir.
to counterbalance the irresistible force of self-fulfilling prophecy.
Kendi kendini gerçekleştiren kehanetlerin karşı koyulmaz gücünü dengelemek için.
Well, that's something of a self-fulfilling prophecy then, huh?
Bu bir çeşit, kehaneti tamamlama o zaman, öyle mi?
This work is just a self-fulfilling prophecy.
Bu çalışma, sadece kendini tatmin etmeye yarayacak bir kehanetten ibaret.
- Self-fulfilling prophecy.
- Zorlama kehanet.
Self-fulfilling prophecy.
Kendi yolumu çiziyorum.
- Often with expectations, this is a self-fulfilling prophecy.
- Genelde beklentilerle kendini gerçekleştiren bir kehanet vardır.
Self-fulfilling prophecy.
Tahminimden de önce geldiler.
And if it's one thing I hate more than prophecy, it's self-fulfilling prophecy.
Kehanetten daha öte nefret ettiğim şey,... olması arzulanan kehanettir.
Question. Do you think the Timer actually works, or is it just a self-fulfilling prophecy?
Sence Zamanlayıcı gerçekten çalışıyor mu?
It's a self-fulfilling prophecy.
Bu * kendini gerçekleştiren kehanet.
Once you place the sword in stone as stated in prophecy you will turn into dust, and his kingdom will fall... fulfilling prophecy.
Yeryüzü için en kısa sürede bir karara varılmalı Krallık için büyük bir yokluk söz konusu olabilir Gerçeği kimse saklayamaz
That, and maybe he's trying to tell us something about self-fulfilling prophecy.
- Tabii, olabilir. Veya belki de bize olması beklendiği için gerçekleşen kehanetleri anlatmak istiyordur.
- Failure is a self-fulfilling prophecy.
- Başarısızlık, kendini bir kehanet olduğunu.
Do you know what a self-fulfilling prophecy is?
Kendini gerçekleştiren kehanetin ne olduğunu biliyor musunuz?
Is this some kind of self-fulfilling prophecy, As we watch the horror of our own minds Pushing humanity toward extinction?
Zihnimizin korkuyla izlediği, insanlığın kendini yokoluşa iterken kendiliğinden gerçekleşen bir çeşit kehanet mi bu yoksa?
Self-fulfilling prophecy.
Kendini doğrulayan kehanet.
This is an experience of self-fulfilling prophecy.
- Bu kendini doğrulayan bir kehanetin deneyimi.
Yeah, and became a self-fulfilling prophecy.
- Evet ve kendini gerçekleştiren bir kehanet oldu.
When you started to believe it was, it became a self-fulfilling prophecy.
Siz inanmaya başlayınca, kendi kendini doğrulayan bir kehanet oluverdi.
It's a self-fulfilling prophecy.
Kehanetin olacağı önceden belli oluyor.
Looks like a self-fulfilling prophecy to me.
Kehanet kendi kendini gerçekleştirdi.
Like a self-fulfilling prophecy, the United States had helped create the very man it was now trying to kill.
Kendini gerçekleştiren kehanet gibi Birleşik Devletler kendi yarattığı imajı şu an öldürmeye çalışıyordu.
The War on Terror transformed into a self-fulfilling prophecy.
Terörle mücadele kendini gerçekleştiren kehanete dönüştü.
If we believe that from the outset, it becomes a self-fulfilling prophecy, doesn't it?
Başından itibaren inanıyorsak kendi kendini gerçekleştiren bir kehanet olur değil mi?
Muad'Dib had become the hand of God, fulfilling the Fremen prophecy.
Tanrı'nın eli olmuştu.
So when the guy prophesied that the world would end in 1999, which he did... does that therefore mean that we're fulfilling the prophecy... by precipitating the Apocalypse?
Ve bu herif dünyanın 1999'da sona ereceği kehanetinde bulunduğunda... aslında Kıyamet gününün gelişini hızlandırıyordu... yani kehanet kendi kendini gerçekleştiriyordu.
So you think the killer is fulfilling the prophecy?
Yani sence katil kehaneti mi yerine getiriyor?
- His way of dealing with it is by fulfilling a prophecy.
Kehanetleri yerine getirmek, bununla baş etme biçimi.
And it becomes a self-fulfilling prophecy.
Çünkü bu negatif dalgalar yok olursa herkes ne kadar hasta olduğumdan bahsedecek ve bu şekilde her şey kendini gerçekleştiren tahmin halini alacak.
Have you considered that maybe this prophecy is fulfilling itself?
Bu kehanetin kendiliğinden gerçekleşebileceğini düşündün mü hiç?
All we can say, he's fulfilling a thousand-year-old prophecy.
Bin yıllık kehaneti gerçekleştiriyor.
Got a prophecy needs fulfilling.
Bu kadar konuşmak yeter, dostum. Gerçekleştirmemiz gereken bir kehanet var.
Well, you're finally fulfilling One prophecy about the millennium, John.
En azından bu yüzyılla ilgili bir kehaneti, haklı çıkarıyorsun John.
- Fulfilling the prophecy.
- Kehaneti gerçekleştirdim.
There's a name for that kind of prophecy- - self fulfilling.
Bu tür kehanetlere kendini gerçekleştiren kehanet deniyor.
It's divine intervention fulfilling a primordial prophecy.
Bu antik bir kehanetin gerçekleşebilmesi için yapılan ilahi bir müdahale.
Thus fulfilling, for the bird at least, his prophecy.
Böylece en azından kuş için kehanet gerçekleşmiş.
Sister, he's fulfilling the prophecy.
Kardeşim, kehaneti yerine getiriyor.