Fund traducir turco
4,366 traducción paralela
Our hedge fund?
Serbest fon işimizi mi?
You left the fund-raiser together.
Bağış gecesi beraber ayrıldınız.
I think the last time anybody saw her might have been your parents'fund-raiser.
Sanırım en son ailenin düzenlediği bağış gecesinde görülmüş.
You must have a pretty hefty fund, huh?
Cukkan sağlam olmalı, ha?
Church fund?
- Kilise fonu?
Our treasurer tells me that we have a surplus of $ 22.07 in the general fund, most of which will be put toward our much-needed chimney repair.
Haznedarımızın bana söylediğine göre genel sermayemizde... 22.07 dolar fazlamız var. Bunun çoğu gerekli olan baca tamirine gidecek.
We fund so many Catholic hospitals of our own, do work in the poor neighborhoods with the immigrants, that the drain is enormous.
Kendi Katolik hastanelerimize çok fazla bütçe sağlıyoruz. Göçmenlerin yaşadığı yoksul mahalleler için. Tüketim oranı muazzam.
Kern would need a slush fund.
Kern'ün rüşvet fonuna ihtiyacı olmalı.
No, you wouldn't murder Dan for that. You found Kern's slush fund.
Hayır, Dan'i bunun için öldürmezdin Kern'ün rüşvet fonunu buldunuz.
Firlock's tattoo is an insignia for a legal defense fund that closed down 25 years ago.
Firlock'un dövmesi 25 yıl önce kapanan yasal bir savunma fonuna ait bir sembol.
Edith Firlock's defense fund represented you until you skipped bail.
Kefaletin ödenip kaçana kadar Edith Firlock seni müdafaa ve temsil etmiş.
So the defense fund, where do we stand?
Savunma fonu konusunda ne durumdayız?
I'm practically bankrolling the entire defense fund as it is.
Neredeyse tüm savunma için ben kaynak sağlıyorum.
He's a hedge-fund guy.
Adam çok garantici biri.
Forget Julian and his defense fund.
Julian'ı ve savunma fonunu unut.
She belongs to some hedge-fund manager who lives here.
Bu benim değil. Burada yaşayan bir serbest fon yöneticisine ait.
I once found a hedge-fund manager hiding in the Amazon with the Yawalapiti on the banks of the Kuluene River.
Bir keresinde, serbest fon müdürünü Amazon'da, Kuluene nehri civarında, Yawalapitiler ile saklanırken buldum.
We're a hedge fund. If we don't make 50 percent, we might as well buy time shares and hope for the best.
% 50 kâr etmezsek devre mülk satın alıp bekleriz daha iyi.
Every agency, every taxpayer, unknowingly had a hand in replenishing this fund, which few were aware of and only I controlled.
Her kurumun, her vatandaşın farkında olmayarakta olsa bu aktarma da eli vardı ki çok azı bundan haberdardı ve onları da ben kontrol ediyordum.
You left the fund-raiser together... you two and that-that girl Zoe.
Bağış gecesini onunla birlikte terk ettin, yanınızda Zoe ile birlikte.
And there's the annual affirmation for the fund.
Paranın yıllık bilançosu.
One of our account managers noticed you'd taken a strong position in the SunnyLinks hedge fund.
Hesap uzmanlarımızdan biri SunnyLinks serbest fonlarında sağlam bir yer edindiğinizi fark etmiş.
Danny, our hedge fund has a three-month lock-in period.
Danny, serbest fonlarımızın 3 aylık ipotek süreleri var.
We are no longerable to fund yourfilm project.
Biz artık mümkün senin film projesini finanse etmek.
But then straight into the rescue fund.
Ama ardında da doğruca kurtarma fonuna gidecek.
You said that this was a fund raising event?
Bunun para toplama faaliyeti olduğunu söylemiştin.
'Robbo used his compulsory purchase windfall to fund a PHD on'the Philosophy of Ecstasy at the University of Salford.
'Robbo istimlak parasını Salford Üniversitesi Felsefe Bölümünde doktora yapmaya kullandı.
Seventy-three of the city's premiere luxury apartments, and home to four hedge fund managers, seven CEOs, 14 independently wealthy families.
Central Park'ın sakinleri, 73 şehrin gözde apartmanları, ve 4 bir tarafı çevrili fon yöneticileri, 7 CEO, 14 birbirinden bağımsız varlıklı aile.
So, anyway, about a month ago, Candace calls me and tells me there might be a full-time fund-raising position opening up - and I'd be perfect for it.
Neyse, bir ay kadar önce Candace aradı ve bağış toplama işinde tam mesaili bir pozisyon açılacağını tam benlik bir iş olacağını söyledi.
This is gonna make a dent in the Weezie fund, dude.
Bu Weezien'nin aklını başından alacak?
My family makes a generous donation to the policemen's retirement fund.
Ailem polis emeklilik fonuna cömert bağışlar yapıyor.
You and I can sneak out the back, go to the bar, knock back Boilermakers while they're all fund-raising.
Beraber arka kapıdan kaçıp bara gider millet para toplamakla meşgulken biz de birkaç kadeh yuvarlarız.
I'd like to set up a college fund for Callie, if that's ok?
Callie için sorun olmazsa üniversite fonu açmak istiyorum.
Robert wants to set up a college fund for Callie.
Robert Callie'ye üniversite fonu açmak istiyor.
- about the college fund?
-... verdin mi?
So... Stef told me that you had some concerns about accepting the college fund.
Stef bana okul parasını kabul etme konusunda bazı endişelerin olduğunu söyledi.
And... for the college fund.
Ve de... okul parası için.
What if we, like, organize a fund-raiser?
Peki bir bağış toplama organize etsek?
Robert Quinn has offered to have a fund-raiser at his house for Girls United.
Robert Quinn Kızlar Birleştirildi için evinde bağış toplama etkinliği düzenlemeyi önerdi.
They're holding a reelection fund-raiser for Councilman James Hart.
Belediye üyesi James Hart'ın yeniden seçim kampanyası için bağış gecesi düzenliyorlarmış.
What are they, trust fund hipsters?
Ne bunlar, güven fonu hipsterları mı?
So you think you're gonna kick into the player recruitment fund this year?
Bu yılki oyuncu takviyesi fonuna ödeme yapacak mısın?
I had three startups, myself, and I couldn't get those Sand Hill Road morons to fund any of them.
Benim de 3 startup'ım vardı ama Sand Hill Road moronları hiçbirine sermaye vermemişti.
And with the Redskins, you can now, go fund yourself.
Kızılderililer ile artık kendinize basabileceksiniz.
ISIS will no longer use your insensitive company for its fund-raising
Işid artık bağış toplamak için sizin vurdumduymaz şirketinizi kullanmayacak.
It was that money that you placed into an annuity to fund the auditorium in perpetuity.
O para konser salonunun ömür boyu, Masraflarını karşılamak için yatırdığın paraydı.
We have complete support to arm, fund and run... the counter insurgency force...
İsyana karşı koyabilmek için... hem silah hem asker bakımından her türlü gücümüz var...
Even better than Radiohedge Fund?
RadyoKelle Vergisi'nden bile mi iyi?
That is a list of indictments being prepared against you and your partners at the SunnyLinks hedge fund.
Bu size karşı hazırlanan iddianamelerin bir listesi, sen ve senin SunnyLinks yatırım fonu ortaklarına karşı.
These were fund-raisers.
Düzinelerce insanla konuştum.
- A college fund? No.
Olmaz.