Fussy traducir turco
449 traducción paralela
You can have one if you're not too fussy
Çok seçici değilseniz, bir tane verebiliriz.
No, he's too fussy for that.
Bunun için fazla titiz.
When you feel that you're so fussy about doing it yourself surely you have some kind friends who would help you.
Her halükarda, bu işi kendin yapma konusunda bu kadar kılı kırk yarıyorsan muhakkak ki sana yardımcı olabilecek arkadaşların vardır?
I have my own fussy way of doing things.
Benim her iş için farklı yollarım var.
Can't afford to be fussy down here.
Burada seçici olma şansımız yok.
Fussy, isn't he?
Huysuz, değil mi?
My uncle's awfully neat and fussy.
- Dayım inanılmaz derli toplu ve titizdir.
Saunders is neat and fussy, too.
- Saunders da öyle.
The police are very fussy about their inventories.
Polisler eşya listeleri konusunda oldukça titizdirler.
No, I'm fussy as an old hen with one chick missing.
Olmaz. Bir civciv eksik olunca huysuz tavuğa dönüyorum.
Don't get fussy!
Mızmızlanma.
I didn't notice you bein'so fussy about what the old Colonel done a while back.
Uzun zamandır Albay'ın yaptıkları hakkında senin böyle telaşlı olduğunu fark etmedim.
You're too fussy. Just like a hornet in a bottle.
Çok mızmızsınız,... tıpkı şişenin içindeki bir eşekarısı gibi.
He's so fussy about the way I smell.
Kokum hakkında çok titizdir.
He's all fussy.
Çok huysuz.
What's he got to be fussy about?
Neden huysuz olsun ki?
Naturally it doesn't do to be fussy.
Elbette, mesele çıkaracak bir şey yok.
I guess Bart's man's fussy who he drinks with.
Bence herif kimle içeceği konusunda çok titiz.
He used the same form, but a man's for company so he wasn't fussy.
Aynı kalıbı kullandı ama arkadaş olsun diyeydi ya, pek itina göstermedi.
I'm not the fussy type.
Müşkülpesent biri değilimdir.
You're as fussy as an old maid.
İhtiyar bir kız kadar titizsin.
My goodness, ain't we fussy.
Tanrım, ne kadar da hassassın.
He really ought to be married, but he's so fussy.
Gerçekten evlenmesi lazım ama çok müşkülpesent.
Ooh, I'm not fussy on that subject.
- Bu konuda mızmız değilim.
And to make matters worse... the captain's being very fussy and correct.
Daha da kötüsü, kaptan aşırı ihtiyatlı davranıyor.
Don't be so fussy...
- Mızmızlanma...
No, they're not fussy chickens.
Hayır onlar mızmız tavuk değiller.
He's fussy about the company he keeps.
Takıldığı kişileri çok dikkatli seçer.
He's very fussy about his drums, you know.
Baterileri konusunda çok titizdir.
Don't be fussy... Here...
Mizmizlanma... iste...
Not very fussy about sterilisation.
Sterilizasyon çok da umurlarında değildir.
She's fussy.
Huysuz biri.
You're getting bleeding fussy.
Fazla sık dokuyorsun.
- I am not getting bleeding fussy.
- Dokumuyorum.
I am not fussy!
Dokumuyorum!
I never saw such fussy people.
Bu kadar titiz insanlar görmedim.
Bad reputation and too fussy.
Kötü ünü var ve çok yaygaracı.
It's fussy about who it lets in - this is the Town Hall.
Kimi sokacağı hususunda pek titizdir. Burası belediye sarayı.
He's not a fussy eater.
- Zor biri değildir.
I swear, you and dirt's getting less fussy about each other every day.
Senin ve temizlik, her geçen gün birbirinizden biraz daha uzaklaştığınıza yemin edebilirim.
She's fussy. Dolly Levi, you are a damned exasperating woman!
Dolly Levi, sen insanı çileden çıkarırsın.
Mr Mathews was very fussy about smoking.
Bay Mathews sigara konusunda çok titizdi.
She's not fussy, is she?
Pek aceleci bir değil, ha?
- He was always fussy.
- Hep zor beğenir.
He gets a little fussy sometimes
Kimi zaman biraz mızmız olur.
But when dealing with events that can't be recorded, one cannot be too fussy.
Ama olaylara değinmek kaydedilemez bir şeydir,... kimse bu kadar titiz olamaz.
I love you in my selfish way and I think you love me, in your fussy, pestering way.
Ben kendi kusurlu, bencil tarzımla seni sevdiğimi düşünüyorum. Bazen de senin fırtınalı ve duygusal tarzınla beni sevdiğini sanıyorum.
I'm not fussy but I don't know how I'm going to eat this.
Mızmız değilim. Ama bunu yiyemem.
The fussy-looking secretary bird, who's very good at short takeoffs but needs a heck of a long runway for landing.
Cicili bicili sekreter kuşu, kısa mesafede iyi kalkar ama inmek için uzun bir piste ihtiyaç duyar.
I got a wife that's very fussy.
Böyle evlilik işleri yapmamdan hiç hoşlanmayacaktır.
- Don't be so fussy.
- Bu kadar mızmız olma.