Führer traducir turco
1,583 traducción paralela
Hitler was surrounded by acolytes who knew that their future depended on pleasing their Fuhrer.
Hitler'in etrafı, gelecekleri Führer'i memnun etmeyi bilen dalkavuklarla dolmuştu.
They made up the policy and said they were acting on the will of the Fuhrer.
Ayrıntılı planlar yapıyorlar bunları Führer'in isteği üzerine yaptıklarını iddia ediyorlardı.
So for members of the Nazi elite, the search was always on for a new way of pleasing their Fuhrer.
Nazi partisi üyelerinin tek görevi, Führer'lerini memnun edecek yeni yollar aramaktı.
on the second floor, the office of the Chancellery of the Fuhrer, under Philipp Bouhler ; and finally, the office representing the Fuhrer's deputy, under Martin Bormann.
İkinci katta yer alan Philipp Bouhler'in ofisi, ve son olarak da, Führer'in yardımcısı Martin Bormann'ın ofisi.
One of the more vicious power battles was over access to the mail, to the thousands of letters that arrived each week addressed to "Mein Fuhrer", and which begged favours or blessings from Hitler.
Çatışmaların belki de en büyüğü postaya hakim olmak üzerine yapıldı. Her hafta Führer'e yazılmış binlerce mektup geliyordu. Bu insanların Hitler'den istekleri oluyordu.
Our new Führer, Mr Snyder.
Yeni Führer'imiz Bay Snyder'ı.
Pilar Primo de Rivera, who has been in Germany where she was received by the Führer, has invited one of the leaders of the National Socialist Party Youth Corps,
Führer tarafından kabul edilmek onuruna eriştiği Almanya'da, Pilar Primo de Rivera, Nasyonal Sosyalist Parti Gençlik Kolları liderlerinden Dr. Uta Rudiger'i
German actors bow with respect and gratitude to the Führer, whose artistic genius gave German politics its spirit, and whose politics...
Alman aktörleri, artistik zekası Alman politikasına ruh veren ve politikası Alman sanatına tutkulu bir itki kazandıran Führer'in önünde...
German actors as a whole bow with respect and gratitude before the Führer whose artistic genius gave German politics its zealous spirit and whose politics gave German art its passionate impulse.
Alman aktörleri, artistik zekası Alman politikasına coşkun bir ruh veren ve politikası Alman sanatına tutkulu bir itki kazandıran Führer'in huzurunda saygı ve minnettarlıkla eğiliyorlar.
The Führer on the radio.
Führer arıyor.
Not even the Führer can save us from this one.
Bizi bu durumdan Führer bile kurtaramaz.
Orders from the Führer. O God!
- Liderimizin emri böyle.
Among them were Deputy Fuhrer Rudolf Hess whose correspondence reveals a devotion to astrology and forecasting by the stars
İçlerinden biri Führer Yardımcısı Rudolf Hess'ti. Kendini astrolojiye adamıştı ve yıldızlara göre tahminler yürütüyordu.
"The SS," he told them "had a sacred duty to their nation and to their Fuhrer to beget healthy Aryan babies."
"Sağlıklı Aryan bebekler sahibi olmak SS'lerin ülkesine ve Führer'ine karşı kutsal görevidir" diyordu.
With these ideas in place, Hitler's developing theories of race were ready to be further influenced, this time by Thule Society supporter, Alfred Rosenberg, the racist philosopher and occultist who would eventually become the Furher's voice in spiritual matters.
Bu fikirlerle birlikte Hitler'in ırk hakkındaki gelişen teorileri artık sonradan Führer'in ruhani konularda sesi olan Thule Derneği destekçisi ırkçı bir filozof ve okültist Alfred Rosenberg tarafından daha fazla etkilenmeye hazırdı.
ln 1 933, Hitler succeeded in becoming "The Fuhrer," the leader.
1933'de Hitler "Führer" yani lider olmayı başardı.
ln other words saying that a seventeen year old would be imbued with a notion that he can claim the right, it must be given to him to lay down his life to die for Fuhrer and Fatherland.
Başka bir deyişle on yedi yaşındaki bir gence Führer ve anavatan için canını feda etmesi düşüncesi aşılanıyordu. ... canını feda etmesi düşüncesi aşılanıyordu.
At eighteen, cadets surrendered themselves to the Fuhrer when they took a sacred oath.
On sekiz yaşında gençler kutsal bir ant içerek kendilerini Führer'e teslim ederler.
Volk and Fatherland to serve Fuhrer,
Führer'e hizmet etmeye...
Volk and Fatherland "...
Halka, vatana ve Führer'e hizmet etmeye.
ln Nazi Germany, they were tributes to the Fuhrer.
Nazi Almanyası'nda ise Führer'e saygı duruşu niteliğindeydi.
There was singing going on and then suddenly it was announced that the Fuhrer come, the Fuhrer is coming.
Söylenmekte olan şarkılar ve aniden Führer'in geldiği anons edilir. Führer geliyor.
When Rudolf Hess, the Deputy Fuhrer and one of Hitler's closest friends and advisers made an astonishing solo flight to Scotland.
Führer Yardımcısı ve Hitler'in en yakın arkadaşlarından Rudolf Hess ve danışmanları İskoçya'ya şaşırtıcı bir uçuş gerçekleştirdiler.
Astrologer and close friend Ernst Schulte-Strathaus, cast a horoscope for the Deputy Fuhrer that revealed an auspicious arrangement of the planets.
Astrolog ve yakın arkadaşı Ernst Schulte-Strathaus Führer Yardımcısı'nın çıkardığı horoskopunda uygun dizilişini ortaya çıkarmıştı.
Before Hess made the flight, some believe he conferred with the Fuhrer.
Bazıları Hess'in uçuşu gerçekleştirmeden önce Führer'e danıştığını düşünmektedirler.
But at first they refused to believe that the man who had parachuted into their field was the Deputy Fuhrer of the Third Reich.
İlk başta tarlalarına paraşütle inen bu adamın Almanya'nın Führer yardımcısı olduğuna inanmayı reddettiler. ... Almanya'nın Führer yardımcısı olduğuna inanmayı reddettiler.
"Do you mean to tell me that the Deputy Fuhrer is in our hands?"
"Führer Yardımcısı'nın elinde olduğunu mu söylüyorsun?" "Führer Yardımcısı'nın elinde olduğunu mu söylüyorsun?"
The Fuhrer's reaction remains equally puzzling.
Führer'in tepkisi de aynı derecede kafa karıştırıcıdır.
According to Schellenberg's interrogation, during the final weeks of the war, Himmler became obsessed with the astrology of a coup, when the stars suggested he might successfully overthrow the Fuhrer.
Schellenberg'in ifadesine göre savaşın son haftalarında Himmler yıldızlar Führer'i başarılı bir şekilde devirebileceğini önerdiğinde darbe yapmayı takıntı etmişti.
But ultimately, his fear and loyalty to the Fuhrer prevented him from seizing power.
Ama Führer'e olan sadakati ve korkusu onu gücü ele geçirmekten alıkoydu.
Two weeks later, Goebbels and his entire family descended with Adolph Hitler into the Fuhrer's private bunker.
İki hafta sonra Goebbels ve ailesi Adolph Hitler'le birlikte Führer'in özel sığınağına taşındılar.
He's never embraced the Fuhrer... or his vision.
Asla Führer veya onun vizyonu ile yüzleşmedi.
Probably in the Fuhrer's Secret Service.
Büyük ihtimalle Führer'in gizli servisinden almıştır.
We will now broadcast a message from our Führer.
Şimdi Führer'imizin mesajını yayınlıyoruz.
- The Führer is dead.
- Führer ölmüş.
Führer's headquarters :
Führer'in karargahı :
Oh well it used to be the Führer.
Oh, iyi... bir zamanlar Führer idi.
After all, dear cousin has given his life for Fatherland and Fuhrer
Ne de olsa, sevgili kuzen Anavatan ve Führer uğruna canını feda etti.
You haven't changed a bit, my führer.
Gözünüzden hiçbir şey kaçmıyor, Führer'im.
Yes, my führer.
Emredersiniz, Führer'im.
This isn't important, my führer.
Önemi yok, Führer'im.
A pure and perfect beauty, my führer.
Mükemmel ve tam bir güzellik, Führer'im.
No, my führer.
Hayır, Führer'im.
She delivered them right before you arrived, my führer.
Siz buraya gelmeden önce yavruladı, Führer'im.
They are cute, my führer.
Bakın, Führer'im, bakın.
Except for the passage by the ravine. The führer wanted to explain... the characteristics of the mountain goat.
Sadece bir defa, bir geçitte Führer, dağ keçilerinin özellikleri üzerine bir şeyler anlatmak istedi.
The führer is very picky about scents.
Führer'in kokulara ne kadar hassas olduğunu bilirsin.
He stepped on my feet to be closer to the führer.
Beni Hitler'in yanından ayırdı ve ayağıma bastı.
From the first, Hitler openly said he didn't have detailed policies.
Bunları, Führer'in isteği olarak gösteriyorlardı.
( MALE SINGER )
Tanrı Führer'imizi korusun,
The military offered the Fuhrer a deal :
Ordu Führer'e bir teklifte bulundu :