Giz traducir turco
88 traducción paralela
I don't think I'm doing anything wrong in writing down daily, with absolute frankness, the simplest and most insignificant secrets of a life actually lacking any trace of mystery.
Her gün, tam bir içtenlikle yazarak yanlış bir şey... yaptığımı düşünmüyorum. Hayatın en basit ve en önemsiz sırları gerçekte, herhangi bir giz izinden yoksundur.
Not until that secret is learned can another expedition return.
Bu giz ortaya çıkmadan başka bir keşif gezisi yapılamaz.
Don't you know what a secret is?
Bir giz ( sır )'in ne olduğunu bilmiyor musun?
The great secrets you speak of in your ship must be used against the invaders.
Geminiz hakkında büyük giz, istilacılara karşı korunması olmalı.
What's the mystery?
Bu giz ne?
Giz a kiss.
Bir öpücük ver.
- -Sure, and go to prison for the rest of my life.
Gece giz bir görümde Daniel'e açıklandı.
My hate was simply a camouflage.
Nefretim sadece bir giz perdesi.
Good night, Giz.
İyi geceler, Giz.
Hi, Giz.
Selam, Giz.
Come on, Giz.
Gel, Giz.
Keep an eye on them, Giz.
Gözün onlarda olsun Giz.
Giz, you want some?
Giz, sen ister misin?
Giz?
Giz?
Don't worry, Giz. We'll find him.
Korkma Giz, onu bulacağız.
Take Giz. Go back and try and find some kind of light switch.
Giz'i al, geri dön ve bir çeşit ışık düğmesi bulmaya çalış.
It's a secret.
Bu bir giz.
His action is subtle, mysteriously clear.
O, hiç göze çarpmaz, açıkça giz'lidir.
Mystery is not death.
Giz ölmedi.
Oh, Giz, I'm so sorry.
Giz, özür dilerim.
- Giz, guess who's...
- Giz, bak kim...
- Giz one.
- Bir tane versene.
- Just fucking giz one.
- Versene lan bir tane.
But it must be a secret.
Ama bir giz olmalı.
It's a rumour, a legend, a mystery
Bu bir dedikodu, söylence, bir giz,
It's the rumour, the legend, the mystery
Bu bir dedikodu, söylence, bir giz.
It is unfortunate, however, that the Duke's aunt, Mary of Guise, chooses to garrison Scotland with French troops.
ne yazıktır şu sıralar Mery of giz İskoçya'yı Fransız bölükleri için garnizon olarak kullanıyor.
Mary of Guise has increased the French garrison in Scotland by 4,000 men.
Mery of Giz Fransız ve İskoçya garnizonundaki askerlerin... -... sayısını 4 bine çıkardı.
Send him back to his Queen and make sure he remains alive. Tell that bastard Queen not to send children to fight Mary of Guise!
ve yaşadığından emin olun.söyleyin o lanet kraliçeye mery of giz ile savaşması için çocukları yollamasın!
Mary of Guise, Ma'am, promises to make no further threat against Your Majesty, but on one condition.
Mery of Giz, sizi tehlikeye sokmayacağına söz veriyor. Ancak bir şartla.
Ok, it's an ecret-say.
Çok li-giz.
You is the giz that did it with that pussy ain't it?
Sen şu içinde olmadan yapansın?
The secret there will not be understood.
Buradaki giz anlaşılamayacak.
Ma'am, we're cops on duty.
Teyzeciğim, giz polisiz.
I can not kill her before the secret has been passed on, but -
Giz iletilmeden onu öldüremem, ama -
This is he who wove the spell of concealement?
Bu giz büyüsünü yapan mı?
Before Hawking began to tackle the black hole, it had been shrouded in mystery.
Karadelik, Hawking ele almaya başlamadan önce bir giz perdesiyle örülüydü.
This music holds a secret and I'm inviting you to unravel it.
Bu müzikte bir giz var ve ben bunu ortaya çıkarmaya davet ediyorum sizi.
they knew something he didn't know, a secret that explained everything.
onun bilmediği bir şeyi biliyorlardı, bir giz her şeyi açıklıyordu.
"Cretion." I know the "dis" part. What the hell's "cretion"?
"Giz." "Lilik" anlaşılıyor.
Look at you, Mr. Noir Secrets.
Seni gidi Bay Kara Giz.
This trip, it'sjust me, Giz and the Sheriff.
Bu gezi, sadece ben, Giz ve Şerif için.
- Giz.
- Giz.
Giz, this isn't about you.
Giz, bu seninle ilgili değil.
- It's the Giz.
- Ben Giz. - Giz.
- Giz, yo. They love her, man.
Ona bayıldılar dostum.
- Hey, yo, Giz.
- Hey, Giz.
Giz.
Giz.
Byron this is Candy. Giz told me about you.
Byron bu Candy.
look, very well, but not si... nis... ter.
Karanlık bakışlı ama - es-ra-re-giz değil.
But I snuck in.
- Ama giz... gizlice içeri girdim.