Glug traducir turco
60 traducción paralela
My boat, gluglug...
Benim teknem, glug glug glug...!
Glug! For once the forecast was right.
Bu sefer hava tahmini doğru çıktı.
Glug-glug.
İçin bakalım.
My dad--glug, glug, glug.
Hayır ; babam sorunu var.
Glug, glug, glug, glug...
Glug, glug, glug, glug...
- Eh, it's part of my public service... for my glug-glug, vroom-vroom, thump-thump.
- Krusty, niye buradasın? - Eh, kamu hizmetimin bir parçası şeyden dolayı glug-glug, vroom-vroom, thump-thump.
- Yes! - He-e-e-e-e-y, glug, glug, glug!
Evet!
LUCKY HIM. GLUG, GLUG, GLUG.
Horul horul horul...
Glug glug glug and down the plughole.
Gulp gulp gulp. Yine tıkandı işte! Selam.
Glug glug glug, and down the plughole.
Gulp gulp gulp. Yine tıkandı işte!
- Did you glug it, though?
- Ama devirdin mi?
Can we stop saying "glug"?
"Devirmek" demeyi bırakabilir miyiz?
Glug-glug, whoo-hoo!
Glu glu oleey!
Glug-glug, whoo-hoo?
glu glu, oleey?
Glug, glug, glug.
Glug, glug, glug.
Would definitely not be a monster glug, right, and a bag of peanuts.
Kesinlikle meybuz veya bir paket yer fıstığı olmazdı.
"Check the cobbler." Glug, glug, glug.
"Turtaya bak."
Never glug. Always sip a lovely wine.
Güzel bir şarap yudumlanmalı.
Never glug it.
Asla devirme.
Tell him about your "glug-glug" trick.
Tüm numaralarını dökebilirsin ortaya.
Glug glug. I remember now.
Gluk gluk.. hatırlıyorum.
Oh, don't that glug down right good then.
Oh, Lıkır lıkır güzel gidiyor, değil mi?
We're gonna twist her arm a little bit. She's trying to cover up for the fact that she has a husband who likes to vroom-vroom-vroom-vroom and glug-glug-glug-glug-glug.
Şunları yapmaktan hoşlanan bir kocası var, ama bunları saklamaya çalışıyor : vroom vroom vroom ve glug glug glug.
A little glug, glug? Little pow, pow?
Biraz "gluk gluk" biraz "bam bam" falan?
Glug, glug, glug, glug.
Glug, glug, glug, glug.
More Lard Glug, my sweet?
Biraz daha domuz yağı, tatlım?
Did you know that Lard Glug contains neither lard, nor glug?
Domuz yağının içinde ne domuzun ne de yağının olmadığını biliyor muydun?
Glug, glug, glug.
Glug, glug, glug
Glug-glug-glug-glug-glug!
Glug-glug-glug-glug-glug!
- I'm Glug Datt.
- Ben Glug Datt.
"your best bet is scheduling it with the bartender At beefsteak Charlie's. Glug, glug."
"En iyi toplantı yeri tahmininiz, barmen ile Charlie'nin Biftek yeri olmalıdır."
- Glug, glug. Love a drink, yeah.
Güzel bir içki, evet.
Uh, can I buy you more glug-glug-glug-glug?
Size biraz daha lıkır lıkır ısmarlayayım mı?
Talk talk, glug glug.
Laf laf, lıkır lıkır.
Glug those drinks down, we have to go in!
İçkilerinizi midenize indirin, içeri girmeliyiz.
Some more than others. Glug, glug.
Bazıları diğerlerinden daha çok.
"Glug, glug, glug, glug... Break a duck's neck!"
"Gluk, gluk, gluk kır ördeğin boynunu!"
He's an Oo'Glug.
O bir Oo'Glug.
Time to get our Oo'Glug on.
Bizim Oo'Glug'u yakalama zamanı.
Glug, glug, glug.
Gılık, gılık, gılık.
Things that make you go glug-glug.
Sebebini biliyorsun...
Glug-glug-glug.
Lık lık lık.
Oy! I'm getting hitched to this bluebird, and she wants me to give up the glug life.
Bu mavi kuş için aksilik çıktı ve benden bu hayatı bırakmamı istedi.
Glug, glug, glug, glug.
Lık lık lık.
He's been too nervous to eat so I've got him off the booze, - or it'll be glug and chuck.
Gerginlikten yiyemiyor, o yüzden içmesini yasakladım yoksa içip içip kusacak.
I was like, glug, glug, glug.
Lıkır lıkır ses çıkarıyordum.
Hey, next, why don't we tackle your penchant for whining and Penny's love of the ol'glug-glug?
Bir dahakine mızmızlanmaya olan eğilimini ve Penny'nin lıkır lıkır götürdüğü mâlum içeceği ele alalım mı?
My wine shop needs steak.
Glug glu glug glu.
Never glug.
Güzel bir şarap yudumlanmalı.
Always sip a lovely wine, never glug it.
Asla devirme.
Glug, glug, glug, glug. Can you imagine?
Düşünebiliyor musunuz?