Goatee traducir turco
246 traducción paralela
He had a black goatee and patent-leather shoes.
Siyah bir keçi sakalı ve rugan ayakkabıları vardı.
He, in turn, cultivated a goatee. It's scary.
O, keçi sakalı bırakmıştı.
He had a little blond goatee and fine features.
Küçük sarı bir keçi sakalı vardı, siması düzgündü.
... Like a goatee on there.
... şurada bir keçi sakalı gibi.
- Grow a goatee.
- Keçi sakalı bırak.
He was an American, tall, young, with a goatee beard and glasses.
Amerika'lıydı. Uzun boylu, genç, keçi sakallı ve gözlüklüydü.
Very well, maybe this goatee will help change your mind.
Pekâlâ, belki bu sakal fikrini değiştirir.
Not a goatee! Surely there must be one tiny secret out there you can share with us.
Herhalde bizimle paylaşabileceğin küçük bir sır vardır.
You know, I started this show so long ago, the ayatollah only had a goatee.
Bildiğiniz gibi, bu şova uzun yıllar önce başladım. Başladığımda Ayetullah'ın sadece keçi sakalı vardı.
- l'm growing a goatee. - That's good. You don't wanna be the last one at the coffee house without chin pubes.
Kafeteryada çenesinde sakal olmayan son kişi olmak istemezsin.
I was gonna wear my goatee tonight.
Bu gece keçi sakalıyla gelecektim.
Goatee season is in full bloom.
Keçi sakalı sezonu kapandı.
I'm starting a goatee and thinking of joining a gym.
Keçi sakalı bırakıyorum. Sonra spor salonuna gitmeye karar verdim
Oh, well, Thunder has a goatee, wears a bandana and he reeks of that cologne, Obsession for Men.
Thunder'ın keçi sakalı var. Bandana takar ve Erkek Tutkusu isimli kolonya kokar.
a goatee or clean-shaven?
Düşünüyordum da ; keçi sakalı mı, sakalsız mı?
You should've kept the goatee.
Keçi sakalını kesmemeliydin.
Do you see how he puffs his chest and strokes his goatee?
Nasıl göğsünü kabartıp sakalıyla oynadığını görüyor musunuz?
Don't let that goatee go to waste.
O keçi sakalın bir işe yarasın.
It was caught in your goatee.
Keçi sakalına takılmış.
"Ooh, a goatee."
Ooh, keçisakal.
You know, with that goatee, you kind of look like Satan.
Biliyor musun, o keçi sakalıyla, şeytana benziyorsun.
I bet he's just an awful old bank clerk with a goatee.
Kesin top sakallı korkunç bir banka veznedarı çıkar.
You're going to grow a goatee again?
Yine topsakal bırakacak mısın?
You know. no one took me on vacation when I broke up with... what's-his-face. uh... bleached hair. tattoo. goatee.
Kimse beni şeyden ayırldım diye tatile çıkarmadı yüzü nasıldı onun? Hani beyz saçlı, dövmeli, keçi sakallı, adı neydi?
Do you think I'd look good with a goatee?
Sence bana keçi sakal yakışır mı?
You traded in your letterman jacket... for a manicured goatee and an Euro trash ponytail.
Baskılı montunun içinde... manikürlü keçi sakalı ve Avrupalı pislikler gibi at kuyruğu bırakıyorsun.
- Your goatee.
- Keçi sakalın!
- You shaved your goatee.
- Asıl sen sakalı niye kestin?
He's small, he's got a lot of hair. And he's got a sort of goatee thing.
Ufak tefek, uzun saçları var, ve şu keçi tüyü gibi şeyleri var...
- And a goatee?
- Bir de keçi sakalı mı?
In his review, he said his waiter had a goatee.
Eleştirisinde, garsonunun keçi sakalı olduğunu yazmış.
You've got a goatee, so you waited on him, and I need info.
Senin keçi sakalın var, demek ki sen hizmet ettin ve bilgi gerek bana.
Maybe a goatee.
Keçi sakalı olabilir.
- I like a slim guy, a guy with a goatee, nice eyes, and he's got to be funny.
- Zayıf adamlardan hoşlanırım. Keçi sakalı ve güzel gözleri olmalı. Ve de mutlaka komik olmalı.
But is this the father character with a goatee like you?
Sevmiştim. Şu keçi sakalı olan adam, baba karakteri mi?
Brown contacts, blue, green beard, goatee, mustache?
Kahverengi mavi, yeşil lensler sakal, keçi sakalı, bıyık?
I thought he said that about the goatee.
Söylediğin keçi sakalı hakkında düşündüm.
I like you better without the, uh, goatee, by the way.
Keçi sakalın olmadan daha iyi görünüyorsun bence.
Nice goatee.
Sakalın güzelmiş.
Jack thinks he can't play it without a goatee.
Jack keçi sakalı olmadan oynayamayacağını düşünüyor.
The footstool would have a goatee?
Bir taburenin keçi sakalı mı olur?
No kidding. That goatee sure came in fast.
Top sakalın cidden çabuk uzadı.
It's a goatee, you stupid fuck!
Keçi sakalı, seni salak!
Come on, just say it, just say goatee.
Hadi be, söylesene, keçi sakalı.
He could say goatee, but he'd be wrong.
Keçi sakalı diyebilir ama yanlış olur.
That's not a goatee?
Keçi sakalı değil mi?
You know, the little goatee thing.
Keçi sakalı gibi olan şey işte.
But shorter hair and he had a moustache and goatee.
- Evet. Ama kısa saçlı, bıyıklı ve top sakallıydı komiserim.
Short hair, moustache... Goatee beard.
Kısa saçlı, bıyıklı, top sakallı.
I might try a goatee too.
Bir de keçi sakalı denemek istiyorum.
- Like a goatee.
- Oh, Bu be-e-erba-a-t!