Godson traducir turco
196 traducción paralela
But if the matador could only see his godson just for a minute —
But if the matador could only see his godson just for a minute -
Any sign of your godson, Torquil?
Vaftiz oğlundan bir iz var mı Torquil?
Maybe there's something for our godson in that tail box.
Belki de arabanın içinde hazırlanmış bir bavul vardır.
This godson of ours is starting life slippery enough without greasing him.
Bizim oğlumuz hayata yağlanmadan da başlayabilir herhalde.
Let me hold my godson.
Bir kez kucağıma alayım.
I've done a heap of ornery things... but I ain't stealing the water that belongs to my godson.
Ben iyi bir insan olmayabilirim ama vaftiz oğlumun suyunu içecek kadar da kötü değilim.
I'm toting my godson my share of the way.
Bize Tanrı'nın yol göstereceğinden eminim.
This is where she ends, godson.
Bundan öteye gidemem artık, evlat.
I ain't anxious to turn my godson to pasture.
Vaftiz oğlumu size bırakmaya bu kadar hevesli mi görünüyorum?
It seems, in this case... we have a mighty fine set of extenuating circumstances... notably dealing with an infant child you claim to be your godson.
Gördüğüm kadarıyla bu davada sıradışı bir durumu da göz önüne almalıyız. Küçük bir bebeğin senin vaftiz oğlun olduğunu iddia ediyorsun.
He is my godson.
O benim vaftiz oğlum.
However, this here court... may be willing to suspend that sentence indefinite... providing you sign this here paper... yielding your godson to the Marshal and Mrs. Sweet... and furthermore providing that you never again set foot... in the township of Welcome, territory of Arizona.
Ama belki yine bu mahkeme senin cezanı erteleme yoluna gidebilir. Tabii bunun için de çocuğu şerife ve Bayan Sweet'e verdiğini gösteren bu belgeyi imzalarsan. Ve dahası bir daha Arizona Welcome kasabasına gelmemeyi kabul etmen gerekiyor.
Ma'am, this is my godson Lieutenant O'Rourke.
Bayan, bu vaftiz oğlum Teğmen O'Rourke.
It's your godson crushing my toes.
Vaftiz oğlun ayak parmaklarımı eziyor.
Carmelo Patanè, godson of the old priest.
Carmelo Patane, yaşlı rahibin vaftiz oğlu.
Don Carmelino, your godson.
Don Carmelino, vaftiz oğlunuz.
Tell the doctor I've come for my godson.
Doktora söyleyin. Vaftiz oğlum için geldim.
By serving the peace, I've served my king who is also my godson.
Barışa hizmet ederek, aynı zamanda kralıma yani vaftiz oğluma hizmet ettim.
I refuse not as Louis, your godson, but as king.
Vaftiz oğlun Louis olarak değil, Kral olarak reddediyorum.
- You don't like my godson?
- Vaftiz oğlumdan hoşlanmadın mı?
- Godson?
- Vaftiz oğlun?
My godson will take care of that.
Vaftiz oğlum onunla ilgilenecek.
This is Tang Ren Jie, Mr. Shen's godson
bu da Tang Ren Jie, Bay Shen'nin vaftiz oğlu
- He's a good godson.
- İyi bir vaftiz evlat.
Johnny is my father's godson.
Johnny babamın vaftiz oğludur.
He's my godson and your nephew
o benim manevi oğlum ve senin yeğenin
So you're here, godson!
Demek buradasın, ha!
Goodbye, Starbuck : Goodbye, Angela : Goodbye, Godson :
Hoşça kal Starbuck, hoşça kal Angela hoşça kal vaftiz oğul.
Eunuch Wang's godson...
Hadım Wang'ın torunu...
Meet my godson Kuo Chingfeng My pleasure
Torunum Kuo Chingfeng ile tanış menun oldum!
This is my godson Christian.
Seni canavarla tanıştırayım. Kendisi vaftiz oğlum Christian.
She'll make an excellent bride for my godson.
Vaftiz oğluma mükemmel bir gelin olacak.
I cutyour godson's hair last month.
Vaftiz oğlunuzun saçını geçen ay kestim.
When your godson contacts you, tell him to surrender.
Vaftiz oğlun seni ararsa ona teslim olmasını söyle. Anlaşıldı mı?
That's my godson's wedding present.
O, vaftiz oğlumun düğün hediyesi.
- How is my godson?
Vaftiz etmeyi unutma bari
My godson Andrew Hagen.
Vaftiz oğlum Andrew Hagen.
He's Hai's godson.
Nihal'in tokmakçısı.
My godson, Cardinal, will shortly become engaged to be married.
Vaftiz oğlum Kardinal yakında nişanlanacak.
He is my godson, and his father was my closest friend, as you know.
Vaftiz oğlum. Bildiğin gibi babası da en yakın arkadaşımdı.
What about his godson, young Mr. Cardinal?
Ya vaftiz oğlu, genç Bay Kardinal?
I have my godson's birthday party at 6.30.
6 : 30'da vaftiz oğlumun doğum günü partisi var.
No, I was just... thinking about my godson's birthday party.
Aklıma vaftiz oğlumun doğum günü partisi geldi de.
One of them was my godson.
Onlardan biri vaftiz oğlumdu.
But Jadzia... that was Curzon's godson.
Fakat Jadzia, o Curzon'un vaftiz oğluydu.
You can't expect me not to avenge my own godson's murder or ask me to live with that dishonour.
Burada kalıp öz vaftiz çocuğumun intikamını almamamı benden bekleyemezsin. Benden böyle bir onursuzlukla yaşamamı isteyemezsin.
- l just wanna talk to my godson.
- Sadece vaftiz oğlumla konuşmak istiyorum.
Poor kid. It came to him too early, as it did to our Agustín... your son, and my godson, may he rest in peace.
Zavallı çocuk. bu ona da erken geldi, bizim Agustín'e olduğu gibi... senin oğlan ve benim vaftiz oğlum, huzur içinde yatsın.
My unlucky godson quarreled over cockfighting.
Banim şanssız vaftiz oğlum horoz dövüşü yaptı.
And more so... my godson's.
Ve daha çok... vaftiz oğlumun.
Maybe you messed up because you care more about your godson.
Belki de vaftiz oğlunu daha çok önemsediğin için batırdın.