Gotta run traducir turco
1,264 traducción paralela
- Gotta run.
- Gitmem gerekiyor.
Excuse me. I gotta run.
- İzninizle, gitmem gerek.
I've gotta run to work.
Hemen işe yetişmeliyim.
When you've fixed your rug, I gotta run you over.
Peruğunu düzeltince seni götüreceğim.
- Gotta run, Booster. - Yes, sir!
- Gitmeliyim, Booster.
Hey doc. I gotta run.
Doktor gitmeliyim.
No offense, but I gotta run!
Kusura bakmayın, gitmeliyim.
I'm sorry, guys. I gotta run.
- Üzgünüm kızlar ama gitmeliyim
I gotta run. Class started five minutes ago.
Gitmem lazım, ders başladı bile.
Gotta run!
Kaçmalıyım!
Bad things happens, you gotta run!
Bir şey olursa, koşmaya başla.
Cindy, come on. We gotta run.
Cindy, gitmemiz gerek.
Look, I gotta run an errand. You'll be okay on your own?
Yalnız halleder misin?
I gotta run some more tests.
Biraz daha tahlil gerekecek.
I gotta run.
Hemen kaçmam lâzım.
- I gotta run the bowel.
- Bağırsakla ilgilenmem lazım.
Sorry, Peter, I gotta run.
İşe dönmek zorundayım.
You know, I gotta run.
Gitmem gerekiyor.
I gotta run in there and get some meat for the barbecue later.
İçeri girip barbekü için et almam gerekiyor.
I gotta run a quick errand.
Benim küçük bir işim var.
I gotta run.
Gitmeliyim.
Listen I've gotta run.
Dinle, gitmem gerek.
- Great. Well, I gotta run.
- Harika, pekala benim gitmem gerek.
Oh, thanks a lot. I appreciate that. Gotta run.
Oh teşekkürler, çok onurlandırdınız beni, ama gitmeliyim.
I gotta run. I'll see you around.
Gitmek zorundayım.
Oh, it was funny how you never cramp up when you gotta run.
Kaçman gerektiğinde nedense hiç kramp girmiyor ama.
I mean, I gotta run.
Yani, benim gitmem lazım.
- Bye. Gotta run.
- Hoşça kal.
Listen, I gotta run.
Kapatmalıyım.
- Artie, gotta run, okay?
- Artie, acelem var, tamam mı?
Listen, sweetie, I gotta run.
Şimdi kapatmam gerekiyor canım.
I gotta run, too.
- Benim de gitmem gerekiyor. - Niye ki?
- Gotta run away.
- Kaçmalıyız.
We've gotta run.
Gitmemiz gerek!
Now I gotta run
Benim artık kaçmam lazım....
- I gotta run.
- Gitmeliyim.
I gotta run, I gotta get to the Center.
Gitmem gerek, salona gitmeliyim.
I gotta run an errand. Waste of good mojo, if you ask me.
Biletin var mı?
I gotta run an errand.
Birkaç ufak işim var.
Listen, I gotta run, but you and I, we'll talk later.
Dinle. Gitmeliyim. Seninle geldiğimde konuşuruz
Okay, okay. Yeah, I gotta run.
Kapatmalıyım.
You definitely gotta run that by Nicky Black. Oh, yeah. Definitely.
Evet, kesinlikle. 2 haftalık bir tatile çıkmalısın.
We gotta get in there, get him stoned off these clovers... grab the flute, and run like hell while he's still trippin'.
Oraya girip, yonca yaprağıyla kafa olmasını sağlayıp... kafası iyiyken flütü aldığımız gibi kaçmalıyız.
and I wanna keep him for a pet! But I've gotta hurry and get back outside, make sure it doesn't run away!
Fakat acele edip arka tarafa gitmezsek kaçıp gidebilir.
I gotta run.
Gitmem gerek.
I mean, sorry to be a pig.... But I've gotta eat and run.
Yani... domuzluk ettiğim için kusura bakma ama yolda yemeliyim.
If I get a home run next game, you gotta buy me pizza again.
Bir sonraki maçta bir tam koşu yaparsam, bana yine pizza alman gerekecek.
Oh, gotta run.
Gitmem gerek.
You know, Lilly, I gotta run, OK?
- Lilly, gitmem gerek.
All you gotta do is run out the clock.
Hepiniz zamana oynayın
Gotta run.
Kapatmalıyım.
run faster 35
runks 24
run away with me 25
running out of time 23
run away 322
running late 35
run fast 22
run as fast as you can 25
run and hide 19
run like hell 20
runks 24
run away with me 25
running out of time 23
run away 322
running late 35
run fast 22
run as fast as you can 25
run and hide 19
run like hell 20