English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ G ] / Grabbing

Grabbing traducir turco

1,341 traducción paralela
I'm grabbing your luggage.
Bagajını alıyorum.
I don't ever see nobody grabbing them by their privates or, you know drawing pictures of them on the bathroom walls doing unspeakables.
Kimsenin orasını tutup hareket çektiğini görmüyorum ya da tuvalet duvarlarına ağza alınmaz şekillerde resimlerini çizdiklerini.
- Crotch-grabbing time?
- Üst arama zamanı? - Pekala pekala.
Okay, I'm grabbing it back if she squeals.
Tamam. Eğer öterse, elinden alırım.
Regret not grabbing ticket when had the chance.
Şansım varken davetiyeyi kapmadığım için pişmanım.
I'm grabbing my scarf, man.
Atkımı alıp geliyorum.
I ain't grabbing you shit.
Beni korkutamazsın.
Dude stomped that guy's face in at Taco Land for grabbing his chick's ass.
Sevgilisinin kalçasını okşadığım için canıma okumaya kalkan şu serseri. Kendisine çeki düzen vermiş dostum.
As I started gettin'older... I started lookin at the way these kids dance... and I started grabbing''em.
Yaşlanmaya başladığım için Bu çocukların danslarına bakmaya başladım ve onları kapmaya başladım.
After this, we're grabbing a bite.
İşimiz bitince bir şeyler yiyelim.
But the kitten still kept running after her and grabbing her tail.
Ama enikcik hâlâ onun peşinden koşup, kuyruğuyla oynuyordu.
All right. Grabbing data on the second floor.
2. kattan bilgi alıyorum.
According to the manager, we're grabbing a mid-40s female and a teenage male.
Yöneticiye göre 40 yaşlarında bir kadın ve genç bir çocuğu arıyoruz.
Well. That could be anything from grabbing them on the arms to touching them on the privates.
Her anlama gelebilir ; kollarından tutmaktan edep yerlerine dokunmaya kadar.
At this time of year, me and my girlfriends should be grabbing two beef on weck and a six-pack, you know...
Yılın bu zamanında arkadaşımla biftekli sandviç ve bira alıp...
Scandalmakers was a show... that reenacted headline-grabbing stories.
Skandal Çıkaranlar canlandırma yayın yapan bir programdı.
The one place I could go every week where no one was grabbing my butt or staring at my breasts.
Kıçıma el atmadıkları, göğüslerime bakmadıkları, haftada bir kezde olsa gidebildiğim yerdi.
You grab some milk, man, I'm grabbing the flakes, all right?
Oradan süt kap, ben de mısır gevreği alayım.
I swear! What are you grabbing for?
Ne arıyorsun?
Are you busy or do you feel like grabbing a cup of coffee?
Nereye varacak? "Hmm" işin var mı veya kahve içmek ister misin?
Yeah, okay, you're really grabbing me now.
Evet, tamam, beni gerçekten kaptın.
I'm just grabbing some food for Alex.
Alex icin yiyecek biseyler alacaktim.
THE ONLY THING I FEEL LIKE DOING RIGHT NOW IS REACHING DOWN YOUR THROAT, GRABBING YOUR HEART, AND CRUSHING IT WITH MY BARE HANDS.
Şu anda canım sadece elimi boğazına sokup çıplak ellerimle kalbini ezmek istiyor.
'Cause I was thinking about grabbing some dessert.
Tatlı yemeyi düşünüyorum da.
Ah, you know, just grabbing a cold one by myself.
Soğuk bira içiyorum, bir başıma.
At least by grabbing your ass... i got to keep my secret.
En azından poponu mıncıklayarak... Sırrımı korumalıydım.
They went on a cash-grabbing spree, six stores in less than a half-hour.
Soygun çılgınlığına kapılmışlar, yarım saat içinde altı tane dükkanı soydular.
The difference between wannabes and successes is grabbing opportunity.
İstekler ve başarıları birbirinden ayıran şey fırsatları değerlendirmektir.
Nah, I'm just grabbing some coffee.
Şey, sadece biraz kahve almıştım.
How come Fusilli over here ain't grabbing a shovel?
Nasil oluyorda Fusilli eline bir kürek almiyor?
Grabbing his ankles for Mexi inmates.
Meksikalı tutuklulara bilek gösteriyormuş.
Everyone in L.A. saw you on that tape grabbing that kid in the church and smiling.
Los Angeles'taki herkes senin kilisedeki o çocuğu yakalamanı ve gülümsemeni gördü.
Search a nigger down You grabbing'his nuts
* Bir zenciyi ararken taşaklarını avuçlarlar. *
Ooh, I forgot crotch grabbing.
Çatalda Tutunmayı Unutmuşum.
- So don't go grabbing the check.
- Öyle olsun. - Yani hesaba atlayayım deme.
You like grabbing hair, huh?
Saça dokunmak hoşuna gidiyor ha?
It's not all crotch-grabbing, scatological man humor.
Tamamı böyle müstehcen ve aptal erkek şakalarından oluşmuyor.
Grabbing me, saying you'd arrest me. - And you know what...?
Gelip beni tuttunuz, beni tutuklayacağınızı söylediniz.
Ask him how much grabbing there is, all that money flowing.
Akan onca parada ne kadar cebine indirdiğini sor.
Do you mind grabbing that?
Şunu alabilir misin?
Cowboy you stick to breaking bones And grabbing villas...
Munna ciğerim sen bu işlerden anlamazsın. Senin işin kafa kırmak. Villaları boşaltmak.
They're certainly eye-grabbing.
Kesinlikle akılda kalıcı.
Back in those days I smoked cigars, and I recall just walking up to one of them, grabbing his wrist and taking the candle and lighting my cigar with it. And I looked him in the eye and said,
O günlerde puro içiyordum ve aralarından birine yaklaşıp bileğini yakalayarak mumu aldığımı ve onunla puromu yaktığımı hatırlıyorum.
It's grabbing my leg!
Bacağımı yakaladı!
Do you like grabbing guys'asses?
Sakin. Erkek k.çı ellemeyi mi seviyorsun?
Hey, man, don't be grabbing that, yo.
Onu bıraksana.
Far as him grabbing'Hearst by the ear, how that affects - yours and Mr. Swearengen's arrangements with Hearst...
Hearst'ü kulağından yakalaması sizin ve Swearengen'in Hearst'le alakalı planlarını...
Being neighbor to his prick, which Bullock may as well have belittled when grabbing him by his fucking ear.
Bullock'un kulağından yakalayıp hakir gördüğü, bu serseriye komşu olmak.
Who's grabbing who?
Kim kimi yakalıyor?
Grabbing on to a hose that was attached to nothing... he literally dove right into the mine.
Bu senin eserin.
You're on your own. Ow! Grabbing.
Kapıyorsun.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]