English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ G ] / Grenoble

Grenoble traducir turco

84 traducción paralela
By the way, before coming here, didn't you tell me you practiced in Grenoble?
Bu arada, buraya gelmeden önce Grenoble'da görevde olduğunuzu söylemediniz mi bana?
He found no Dr. Germain in Grenoble.
Grenoble'da Dr. Germain adında birini bulamadı.
Unfortunately, the only Germain in Grenoble moved away 1 5 years ago and became Germain Monatte, the brain surgeon.
Maalesef, yegâne Germain 15 yıl önce Grenoble'den taşındı ve beyin cerrahı Germain Monatte oldu.
Grenoble.
Grenoble.
Twelve-and-a-half-year-old Madeleine Reineri, who under the stage name "Pirouette" starred in the Alpes-Grenoble... radio program, Happy Thursdays, threw herself into the Isère River.
Sahne adı "Piruet" olan ve bir Alpes – Grenoble radyo programı olan Mutlu Perşembeler'de başrol oynayan 12.5 yaşındaki Madeleine Reineri, kendini Isére Nehri'ne attı.
But my cousin wasn't in Paris, she was in Grenoble.
Ama kuzenim Paris'te değil, Grenoble'deydi.
All my family is in Grenoble...
Tüm ailem Grenoble'de...
I was born in Grenoble too.
Ben de Grenoble'de doğdum.
- Do you know Grenoble, mademoiselle?
- Grenoble'yi bilir misiniz hanımefendi?
- I have a law degree from Grenoble.
- Frenoble Üniversitesinde hukuk okudum.
On a farm near Grenoble.
Günümüz Fransız Köylüsü Coran'da bir çiftlikte.
Born in Grenoble, 1931.
1931'de Grenobla'da doğmuş.
Living in Grenoble.
Grenoble'da yaşıyor.
We know about Grenoble.
Grenoble'u öğrendik.
I don't know Grenoble.
Grenoble'u bilmiyorum.
We play sometimes at Grenoble, among friends.
Grenoble'da bazen arkadaş arasında oynarız.
All your family lives in Grenoble?
Bütün aileniz Grenoble'da mı?
We don't live in Grenoble itself, but on the outskirts.
Grenoble'un içinde oturmuyoruz, daha çok dolaylarında.
We'll be in Grenoble by about five.
Öyleyse beş gibi Grenoble'da oluruz.
I heard they are starting a cigarette factory near Grenoble.
Grenoble tarafında sigara fabrikası yapacaklarını duydum.
You can live alone in Grenoble, Lyons, or even Paris.
Grenoble'da, Lyon'da, hatta Paris'te tek başına yaşayamazsınız.
No, he left this morning to visit his mother in Grenoble.
Hayır annesini ziyarete Grenoble'a gitti.
So he lied to you. He's not in Grenoble.
O zaman Grenoble'e gitmemiş, yani size yalan söyledi.
And no one's forcing him to go to Grenoble.
Grenoble'a ne zaman isterse gider. Bu onun kararı.
You say he's in Grenoble when he's not. Of course I'm surprised.
Grenoble'a gittiğini söylediğinizde çok şaşırdım ve gerçeği anlatmak istedim.
How was Grenoble? Is your mother better?
Grenoble nasıldı, annen iyi miymiş?
How would you like to visit him in Grenoble for a few days?
Onu bir kaç günlüğüne, ziyaret etmek ister misin?
Follow me to Grenoble.
Benimle Grenoble'a gel.
Ah, the special rope arrived from Grenoble. Preparations are ongoing.
... aşk, para, hayat yolunun sonuna gelindiğinde içine düşülen büyük boşluk...
It must have been the rope from Grenoble.
Büyük ihtimalle Grenoble'dan gönderilen halat.
She looked for work and found a job in Grenoble.
İş aradı ve Grenoble'da buldu.
They're back in Grenoble. Grenoble?
Grenoble'e döndüler.
Those idiots have got guts.
Grenoble'e mi döndüler? İkisi de cesurmuş.
It was still dark when the squad car left Grenoble.
Ekip arabası Grenoble'dan ayrıldığında... ortalık hâlâ karanlıktı Olayın gerçekleştiği köy 15 mil uzaklıktaydı.
I manage this tennis club. Its members are from Grenoble and other regions nearby.
Kulübün üyeleri Grenoble ve çevredeki diğer bölgelerdendir.
Really? Yes, he works at the Grenoble airport.
Evet, Grenoble havaalanında çalışıyor.
He's an air controller.
Grenoble havaalanında çalışıyor.
He works at the Grenoble airport. He's relaxed and phlegmatic, like an Englishman.
İngiliz gibi... rahat ve soğukkanlı biri.
A few days ago, in Grenoble, a man followed me in the street for hours.
Bir kaç gün önce, Grenoble'de adamın biri beni saatlerce takip etti. Ondan kurtulmaya çalıştım ama başaramadım.
You need a drawing board now that you're a pro.
Çizim tahtasına ihtiyacın var artık profesyonelsin. Roland Grenoble'daki bir yerden bahsetti.
Last week, we were in downtown Grenoble.
Açıkçası, geçen hafta huzursuz görünüyordu. Grenoble'ın şehir merkezindeydik.
Our meeting in Grenoble was crucial.
Ayrıca Grenoble'deki kongrede... karşılaşmamız benim için çok önemli oldu.
And the pianist and my wife,... and the ironmonger in the Rue de Grenoble.
İstedi ama dolapta uyuya kaldı sonunda.
The construction is due to a Monsieur Oscar Meunier, of Grenoble.
Mösyö Oscar Meunier Grenoble tarafından yapıldı.
Mathieu is a researcher with the NSF and next year, he'll work as a research assistant in Grenoble.
Mathieu NSF'de araştırmacı. Gelecek yıl Grenoble'de asistan olarak çalışacak.
Remember when you were desperate... to make that last slot on the'68 Grenoble team, and you pleaded with me to talk to Kurt?
- 68 Grenoble takımında yer almak istediğin anı hatırlıyor musun? Kurt'le konuşmam için bana yalvarmıştın.
In'68, a bunch of us who were covering the Olympics in Grenoble... decided to go to the best restaurant in town.
1968'de, birkaç arkadaş Grenoble'da Olimpiyatları takip ediyorduk. Kentteki en iyi lokantaya gidelim dedik.
Twelve-and-a-half-year-old Madeleine Reineri, who under the stage name'Pirouette'starred in the Alpes-Grenoble radio program...
Sahne adı "Piruet" olan ve bir Alpes – Grenoble radyo programı olan,
It's a small village.
Grenoble'a yakın ufacık bir köydür.
Everybody's helping as best they can.
İşte sonunda Grenoble'dan gönderilen çelik halat da geldi.
Roland told me of a place in Grenoble.
Gelmeli miyim?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]