Greta traducir turco
1,017 traducción paralela
Greta, you're on next.
Greta, sıradaki sensin.
Don't be a baby, Greta.
Bebek olma, Greta.
And I killed Greta to give you an alibi.
Ve sana bir mazeret vermek için Greta'yı öldürdüm.
I just put her in the boot... and Greta did the rest.
Ben sadece onu bagaja koydum... ve geri kalanını Greta yaptı.
Why did you decide to use Greta?
Greta'yı kullanmaya nereden karar verdin?
Peggy... and now, with Greta, that makes four.
Peggy... ve şimdi, Greta ile, bu dört eder.
- And today that woman is Greta Garbo.
Bugün o kadın Greta Garbo oldu.
Greta Garbo movies are on television.
Televizyonda Greta Garbo filmleri başlar.
Greta, get a broom.
Greta, bir süpürge al.
Greta, quick, bring it.
Greta, çabuk, getir istediklerini.
Greta, come on!
Greta haydi!
Greta?
Greta?
Greta!
Greta!
You're so beautiful, Greta.
Çok güzelsin Greta.
After all the due ascertainment demanded by the law, this office declares that the death of the Baroness Greta Von Sepper, resident of this district, was caused by a tragic hunting error.
Kanunen talep edilen soruşturma sonucunda bu büro bu bölgede ikamet eden Barones Greta Von Sepper'in ölümünün trajik bir av kazası sonucu olduğunu ilan eder.
Not Greta, I did not kill Greta.
Greta'yı değil, Greta'yı öldürmedim.
Oh, yes, Greta, too.
Evet Greta'yı da.
Greta, too.
Greta'yı da.
What the hell is that hooker doing at Greta's apartment?
Şu fahişenin Greta'nın dairesinde ne işi var?
They're sisters. Greta and Diana.
Greta ve Diana.
Greta Garbo's got nothing on you!
Greta Garbo yanında hiç kalır!
Greta Garbo!
Greta Garbo!
That's it, Greta Garbo!
Evet, Greta Garbo!
Shut up, Greta Garbo!
Kes sesini Greta Garbo!
Yes, I could cut them off and give them to Greta Garbo here-for earrings!
Evet, onları keser ve Greta Garbo'muza küpe niyetine verirdim.
Miss Greta Garbo?
Bayan Greta Garbo?
Some of us, in the words of the divine Greta Garbo, "want to be alone".
Belki de Greta Garbo'nun ilahi boyutuna geçmiştir.
But God knows from what implausible source Miss Greta Ohlsson learned her English vocabulary, too ludicrous to be credited.
Ama Bayan Ohlsson'un gerçek olamayacak kadar komik bir dilbilgisini nereden almış olabileceğini tanrı bilir.
After the war, he married Greta Heller.
Savaştan sonra, Greta Heller ile evlendi.
Yes, Greta.
Evet, Greta.
Go on, Greta.
Haydi git, Greta.
I want to live in peace, and Greta feels the same.
Huzur içinde yaşamak istiyorum, Greta da aynısını istiyor
Greta doesn't believe that Mario's death was an accident.
Greta, Mario'nun ölümünün kaza olduğuna inanmıyor.
I want to have a talk with Greta's doctor.
Greta'nın doktoruyla bir görüşmek istiyorum
How is Greta?
Greta nasıl?
I came to depend so much on Greta McCraw.
Ben buraya Greta McCraw'a güvenerek geldim.
Is, uh... Greta Garbo here?
Greta Garbo da burada mı?
I am Greta.
Ben Greta.
Life is so mysterious, Greta.
Hayat bazen çok gizemli olabiliyor Greta.
Life is so short!
Hayat çok kısa Greta!
Leave it up to me, Greta!
Kendini bana bırak Greta!
Take this, my Greta!
Al bunu, Greta!
- Greta Hofer.
- Greta Hofer.
For this gentleman, Greta
Bu beye, Greta.
- What about Greta Garbo?
- Ya Greta Garbo?
What about Greta?
Greta'dan ne haber?
- If he's a polish count, I'm Greta Garbo.
- Polonyalı bir kontsa, ben de Greta Garbo " yum.
well, Greta, whatever he is, I think he's divine.
Bana sorarsan Greta bilmem kim, o muhteşem.
Good morning, Greta.
Günaydın, Greta.
- Greta.
- Gerta...
Call me Greta.
Bana Greta de.