Groceries traducir turco
1,425 traducción paralela
I was out buying some groceries.
Biraz yiyecek almak için dışarı çıkmıştım.
I got some groceries.
Biraz sebze aldım.
Why, it's helping old miss baker with her groceries.
Yaşlı bayan Baker'ın alışverişlerine yardım ediyor.
I bag groceries.
Ambalaj kutularını düzenlerim.
Boys, come get the groceries.
Çocuklar gelip poşetleri taşıyın!
Can I just get the groceries so we can eat? I've got a ton of homework...
Şu poşetleri taşısam da yemek yesek.
Meeting this guy, crossing the street... picking outfits that match, buying groceries.
Bir erkekle buluşmak, karşıdan karşıya geçmek... yakışan elbiseler almak, marketten yiyecek almak.
You could put groceries in those bags.
Malları poşetlere doldurabilirsiniz.
- Can you help me with the groceries?
Bana torbalar için yardım eder misin?
- I'm gonna get the groceries.
Ben paketleri alayım. Tamam.
Well, we're going to have to stock up on groceries.
Sana market alışverişi yapmamız gerekecek.
Yeah, might as well be bagging groceries at the Shop-Rite.
Evet, Shop-Rite'da çanta dükkanlarını dolaşmak kadar güzel.
Fets followed me into my apartment once said he wanted to help with my groceries.
Fets bir kez beni evime kadar takip etti. Paketlerimi taşımama yardım etmek istedi.
I was trying to help her with the groceries.
Paketlerine yardım etmeye çalışıyordum.
You got groceries?
Yiyecekleri aldın mı?
They leave their bikes in the garage and if I wanna pull in, I gotta get out and move the bikes with a car full of groceries.
Bisikletlerini garajda bırakıyorlar. Ben garaja girmek isteyince, arabadan inip bisikletleri kenara çekmem gerekiyor.
Groceries? A new outfit?
Bakkaldan yiyecek?
Honey, would you help me unload some groceries from the car?
Honey, arabadan bazı erzakları indirmeme yardım eder misin?
- Morning. - I got your groceries, Charlie.
- Market alışverişini yaptım Charlie.
Your dad went out for groceries... because I'm making dinner for both of you tonight.
Baban markete gitti. Bu gece size yemek pişiriyorum.
Bagging groceries like nothing ever happened.
Hiçbir şey olmamış gibi yiyecekleri torbaya koyuyordu.
I'd just gone to go get some groceries and I was heading back to my room, minding my own business and I heard a lot of yelling from Colleen's room.
Bakkala gitmiş ve odama dönüyordum kendi kendime takılıyordum ve Colleen'in odasından bağırışmalar duydum.
Why would you sneak peanut butter into my groceries?
Neden yiyeceklerimin arasına gizlice fıstık ezmesi koydun?
Jere, you and Meme go get groceries for tonight.
Jere, sen ve Meme markete gidin...
Bought us some groceries for later.
Sonrası için yiyecek aldım.
'The fabulous Anna Rivers carrying groceries.'
'Şahane Anna Rivers alış-veriş torbalarını taşıyor.'
Look, it's just a girl, some groceries and a dog.
Baksanıza burada sadece bir kız, biraz meyve ve bir köpek var.
Guys, would you help me with the groceries?
Çocuklar, şunları taşımama yardım eder misiniz?
- So I'll pick it up and stop for groceries.
Sonra da markete uğrarım. Tamam.
I left my groceries out.
Alışverişlerimi dışarıda bıraktım.
I bought some... groceries...
Biraz... yiyecek aldım.
I bought some groceries too.
taze sebze ve meyveler aldım.
I'll put the groceries away, then I'll come and play.
Şu aldıklarımızı yerleştireyim hemen geliyorum, tamam mı?
He told me not to give you the groceries unless you pay.
Ama abla, ödemezse siparişleri verme dedi.
I'd like to order some groceries.
Birkaç şey sipariş verecektim de.
Will you take him his groceries?
Siparişlerini götürür müsünüz?
What about the groceries?
Bakkaldan aldıklarınıza ne oldu?
The groceries ;
Erzaklar..
You've always said you don't get enough respect delivering groceries.
Teslimatlarında, yeterince saygı duyulmadığını söyleyen sen değil misin?
Mr. Little will be back in an hour with the groceries.
Bay Little, bir saat içinde alışverişten gelecek.
Stay a little longer. So you can win our money and buy groceries with it?
Ne güzel bir yer.
He just lays around inhaling groceries and pumping out pudding!
Sadece evde tembellik yapıp yiyecek yiyor, ve pudingiyle oynuyor.
You don't believe in groceries?
Bakkallık olayına inanmaz mısın?
This is New York, Danny.You can have anything delivered - groceries, dry cleaning.
Burası New York, Danny. Her şeyi sipariş edebilirsin. Gıda, kuru temizleme...
Girls, I'm gonna unpack your groceries.
Kızlar, marketten aldıklarınızı yerleştireceğim.
Mrs. Gordon told me that there's a young man who delivers groceries to their home.
Bayan Gordon, evlerine servise gelen kimsenin genç bir adam olduğunu söylemişti.
Well, I used it to buy groceries.
Markette kullandım onu.
We can still buy groceries with food stamps.
Yemek kuponlarıyla alırız.
If you pay the light bill now, I won't have money for the groceries, the rent will be late and then you'll have to work overtime.
Eğer elektrik faturasını şimdi ödersen alışveriş param olmayacak seninde mesaiye kalman gerekecek.
I have reproductive organs inside of me and I buy groceries.
İçimde üreme organları var ve ben sebze alırım.
- Got some groceries for dinner.
- Akşam yemeği için biraz alışveriş yaptım.