Groomed traducir turco
264 traducción paralela
You are now groomed for stardom as they say.
Şimdi tımarlanmış bir yıldız gibi oldun.
I get groomed and curried by these nice ladies eight hours a day, sir.
Bu bayanlar günde sekiz saat bakıma alıyorlar.
His hair had waves in it, well-groomed.
Saçı düzgün ve dalgalıydı.
" better groomed, prettier.
" kokteyl salonlarını seçerdim.
Not unlike a well-groomed jungle and, frankly, a little terrifying.
Bakımlı bir ormandan farklı değil ve açıkçası biraz da korkutucu.
AND A DARK, GROOMED SQUINT IN A WORLD WHOSE SUNLIGHT
Takım elbise ve gömleklere girip çıkan bir ucuzluk.
Recall this couple and their love so pure she with her neatly-groomed coiffure and her face intriguingly pale and clear and her eyes ashine with the trace of a tear...
Hatırlayın bu çifti ve tertemiz aşklarını kızın itinayla taranmış saçlarını şaşılacak derecede solgun ve berrak yüzünü bir damla yaş akmış ışıl ışıl gözünü...
Yet another human is at this very moment being groomed.
Biz konuşurken, bir insan daha hazırlanıyor.
He has groomed Deputy Premier Pavel to succeed him and carry on his policies.
Bu yüzden de vekili Pavel'i politikasını devam ettirmesi ve başarıya ulaşması için yetiştirdi.
You well-groomed smart boy!
Seni hanım evladı seni!
For the well-groomed climber.
Ricky ve Maurice şık dağcıya çok çeşitli saç modelleri sunmaktadır.
The only description the clerk could give was the man was well-groomed in his early thirties and had fair hair.
Resepsiyonistin adamın eşkali hakkında tek söyleyebildiği, iyi giyimli... otuzlarının başında ve açık renk saçlı olduğu.
Not enough that his daughter is revealed as the town prostitute, but that her son, whom he groomed for the highest office, has connived with her, encouraged her and even supplied her with lovers.
Kızının şehir orospusu diye ifşa edilecek olması yetmiyor bir de en yüksek makamlara hazırladığı torunu suç ortaklığı yapıp, annesini fahişeliğe teşvik ediyor ve hatta ona sevgililer bulup getiriyor.
Massa wants this filly groomed and curried proper.
Sahip bu kısrağın tımar edilip kaşağılanmasını istiyor.
He was a real man, strong and handsome, with a groomed mustache.
O gerçek bir adamdı, güçlü ve yakışıklı, bakımlı bir bıyığı vardı!
He was being groomed for one of the top slots in the corporation... general, chief of staff, anything.
Orduda en ust mevkilerden birine yerlestirilmek uzereydi general, kadro sefi, ne olursa.
I adore attractive, well-groomed educated women :
Çekici bakımlı tahsilli kadınlara bayılırım.
From the time I was born my folks groomed me for it.
Doğduğum günden beri ailem beni bunun için yetiştirmişti.
Well-groomed, expensive watch on.
Gayet bakımlı, kolunda pahalı bir saat var.
The real reason I tracked you down and groomed you to be the best you could possibly be, Axel : I am your father.
Seni bulmamın ve en iyisi olabilmen için eğitmemin asıl sebebi Axel senin baban olduğumdur.
She was a nice girl and of well-groomed aspect.
Güzel, temiz yüzlü bir kızdı.
They haven't been properly trained, or groomed, or...
Gerekli eğitimleri ve bilgileri yok ve...
When you've groomed someone the way we groomed Andy, nurturing him and lavishing special treatment on him, it's quite an investment.
Birini gözünüze kestirdiğinizde Andy gibi, bol bol yedirir özel ilgi göstererek, tam bir yatırım yaparsınız.
You must understand you're being groomed for a life of wealth and responsibility.
Anlamalısınız efendim, siz zenginlik ve sorumluluk üzerine eğitildiniz.
In fact, when poetry's combined... with ill-groomed hair and eccentric dress, it's generally fatal.
- Aslında şiir kötü yapılmış saç... ve eksantrik bir elbiseyle birleşince ölümcül olur.
It seems the job has become too important. They're sending in someone that they groomed for the role.
Anlaşılan çalıştığım iş o kadar önemli olmuş ki bu iş için uygun olduğunu düşündükleri birini yolluyorlar.
Whenever you see a man who's well-groomed, you can bet he's not getting any.
Yani bakımlı bir erkek görürsen, seks yapmadığını anla. En azından söylediğim şeyi düşünemez misin?
You've got all those important diplomats coming, you wanna sell'em. Look, that says groomed.
Tüm şu gelecek olan önemli diplomatlar, onlara imajını satacaksın, bak, bu özen demektir.
Pop never groomed me for a life like this.
Babam beni bu tür bir hayat icin yetistirmemisti.
Kim ll Sung, who had spent the war in the Soviet Union, was groomed for power.
Sovyetler Birliği'nde savaşmış olan Kim ll Sung iktidar için uygundu.
He took me into his household, groomed me as his war master.
Beni evine kabul etti, silahtarı yaptı.
Hey, Auntie "K." You're looking remarkably groomed today.
Merhaba, "K" teyze. Bugün dikkate değer şekilde bakımlı görünüyorsun.
Always groomed, always... touched, safe.
Daima ona itina gösterilir... dokunaklı, güvenli.
Weren't you surprised that Mr. Pearlman groomed Mrs. Jones to be his successor?
Muhtemelen, sebep buydu, evet. - Bay Pearlman'ın varisi olarak Bayan Jones'u yetiştirmesine şaşılmadınız mı?
Well, I can assure you that I was not groomed since birth to have some cushy job that even a moron like you could perform.
Eh seni temin ederim ki doğduğumdan beri senin gibi bir moronun bile kolaylıkla yapacağı rahat bir iş için yetiştirilmedim.
Well, I feel badly for you, I really do... but Byron needs to be groomed every day at 3 : 00.
Durumuna üzüldüm ama Byron "ın her gün saat 15 : 00" de tımar edilmesi gerekiyor.
And is that taken into consideration at the start, or, I mean are you just judging by how well a dog is groomed?
- Başlangıçta dikkate alınıyor mu? Yoksa aldığı eğitim doğrultusunda mı karar veriyorlar?
Süleyman groomed his firstborn son Mustafa for power.
Süleyman, ilk oğlu Mustafa'yı saltanat için yetiştirmişti.
- But a very well-groomed cat.
- Ama çok iyi taranmış bir kedi.
All my life that's what I've been groomed to do.
Hayatım boyunca bunun için eğitildim.
He should be friendly, not too tall, nice hands... You mean well-groomed?
Sevimli olmalı, çok uzun boylu değil, güzel elleri yani bakımlı demek istiyorsun?
Well-groomed.
Bakımlı.
My goodness, I'm a well-groomed young woman.
Tanrım, ben bakımlı genç bir kadınım.
Ever since I was born, I've been groomed to lead my people.
Doğduğumdan beri, halkıma önderlik etmek için yetiştiriliyorum.
Apart from needlepoint, I have all the skills of a weII-groomed, early 20th century young woman.
Tabii kanaviçeli kenar süslerimi bunun dışında tutmak gerekir çünkü iyi bir ailenin kızı için yirminci yüzyılın başlarından itibaren hazırlanmış olan en iyi kalite kenar süsleri bende bulunmaktadır.
My brothers were groomed for the throne he moment they were born.
Abilerim doğdukları andan itibaren taht için yetiştirilmişlerdi.
- Have to keep them groomed at least once a week.
- Haftada bir bakım yapmalıyım.
But a good, well-groomed businessman with properly prepared staff... can take a break now and then.
Benim de işlerin çok yoğun, ama düzgün eğitilmiş çalışanları olan iyi bir iş adamı, arada sırada mola verebilir.
( Carrie ) You're being insane! I just want to be properly groomed!
- Kendime bakmak istiyorum!
I personally have groomed her for this role. Oh!
O burda olmalıydı, hep burda olurlar.
Well-groomed?
Medeni mi?