Groups traducir turco
3,255 traducción paralela
Was he involved in any groups or gangs?
Bir gruba ya da çeteye dahil miydi?
Battalion groups from 135th, 503rd and 693rd regiments, motorized infantry in the 15th Motorized Rifle Division... are now in position.
135., 503. ve 693. alaylardan tabur takımları 15. Motorlu Silah Bölüğü'nden motorlu piyade birlikleri şu anda konumlanmış vaziyetteler.
'Cause a cappella groups are so hot.
Çünkü akapella grupları çok seksi.
We'll have to go by groups.
Gruplar halinde gitmeliyiz.
I've been funneling money to Liberian protest groups to help the fight against government corruption?
Liberyalı protesto gruplarına devlet yolsuzluğuna karşı savaşmaları için ben mi para aktarıyormuşum?
Has to be support groups for kids who've seen shit like that.
Böyle boktan şeyler görmüş çocuklar için destek grupları olmalı.
We must not focus on the refugees at the expense of other groups.
Diğer grupları harcama pahasına mültecilere öncelik tanıyamayız.
Go in groups so you can use your circle magic.
Topluluk sihrinizi kullanabilmeniz için gruplar hâlinde gidin.
Or religious groups?
Yoksa dini içerikli gruplar mı?
And they all travel and work in groups, so they all have alibis for at least two hours before the event.
Ve beraber seyehat edip, çalışıyorlar yani etkinlikten iki saat öncesine kadar mazeretleri var.
"Between two groups of people " who want to make inconsistent kinds of worlds, I see no remedy but force. "
"Birbiriyle uyuşmayan dünyalar yaratmak isteyen insanlardan oluşan iki grup arasında, kuvvetten başka çare göremiyorum."
The deadline divides friendships, families, even study groups.
Verilen mühlet arkadaşlıkları, aileleri, hatta çalışma gruplarını bile böler.
Oh, there's Web sites, there's community groups, there's even talk of creating a sanctioning body, like the NBA.
İnternet siteleri, sosyal grupları hatta NBA'deki gibi karakter yaratma bölümleri bile var.
You know, sometimes I think it would just be easier if we all separated into our own groups, you know, like, blacks with blacks, whites with whites.
Bazen hepimiz kendi içimizde gruplara ayrılsak çok daha kolay olurdu diye düşünüyorum. Örneğin siyahlar siyahlarla, beyazlar beyazlarla.
I'm not into big groups.
Kalabalığı sevmiyorum.
Looks likes the hostiles have em split into two groups...
Saldırı için hazırlanıyor sanırım... Takımlar halinde...
Oh, I hate talking in groups.
Topluluk konuşmalarından nefret ediyorum.
From the largest nations, ethnic groups, - up to small university departments and so on.
En büyük uluslardan, etnik gruplardan,... en küçük üniversite departmanlarına falan filana kadar.
The people, the mythic people - whose instrument the totalitarian leader is - are never simply the actually existing individuals - groups of people and so on.
Totaliter liderin enstrümanı olduğu halk, mitik halk hiçbir zaman yalnızca gerçekten var olan bireyler, insan toplulukları vesaire değildir.
Jordan's comments have angered gay-rights groups and are likely annoying his co-workers who thought they'd linger over breakfast this morning, perhaps with a new lover.
Jordan'nın yorumları eşcinsel hakları gruplarını kızdırdı ve muhtemelen yeni sevgilileriyle kahvaltı yapan iş arkadaşlarını rahatsız etti.
Oh. One of the other food groups.
Diğer yiyecek çeşidindensin demek.
But it could also be perceived as two groups working together for their mutual benefit.
Ama iki grup ortak çıkarları için bir araya gelip beraber de çalışabilir.
B2 Two groups that fall.
Düşme olduğunu B2 İki grup.
If we begin to get overrun, we'll fall back in groups, covering our retreat.
Eğer dağılmaya başlarsak, gruplar oluşturun. Geri çekilin.
And this tactic has been used by a number of different groups.
Bu taktik birçok grup tarafından kullanıldı.
We had furry infiltrators, we were trying, you know, we had secret groups, mine was called the illuminati,
Kürkçü casuslarımız vardı, yani böyle gruplarımız vardı, benimkinin adı illuminati'ydi,
This where people have their social relationships, this is where their friends are, this is where they have a creative outlet and so all those aspects are going into groups like Anonymous, where people, feel like they're part of the bigger thing
Burada insanların sosyal ilişkileri var, arkadaşları burada, yaratıcı oldukları yer burası ve tüm bunlar Anonymous gibi grupları yaratıyor.
Especially, cause it's 2 weird-ass groups
Özellikle de, 2 acayip grup yüzünden
The motion picture association ( MPAA ) had hired an Indian software firm, to DDoS the pirate bay and Anonymous, coming out of 4chan, DDoS'd the motion picture association of America, as well as other groups like the recording industry association.
Amerikan Sinema Filmleri Derneği ( MPAA ) the pirate bay'a DDoS yapması için, Hintli bir yazılım şirketi tuttu. Ve Anonymous, 4chan'den çıkıp, Amerikan Sinema Filmleri Derneğini DDoS'lamıştı, onun dışında Amerika Kayıt Endüstrisi Birliği'ni de.
Then their people went and found like, neonazi groups.., Visa and Mastercard were perfectly fine with you being able to, PayPal, being able to make donations to them.
Sonra onların adamları, neonazi grupları gibi, gruplara, Visa ve Mastercard, PayPal'dan bağış yapılmasının mümkün olduğunu buldu.
There's always been a sort of cat and mouse dynamic, not just in relation to the feds, but also to the sort of groups, that have appointed themselves as guardians of the republic and there's groups called like, backtrace security,
Her zaman kedi ile fare gibi olmuşuzdur. Sadece federallerle değil, kendilerine'Cumhuriyetin Melekleri'diyen Backtrace Security gibi gruplarlada.
Deposits were made by nonprofits, aid groups, environmental organizations.
Ödemeler kâr gütmeyen kurumlar, yardım kuruluşları ve çevresel örgütlerden geliyormuş.
I guess there's groups like this all over town that lay down in front of traffic for as long as possible so they can can post it on YouTube.
Şehirde bu tarz gruplar var ve trafiğin önünde olabildiğince uzun süre yatıp sonra videoyu YouTube'a gönderiyorlar.
Talentless groups in their teens reign in the music industry
Yeteneği olmayan gençleri müzik piyasasına sokuyorlar.
Hate groups like the Aryan Nation believe that race war is not only inevitable, but necessary.
Aryan Ulusu gibi nefret grupları ırk savaşının hem kaçınılmaz hem gerekli olduğunu savunurlar.
Our unsub may be a member of one of these groups.
Şüpheli bu gruplardan birinin üyesi olabilir.
All blood groups.
Tüm Kan grupları.
And more importantly, girl groups are the trend.
Hem şimdilerde idoller çok tutuluyor.
Girl groups aren't supposed to write music?
İdoller beste yapamaz mı yani?
You got glyphs on a page arranged in groups of four or five so at first glance, it looks like words.
Dörtlü ve beşli gruplar halinde dizilmiş semboller var o yüzden ilk bakışta kelimeleri andırıyor.
Weren't several leftist groups suspected?
Birçok sol görüşlü grup şüpheli değil miydi?
Extreme leftist groups often use code names.
Aşırı solcu gruplar genellikle kod adlarını kullanırlar.
What happened to those leftist groups?
Solcu gruplara ne oldu?
What groups were there?
Orada hangi gruplar vardı?
Could these two very different groups of particles be connected in some more fundamental way?
Parçacıkların bu iki çok farklı grubu biraz daha kökten bir şekilde bağlantılı olabilir mi?
One of the other food groups.
Diğer yiyecek çeşidindensin demek.
They talk about autonomous, roaming groups of hubot's that care for each other.
Kendi kendilerini idare eden, gezici bir inbot grubundan bahsediliyor.
Single females dart to the surface, pursued by groups of competing males.
Yalnız dişiler yüzeye yayılıp bir grup rekabetçi erkek tarafından takip edilir.
You know, we should subpoena the outside company that put together the focus groups.
Şirkete dışarıdan celp gönderip odak gruplarını birleştirebiliriz. - Evet.
Cancer support groups, no.
Kanser destek grupları, hayır.
Fill me in. Well, we broke into groups, and the groups are giving presentations later.
Gruplara ayrıldık ve her grup bir sunum yapacak.