Gun fires traducir turco
84 traducción paralela
A gun fires of its own accord, and a man is shot.
Bir silah kendi kendine patladı ve bir adam vuruldu.
- [Machine Gun Fires ] - [ Japanese Soldier Gasps] Hold your fire!
Ateşini tut.
Skeet gun fires buckshot.
Baltrap tüfeğinde saçma kullanılır.
( GUN FIRES )
( SİLAH SESİ )
( GUN FIRES )
( SİLAH SESLERİ )
This is the moment - an assassin's gun fires, causing panic on the tarmac.
Bu, suikastçının silahını ateşleyerek pistte paniğe neden olduğu an.
I didn't... ( GUN FIRES )
Ben yapmadım.
You squeeze the trigger once, the gun fires twice, yet only a single round is emitted from the barrel cleanly.
Tetiğe bir kez basarsın ama silah iki kez ateşlenir. Fakat tek bir mermi namludan çıkmıştır.
( GUN FIRES ) General.
General.
( GUN FIRES )
Şey gibi işte, bilmem.
Gun fires!
Ateş.
( gun fires ) But she really was dead.
Gerçekten ölmüştü.
( gun fires ) Now, Lloyd, maybe you're not here. Maybe you are.
Lloyd, belki burada değilsin belki de buradasın.
[gun fires] I got point- - don't shoot me in the ass.
Ben alırım, sakın ardımdan ateş etmeyin!
- Go on. Well, just as I try the gun for the last time, she hang fires on me.
Epeydir silah zaten geç ateş ediyordu.
And what do they do to the guy that throws a grenade, fires a mortar shell, aims a navy gun, drops the airplane bomb, or presses a button that sends a missile 5,000 miles with a hydrogen warhead?
El bombası atan adama ne yaparlar? Ya da havan, top, uçak bombası atana. Ya da düğmeye basıp binlerce kilometreden hidrojen başlıklı füze gönderene?
You seem at the mercy of the enemy but suddenly, near your stomach the real second hand appears and fires the gun.
Ellerinizin yukarda olması düşmanınızı yumuşatır. Aniden, ikinci gerçek elinizi yağmurluğun arasından çıkarır, silahı ateşlersiniz.
He won't be able to remember about this operation from the moment he fires the Very gun until 4 : 00 that afternoon.
Fırlatma tabancasını ateşledikten sonra....... bu operasyon hakkında hiçbir şey hatırlamayacak.
But nobody who fires a gun hits his target every time.
Fakat hiç kimse hedefi, ilk seferinde her zaman vuramaz.
Bagbsy's gun pulls to the left as it fires, and the site is off a little. But it's a beauty.
Bagbys'in tüfeği ateş ederken biraz sola kayıyor, nişangah da pek iyi değil, ama bunların dışında herşey harika.
Why, it's an unknown person who fires a gun.
Kimliği belirsiz, ateş eden birine deniliyor.
Doyle then takes Madame Van Schuyler's stole which he had previously hidden, and wrapping up the gun in it in order both to muffle sound and to prevent scorching, fires a bullet into his own leg.
Sonra, sakladığı Van Schuyler'ın şalını aldı. Sesi boğmak ve yanık izlerini önlemek için silaha sardı ve bacağına ateş etti.
[gun fires ] [ grunts] You know what, boy?
Biliyor musun, evlat?
Sometimes people love you so much... Their love is like a God damn gun that fires straight into your head.
Bazen insanlar seni o kadar çok severler ki sevgileri sürekli kafana kurşun sıkan lanet bir silah gibidir.
Given that every gun barrel leaves a distinct mark on the bullet it fires... we must conclude that this bullet was fired by Mr Kim's.38-calibre handgun.
Her silah namlusu attığı kurşun üzerinde belirgin bir iz bıraktığına göre... bu kurşunun Bay Kim'in 38'lik tabancasından atıldığı sonucu çıkıyor.
Maris fires her gun to scare them away from our garbage, but still it's enchanting.
Bazen ön bahçeye gerçek geyikler gelir. Tabii Maris çöpü devirmesinler diye ara sıra tüfekle ateş eder ama yine de çok hoş bir görüntüdür.
At this point, pulls a gun, fires one round right through the guy's heart, kill shot.
Bu noktada, silahını çekiyor, tek atışla adamı kalbinden vuruyor, ölümcül vuruş.
Then we have a madman, he fires a gun, and the bullet travels mere inches and it has no force.
Ve bir delimiz var, silah ateşliyor, ve mermi anca birkaç santim gidiyor ve takati yok.
When I grow up, I want to be the one who fires the gun.
Büyüyünce, silahı ateşleyenlerden birisi olmak istiyorum.
Well, we'll grab his gun. If he fires first, you'll die for nothing. Reason is no gun.
Azınlık ise tam tersini bildirmiştir :
- ( fires gun )
Bang, bang!
- ( fires gun )
Bang! Git ona.
As the Hood sinks the forward gun crew heroically fires the final salvo.
Hood batarken, ileri silah mürettebatı son salvosunu kahramanca ateşliyordu.
( gun fires / moans ) Who was the shooter?
Ateş eden kimdi?
At this point, pulls a gun, fires one round right through the guy's heart, kill shot. From here?
Bu noktada, silahını çekiyor, tek atışla adamı kalbinden vuruyor, ölümcül vuruş.
I knew I could kill John and the Police would never know because I had read in this novel how they can tell which gun fires the bullet.
Silindiri yerine itip kilitlediğinde ateş etmeye hazırsın.
They're all tied to Travis's gun, won't fire until he fires first.
Hepsi Travis'in silahına bağlı, o ateş etmeden diğerleri çalışmaz.
The captive bolt gun, which was designed to reduce animals unconscious without causing pain, fires a steel bolt, that is powered by compressed air or a blank cartridge, right into the animal's brain.
Hayvanları acı vermeden, şuursuz hale getirmek için dizayn edilmiş civata tabancaları, çelik bir civata fırlatıyor, sıkıştırılmış havadan veya boş bir kartuştan kuvvet alarak. Doğrudan hayvanın beynine.
Knight takes one in the chest as he fires his own gun.
Knight kendi silahını ateşlediği sırada göğsüne kurşun yemiş olmalı.
GUN FIRES
Çeviren : hancer
# It's the man who fires a gun that kills a man #
# Bir erkeği öldüren silahı ateşleyen bir adam. #
He will enter with a gun, but will see a phantom from another world and fires all his bullets at it.
Korkunç bir hayalet görür... Ve kurşunları bitene kadar ateş eder, sonra otobüsten aşağı atlar.
The killer test fires the gun, knowing it will be destroyed, VK and keeps the bullet and the casing.
Katil silahla test atışı yapar, yok edileceğini biliyordur, ve kurşunla kovanı saklar.
I went to the goddamn moon! ( FIRES GUN )
Lanet olasıca aya gittim ben!
That gun only fires twice.
Bu silah sadece iki el ateş eder.
( GUN FIRES )
Ön koltuktan çekil, sürtük!
( GUN FIRES )
Kaçın bakalım, sizi küçük domuz sikicileri!
The bullet hits are popping before the gun even fires.
Daha ateşlenmeden kurşun yarası beliriyor.
So I did what my mother taught me. Hey! ( fires gun )
Ben de, annemin bana öğrettiği şeyi yaptım.
But not instantly fatal, right? Let's say Marina fires the gun. And she knocks all this stuff over as she stumbles across the room to get to her phone to call for help.
Diyelim ki Marina tetiği çekti ve düşerken buradaki eşyaları devirdi... ve telefona ulaşıp yardım çağırmak için yerde süründü.
You monkey with any of that stuff or try to put anything between me and the gun and- - it fires. Right. It fires.
Bir şeyleri kurcalar veya silahla arama bir şey koymaya kalkarsan ateş eder.