Guns firing traducir turco
70 traducción paralela
( GUNS FIRING )
( SİLAH SESLERİ )
There's something like 200 guns firing from the rooftops around us here....
Etrafımızdaki çatılardan 200 kadar silah ateş ediyor...
She is plunging headlong into the abyss with all her guns firing!
Tüm silahları ateş almış, dipsiz bir kuyuya apar topar dalıyor.
That smell takes me back. ( GUNS FIRING ) ( YELLS IN VIETNAMESE )
Bu koku hatırlatıyor... 5 DOLARA SATILIK SANDALYE OTURMAK İÇİN İDEAL
( GUNS FIRING ) NO. 6 : If you really are a Cylon, a member of the Final Five, these feelings are just part of your programming.
Eğer Cylonsan, Son Beş'ten biriysen, bu duygular programının bir parçasıdır.
( GUNS FIRING )
( Silah sesleri )
There was guns firing all over the place.
Her yerden mermi yağıyordu.
Those Reds keep firing those guns to break up the Union's ranks.
Bu Reds Birliği'nin saflarına kırmak için O silahları ateş tutmak.
Too bad you weren't when the guns were firing.
Silahlar patladığında böyle olmamanız çok kötü.
All guns commence firing!
Bütün silahları ateşleyin!
( guns firing )
Aman Tanrım!
So return to your positions and load your guns, but do not I repeat, do not commence firing until I have left the target area.
Şimdi yerlerinize dönün ve silahlarınızı doldurun fakat tekrar ediyorum, ben hedef alanından çıkıncaya kadar ateş etmeye başlamayın.
And the machine guns were just firing, because the... the flashes...
Makinalı tüfekler ateş edip duruyordu, çünkü... parıltılar...
Firing the main guns takes virtually all of our power.
Ana silahlar ateşlemek gücümüzün tamamını alıyor.
Firing main guns.
Ana silahlar ateş ediliyor.
There are two guns that we know of, firing on Utah Beach.
Utah Sahili'ne ateş açan iki nokta biliyoruz.
But the British were careful to stay out of range of his guns, firing their own from 16,000 yards.
Ama İngilizler 14,5 km'den ateş ediyor ve menzil dışında kalmaya özen gösteriyorlardı.
The Austrians had peculiar weapons, the so-called "monitors", little boats armed with heavy guns, circling Belgrade like rabid dogs and firing from every direction.
Avusturyalıların kendilerine has silahları vardı. Gözlemciler şöyle yorumlamıştı : "Ağır silahlarla donatılmış küçük tekneler..."
There was nowhere to hide in fields swept by machine guns and rapid-firing artillery.
Makineli tüfeklerin taradigi, seri atis yapabilen toplarin dövdügü arazide saklanacak yer yoktu.
A boy, James Pratt showed up at the high school with some guns that he bought off the street and he just started firing.
Bir çocuk, James Pratt sokakta satın aldığı silahı okula getirdi ve ateş etmeye başladı.
0n the horizon, flash after flash from the guns of the bombarding ships, firing their 15 - and 16-inch guns against shore targets.
Demek istediğim, Kanal gemiyle dolup taşmıştı. Gençlerin çoğu sessiz sakindi.
The guns will open fire, but the ball will keep moving, which means the guns are gonna keep firing until they're out of ammunition.
Silahlar ona kilitlenip ateş açacak. Ama top hareket etmeye devam edeceği için silahlar kurşunları bitene kadar ateş etmeye devam edecek.
Port guns have a firing solution.
Liman silahları çözüm olabilir.
Most cops go 20 years without firing their guns.
Çoğu polis 20 yılını, silahını ateşlemeden geçirir.
The sound of the guns was silenced by the sand storms, and they cracked when firing amour-piercing shells.
Silah sesleri çöl fırtınaları tarafından susturuldu ve sert topçu mermisi ateşlediklerinde, çatladılar.
Peter, is it safe to be firing real guns at each other in the house?
Peter, evde birbirimize gerçek silahlarla ateş etmek güvenli olur mu ki?
No, firing machine guns while wearing bikinis.
Hayır, bikini giyerek silah ateşlemeyi.
that cop told you, no firing guns in the borough limits.
O polis sana demişti şehir merkezinde ateşli silahlar yasak.
All the while, on foot patrol, soldiers stayed evenly paced, those on the edges kneeling with guns in firing position to cover their colleagues if necessary.
Bu arada, piyade devriye askerleri hızlarını kesmezlerken, sınırda silahlarıyla sürünenler, meslektaşlarını korumak için, ateşe hazır pozisyonlarını koruyorlar.
- And then I'd start firing the guns at you.
Merhaba, yavru.
Tommy guns. Firing, firing, firing!
Silahlar hazır!
"Don't get drunk before firing heavy machine guns."
"Ağır silahlarla sarhoş halde ateş etme."
Who knows, guns started firing
Kim bilir kim ateş açtı
It was pretty clever, firing your father's shotgun at the exact moment that Adam and Goldstein fired their guns.
Babanın av tüfeğini tam Adam ve Goldstein ateş ettiği sırada ateşlemek oldukça akıllıca bir hareketti.
And the owner of a certain firing range I visited tells me that Jackson, in fact, does like to shoot guns.
Poligondaki görgü tanıkları, Jackson'ın sık sık atış talimi yaptığını doğruladılar.
Saddam Hussein! " Firing our guns.
Saddam Hussein! " Silahlarımızı ateşliyorduk.
The only people firing guns out the were cops.
Ateş edenler sadece polislerdi.
Creating a good diversion isn't just about making noise and firing guns.
İyi bir şaşırtma yaratmak gürültü ile çatışma çıkartmaktan ibaret değildir.
I've got four CSUs working overtime test-firing all of Vincent Stone's guns to prove he committed murder but instead, you want me to arrest someone completely different, based on flour.
- Şunu doğru anlayayım. - Elimde onun yaptığını kanıtlamak için çalışan - Vincent'ın silahlarını test eden
Who's firing those guns?
Kim ateş ediyor?
Those my own guns you're firing at me? !
Bana benim silahlarımla mı ateş ediyorsun?
They started firing their guns, and...
Ateş saçmaya başladılar, ben de, masanın altına saklandım.
All the marks on my table and the noise, firing guns at half past one in the morning...
Benim tablo üzerindeki tüm işaretleri ve gürültü, Öğle 1 : 30'da patlayan silahlar.. Evet.
Three hours and 20 minutes of racing just flew by, there's a man over there who won, he's now firing six guns in the air, wearing his new Stetson.
Üç saat yirmi dakikalık yarış bir anda uçup gitti. Oradaki üç adam yarışı kazandı, şapka giyen adam şu anda havaya altı patlar ile ateş ediyor ve hoşnut gözüküyor.
Remember, your heat rays will need a three minute recharge after firing, so rely on your rockets and machine guns.
Unutmayın, ısı ışınlarınızın ateşlendikten sonra 3 dakika şarj olması gerekiyor bu yüzden roket ve makineli silahlarınıza bel bağlayın.
At the highpoint of the movie, at the most dramatic moment when guns and cannons were firing and the whole place was in flames when everyone was watching with bated breath I set light to the screen which was mounted on wooden poles.
Filmin en civcivli, en şamatalı yerinde yani topların tüfeklerin patlayıp alevlerin her yanı sardığı sahnelerde, Herkes nefesini tutmuş olup biteni seyrederken tutuşturuverdim ahşaba gerdirilmiş perdeyi.
The guns didn't even work ; we removed the firing pins.
Silahlar çalışmıyordu bile, ateşleme mandallarını çıkardık.
Yes, guns do- - in this case, you have a 1929 pistol firing a.38-caliber lead bullet made circa 1930.
Evet, silahlar bunu yapar, buradaki gibi 0,38 kalibre kurşun mermi atan 1929 silahınız yaklaşık 1930 yapmış.
August 29th, 1981, about 100 miles up inside Angola, we were in light vehicle operations and, uh the light vehicle I was in, was a Toyota Land Cruiser, which was a firing platform for heavy machine guns, 250-caliber Brownings.
29 Ağustos 1981'de Angola'nın 160 km içerisinde, hafif Toyota pikap içindeydim ah.. hafif araçlarla arazi görevindeydim, 250 kalibre Browning ağır makineli tüfekler için platform görevi görüyordu.
Too many people firing too many guns.
Bir sürü insan bir sürü silah ateşliyor.
Hey! Tell your guys to stop firing, or I'll shove those guns up their asses!
Adamlarına ateş etmeyi kesmelerini söyle ya da o silahları kıçlarına sokarım!