Halifax traducir turco
197 traducción paralela
Halifax Agro-Chem.
Halifax Agro-Kimya.
Tell me. She's being held at Halifax Agro-Chem in Falls Church.
Falls Church'teki Halifax Agro-Kimya'da tutulduğunu düşünüyoruz.
"We, Edward Frederick Lindley, Viscount Halifax... His Majesty's Principal Secretary of State" et cetera... " request all whom it may concern...
" Ben Edward Frederick Lindley, Viscount Halifax Majestelerinin Dışişleri Bakanı olarak vesaire, vesaire yetkili kişilerin bunu taşıyan kişinin hiç bir engelleme olmadan geçiş yapması..
I live at the Halifax Apartments. See you around 7?
Halifax apartmanlarında kalıyorum.
A captain bold in Halifax Who lived in country quarters
"Halifax'te gözüpek bir yüzbaşı varmış" "Şehir kışlasında yaşarmış"
Well, if you want me to fill you in on him... he lost the 60,000 you gave him on a three day poker session... on the train between Halifax and Moose Jaw.
Bu konuda bilgi vermemi isterseniz anlatayım. Ona verdiğiniz 60,000'i, Halifax ile Moose Jaw arasındaki trende üç gün süren pokerde kaybetti.
Bound over for false pretences in 1923 at Halifax?
1923'te Halifax'te yalan ifadeden ötürü cezalandırıldınız mı?
The first of these being for violence at Halifax in 1923?
1923'te Halifax'te şiddet nedeniyle suçlandınız mı?
The Minister of the Businesses Foreigners, Lord Halifax, explained : They must have read the reports on agreement between Russia and Germany, that it surprised the world.
Almanya ve Rusyanın dünyayı şaşkına çeviren antlaşmaya dair raporu okuyacaksınız.
As the life of all the nations it depends, in last analysis, of the mutual respect of the rights, e of the confidence of that each one its life can live as wants, I really wait. This exactly, Lord Halifax.
Umarım ki ; yeryüzündeki tüm uluslar birbirlerinin hakkına saygı duyarak, kendi kaderlerini tayin edebilir ve her ne sebeple olursa olsun ki bu samimi dileğimdir bu hakların gaspedilmesi yoluna gidilmez.
It has months that the colleagues of Churchill argued its plan for the Norway. But some, as Lord Halifax, they were difficult to convince.
İngiltere'nin Norveç'e operasyon düzenlemesine dair Churchill planı aylarca masaya yatırılsa da, dışişleri bakanı Lord Halifax gibilerini ikna etmek oldukça güçtü.
Thus, it had that to opt between Churchill and Halifax.
Geriye sadece Churchill ve Halifax kalmıştı.
Halifax was the successor most obvious, the reliable man of Chamberlain.
Lord Halifax, başbakan Chamberlain'in güvenilir bir çalışma arkadaşı ve aynı zamanda da halefiydi.
Thus, it was with a certainty distrust of Churchill that the majority of the people in the government e in Whitehall if capsized for Halifax.
İşte tüm bu sebeplerden dolayı, hükümet ve bürokrasi çevrelerindeki genel görüş Halifax'ın başbakanlığı yönündeydi.
Halifax was safe.
Halifax güvenilir ve zekiydi.
The working party approached me, Hugh Dalton and Herbert Morrison, e both had been disclosed in favor of Halifax.
İşçi partisinden Hugh Dalton ve Herbert Morrison benimle Halifax hakkında fikir alışverişinde bulundular.
They found that Halifax it had that to go up to the power.
Onlara göre, Halifax'ın görevi devralmasının vakti gelmişti.
They wanted that Churchill directed the war, under the command of Halifax. It was an idea that it did not please the Halifax.
Her ne kadar Halifax'ın görüşü alınmamış olsa da ; Churchill'in de Halifax hükümetinde görev alabileceğini öngörüyorlardı.
I remember to say me to Churchill that the critical moment arrived when Chamberlain asked for it to it e the Halifax that was to the Cabinet.
Chamberlain, Halifax ve kendisine kabinede görev teklifinde bulunduğunda ; Churchill bana artık en kritik anlara girildiğini söylemişti.
E had been the three there. Halifax was seated to the side of Chamberlain, that one turned over for Churchill and it said :
Üçünün bir araya geldiği o gün ; Chamberlain'in hemen yanında oturan Halifax Churchill'e şu soruyu sormuş :
"I do not see reason some", Chamberlain if would come back for Halifax and he would say : "In this in case that, if the king to ask for my opinion, I suggest you."
Chamberlain Lordlar kamarası üyesi Halifax'dan yana tavır koyabilir ve "Kral benim fikrimi soracak olursa ; ben de bu durumda Halifax'ı önerebilirim." diyebilir.
I believe that, to a large extent, the decision was taken by Halifax, that one complained of stomach aches, one hour or two before the meeting, e that did not want to be first-minister, whereas the man who was determined to be it she was Churchill.
Halifax, başbakanlığı canı gönülden isteyen Churchill varken başbakanlık makamına oturmak noktasında ısrarcı olmamaya karar vermişti.
We were losing the less efficient Stirling and the Halifax.
Daha etkisiz Stirling ve Halifax uçaklarının sayısı azalıyordu.
Since 1862, British troops have been stationed... in the Canadian town of Halifax... the capital of Nova Scotia... formerly the French Acadia.
1862'den bu yana, İngiliz birlikleri Halifax'ın Canadian kentinde konuşlanıyor, eski Fransızca konuşulan bölge olan Nova Scotia'nın başkentinde.
They may be in New York, but this is Halifax.
New York'ta olabilir, ama burası Halifax.
We cannot let you in Halifax unless you've got papers.
Evraklarınız olmadıkça Halifax'a girmenize izin veremeyiz.
Apart from the Halifax, there's only the Atlantic... which is much too expensive.
Halifax'ın dışında yalnızca Atlantic var ki çok daha pahalıdır.
Our family was not absolutely opposed to it... but because ofthe troubles in America... Lieutenant Pinson had suddenly to embark with his regiment... for Halifax.
Ailem kesin bir dille karşı çıkmadı ama Amerika'daki sıkıntılar yüzünden Teğmen Pinson, alayıyla birlikte aniden Halifax'a gönderildi.
Your cousin? You have a cousin in Halifax?
Halifax'da bir kuzeniniz mi var?
Life in Halifax is very expensive.
Halifax'ta hayat çok pahalı.
That's not true.
Halifax'ta olduğumu biliyorlar.
They know I'm in Halifax. I wrote and told my father.
Mektup yazıp, babama haber verdim.
Anyway, I didn't come to propose marriage... but to ask you to leave Halifax.
Her neyse, evlilik teklifinde bulunmaya gelmedim ama senden Halifax'ı terk etmeni istiyorum.
People who write as much as you are rare in Halifax.
Halifax'ta, sizin kadar çok yazı yazan insan ender bulunur.
I am practically without money, for one can't live in Halifax,... on less than 400 francs a month... and I could never stand owing money... to the people where I'm staying.
Neredeyse hiç param kalmadı, ayda 400 Frank'tan az parası olan Halifax'ta yaşayamaz ben de, kaldığım yerdeki insanlardan borç para almaya asla katlanamam.
I'm sending you 700 francs through the Bank of Halifax... plus both of our consents to your marriage. "
Halifax Bankası yoluyla 700 Frank gönderiyorum ek olarak, annenle benim sizin evlenmenize olan rızamızı da.
Adele, if you really love me... you'll leave Halifax and go back to Guernsey.
Adele, beni gerçekten seviyorsan Halifax'ı bırakıp Guernsey'e dönersin.
The ceremony took place Saturday in a church in Halifax.
Tören, Cumartesi günü Halifax'ta bir kilisede yapıldı.
Halifax, Nova Scotia.
Halifax, Nova Scotia.
While you're here, drilling in Halifax... your double is off in Paris... marrying Victor Hugo's daughter.
Sen burada, Halifax'ta talim ederken öteki çiftin uzaklarda, Paris'te Victor Hugo'nun kızıyla evleniyor.
Your mother wanted to go to Halifax, to bring you home.
Annen Halifax'a gitmeyi, seni alıp eve getirmeyi istedi.
I love you all. But no human power can make me leave Halifax... as long as the lieutenant is here.
Ama, teğmen burada olduğu sürece hiçbir insanoğlunun gücü beni Halifax'tan ayıramaz.
If I've got it right, all this woman has to do is leave Halifax...
Yanlış anlamadıysam, bu kadının bütün yapması gereken Halifax'ı terk etmek...
She won't leave Halifax until the day you do.
Siz buradan ayrıldığınız güne dek Halifax'tan ayrılmaz.
If you persist on staying in Halifax,... I will regard this money as an advance on your pension.
Halifax'ta kalmak için ısrar edersen bu parayı harçlığının avansı yerine sayacağım.
What happened in Halifax mustn't happen here.
Halifax'ta olanlar burada olmamalı.
I have learned that she is your daughter... that she was abandoned by an officer... whom she followed to Halifax and then here, to Barbados.
"Öğrendim ki, sizin kızınızmış..." "... Halifax'a, sonra da buraya, Barbados'a kadar peşinde dolaştığı... "
He works for the government out in Halifax.
Hükümet için çalışır. Sanırım Halifax'te.
Halifax, is gripped by a kindoffever.
Halifax, hummalı bir telaş içindedir.
I had no idea he was in Halifax.
Onun Halifax'ta olduğundan haberim yoktu.
"We here by announce that the 16th Hussars... stationed in Halifax... will be moving on February 15, 1864... to the Barbados Islands."
"Halifax'ta konuşlanmış olan, Onaltıncı Süvari Birliği..." "... 15 Şubat 1864'de... " "...