Hasselblad traducir turco
10 traducción paralela
I should've thought you'd be able to afford a Hasselblad by now, Maurice.
Şimdiye kadar bir Hasselblad alabileceğini düşünmüştüm, Maurice. Alabilirim.
This one's jammed, Get me the Hasselblad with the wide-angle,
Bu tutukluk yaptı. Bana geniş açılı Hasselblad'ı getir.
- The Hasselblad,
- Makineyi.
She wants this new camera, the Hasselblad.
Hasselblad marka yeni bir fotoğraf makinesi istiyor. 2.000 dolar civarında.
I was gonna put the money toward the Hasselblad.
Hasselbrand için para biriktirecektim.
- And get the hasselblad ready in case I feel inspired to, you know, shoot some medium format.
- Ve Hasselblad'i hazırla ne olur ne olmaz, orta boyda, bilirsin, ilham gelebiliyor.
That picture there was taken with a Hasselblad.
Bu fotoğraf Hasselblad makinesiyle çekildi.
Well, anyway, the Hasselblad is responsible for that beautiful blur you see in the photograph.
Fotoğrafta gördüğün o güzel bulanıklık Hasselblad'ın işi.
Is that a Hasselblad?
Elindeki Hasselblad mı?
Did you get the Hasselblad...
Kamerayı aldınız mı...