Hats traducir turco
2,289 traducción paralela
I've been investigating umbrellas, bags, hats.
Şemsiyeleri... çantaları, şapkaları araştırıyorum.
There are companies that all they do is make hats.
Sadece, şapka üreten şirketler var.
But since when did bandanas count as hats?
Ama ne zamandan beri bandana şapkadan sayılıyor?
Knowing how many hats in the room may very well save your life one day.
Bir gün, odanda kaç tane şapka olduğunu bilmek hayatını kurtarabilir.
And they like to fling their feces, so we hoped they'd fling their hats, but they... they just flung their feces.
Dışkılarıyla oynamayı da çok severler, biz şapkalarıyla oynamalarını umduk ama onlar- - dışkılarıyla oynamaya devam ettiler.
Until the white hats get here.
En azından "onlar" gelene kadar.
Fur coats, wraps, stoles, hats, mainly fur coats, though.
Kürk mantolar, eşarplar, şallar, şapkalar ama daha çok kürk mantolar.
No scarves, no beer hats, no fancy pastries.
Atkılar, bira şapkaları ve leziz hamur işleri olmayacak.
Amish, like buggies and hats Amish?
Yani şu faytonlu ve şapkalı Amishler mi?
I'm--There's hats and gifts and--And--And doughnuts and lingerie.
Şapkalar ve hediyeler var. Ve donutlar. Ve iç çamaşırı.
Butter and whisks and big, white hats...
Tereyağ, viski ve beyaz şapkalar...
Usually we pick up some hats at various features on windy days because people don't understand how windy it can be out here, and they don't have them secured.
Rüzgârlı günlerde genellikle değişik biçimlerde şapkalar topluyoruz. Çünkü insanlar buranın ne kadar rüzgârlı olabileceğini anlamıyor ve önlem almıyorlar.
You're good at what you do, wear a lot of hats.
Birçok şapkayı giyersin. Teşekkür ederim.
I had these hard hats made.
Bu baretleri yaptırdım.
- Good guys wear white hats.
İyi adamlar beyaz şapka takar.
Bad guys wear black hats.
Kötü adamlar siyah şapka takar.
Yeah. Hats off to the guy.
evet, evet, bu adama şapka çıkartılır.
- Nat, you haven't seen her hats?
- Nat, şapkalarını görmedin mi?
- I'll open that closet door and take every one of those hats and destroy'em.
- O odanın kapısını açarım ve bütün şapkalarını alıp paramparça ederim.
You will not touch those hats!
O şapkalara dokunmayacaksın!
- You will not touch my hats!
- Şapkalarıma dokunmayacaksın!
Started a merchandising line for street dancers- - hats, T-shirts, gloves.
Sokak dansçıları için kıyafet satmaya başladık- - şapkalar, T-shirtler, eldivenler.
Look for baseball hats, hands in pockets- - Anyone whose agenda does not fit their surroundings.
Beysbol şapkası takanlara elleri ceplerinde olanlara, çevresiyle uyumsuz bir şeyleri olanlara dikkat edin.
You think there are 50 people in that closet with balloons and party hats waiting to jump out?
Sizce o dolapta 50 kişi birden... ellerinde balonlar, kafalarında külahlarla dışarı fırlamayı mı bekliyor?
My humble sweater vest looks foolish amongst these fancy hats of fruit, feathers, and foliage.
Mütevazi süveterim süslü püslü meyveden şapkalar tüyler ve yaprakların arasında aptalca görünüyor.
Champagne, my sister and I in very cute hats.
Şampanya, şirin şapkalar içinde kız kardeşim ve ben.
I had the trail survey hats made to commemorate the trip.
Gezinin anısına iz teftişi şapkaları yaptım.
I brought daniel boone hats to wear for the bus ride.
Yolculuk sırasında giymemiz için Daniel Boone şapkası getirdim
Wow. so, hats off to dylan.
Dylan sınırları zorlamış.
But we're not into broomsticks or pointy hats.
Ama süpürgeler ve sivri uçlu şapkalarla işimiz olmaz.
... and murder and swears and brains and basements and bones and saws and lungs and faces worn as hats.
... cinayet, küfürler, beyinler, bodrum katları, kemikler, testereler, akciğerler, şapka olarak takılan suratlar.
They wear horn hats, and they're big- - bigger than all of you!
Boynuzlu şapka takarlar. Çok büyüklerdir. Hepinizden daha büyük.
Put these bandit hats on.
Şu haydut maskelerini takın.
A box of hats.
Bir kutu dolusu şapka
And the shadow hats will rise from their graves and hold you in an icy embrace.
Ve gölge şapkalılar mezarlarından kalkacak ve size buz gibi bir kucaklama vereceklermiş.
I'd love to take the church seriously, but it's kind of hard with the Pope runnin'around wearing'those hats.
Kiliseyi ciddiye alırım, ama o şapkalarla dolaşan Papayla bu iş biraz zor.
Better wear hats tonight.
Bu gece şapka takın.
Guys with sunglasses and funny hats... waving their cheeky badges around..... and now I was supposed to believe they were sent by Langley?
Güneş gözlüklü ve komik şapkalı adamlar ortalarda cirit atıyorlar ve bunların Langley'den gönderildiğine inanmamı mı bekliyorlar?
Hats off to him.
Ona şapka çıkarılır.
Where are my hats?
Şapkalarım nerede?
Last year, in the network softball league, the CBS team wore hats that said, "At least we're not Daybreak."
Geçen sene kanallar arası softball liginde CBS'in taktığı şapkada şöyle yazıyordu : "En azından bir Daybreak'te değiliz."
You can make globes, hats, especially piñatas.
Küre, şapka ve pinata yapabiliyorsunuz.
Oh, my god. I love your hats.
Şapkana bayıldım.
And hats are not permitted.
ve şapkalara da izin verilmez.
Why do you think they dress up like that with those silly hats? Incroyable!
Neden o aptal şapkaları giymişler?
Or are we gonna sit by and let the fat cats in the hats eat the little guys in cold blood and spit out all their bones?
Ya da, arkamıza yaslanıp şişman kedilerin onların kafasını yerken ve soğuk kanlılıkla tek tek kemiklerini ayırırken izleyecek miyiz?
: T-shirts are 20, hats are 10 and programs are 5.
Tişörtler 20, şapkalar 10, programlar 5 dolar.
Birthday hats?
Doğum günü şapkalarına.
He said the evening dress was gone. hats, costumes and other things. Melissa told us that only after we took the hats.
- takım elibseler, müzik vs..
- Hold on to your hats and get ready to sell... some mattresses. - What's the commercial?
Ne reklamı?
We invent things like warm houses or hats.
Endişelenme Howard.