He'll be traducir turco
17,911 traducción paralela
He'll be after us the very next second.
Biter bitmez bizim peşimize düşecektir.
He's coming back, do you think it'll be nice?
O geri gelirim, sen güzel olacak sizce?
Those towns, those people he's worked with for years, They'll be our partners.
Onca kasaba, yıllarca birlikte çalıştığı onca insan ortağımız olacak.
He'll be made an example of.
- Diğerlerine ibret olacak.
He'll be in treatment until after 7 : 00.
Bugünkü tedavisi akşam 7'ye kadar sürecek.
He'll be fine.
Bir şeyi yok.
Soon, he'll be free,
Yakında özgür kalacak ve Lexa ölecek.
No, he'll be right back.
Hayır, birazdan döner.
He'll be wherever you want him.
Nerede istersen orada olacak.
Three more, and he'll a be a young man,
Oğlum T.R. Sekiz yaşında.
He'll be sad to have missed you.
Sizi kaçırdığına üzülecektir.
He'll be in tomorrow.
Yarın burada olur.
You know, he'll be okay.
- İyi olacak bence.
He'll be around.
Buralardadır.
- Yeah, he'll be taller than me.
- Evet, boyumu geçecek neredeyse.
A couple drops of medicine in the water, and he'll be fine.
İyileşmesi için suya bir kaç damla ilaç damlatmak yeterli.
Years from now, he'll just be a name in a long list of names.
Seneler sonra o da, uzun bir isim listesindeki bir isim olacak sadece.
Rhoades has no case, he'll be laughed out of court.
Rhoades'un elinde delil yok, onu sallayan çıkmayacaktır.
If he is, it'll be in five years, and no one will remember it.
Aklanırsa da bir beş seneye bakar, o zaman da hatırlayan olmaz.
If Mr. Layner refuses to relent, if he insists on pressing charges, if the DA doesn't like what he hears and chooses to proceed, well, courtesy or not, Chief, it'll be out of my hands.
Mr.Layner yumuşamayı reddeder ve.. .. şikayetci olmakta ısrar ederse.. .. savcılık da duyduklarını beğenmeyip davayı sürdürmeyi seçerse..
My boss is here, and he's got a book with a redacted chapter that you'll be interested in.
Patronum burada ve elinde ilgini çekeceğini düşündüğüm redakte edilmiş bir kitap bölümü var.
He'll be ready at noon today.
Bugün öğlen hazır olacaktır. Tamam.
And after that, he'll be gone, and we'll never see him again.
Daha sonra, gidecek, ve bir daha onu görmeyeceğiz.
He'll arrange the boats for you. And tell him we'll be along with the rest of the orphans as soon as we can.
O, size tekneleri ayarlayacak ve ona deyin ki, biz becerdiğimiz kadar geri kalan yetimlerle birlikteyiz.
He'll be fine.
- İyi olacak.
He'll be coming back home.
Evine geri dönüyor.
Remember, he'll be taking orders from you.
Unutma, senden emir alacak.
That's where he'll be.
Orada olacak.
You don't think he'll be the next to die?
Sence ölecekler listesinde sırada o yok mu?
He's not inhuman, so he'll pass any DNA screenings they may have, and if he is truly reformed, could be an asset.
Inhuman değil. Bu yüzden ellerindeki DNA taramalarından geçecektir. Eğer gerçekten geliştirilmiş ise bizim için kazanç bile olabilir.
He'll be here, Clary.
Gelecektir Clary.
He'll be in the most secure room in the building.
- Binanın en güvenli odasındadır.
He'll be terrified.
- Çok korkuyordur.
Come that old madam with me, and he'll be considering my boot up his arse.
Şu çirkin hatun benimle gelirse kıçına tekmeyi koyacağımı düşünüyor olacak.
He'll be down in a minute.
Bir dakikaya aşağıda olacak.
And if the body's found.. ... then he'll be charged with kidnapping and murder.
Eğer ceset bulunursa çocuk kaçırma ve cinayetten suçlanacak.
He'll be okay.
İyileşecek.
In either case, he'll be requiring legal representation, which will be provided by the law firm of Nelson and Murdock.
Her halükarda Nelson ve Murdock hukuk firması tarafından sağlanacak yasal bir temsile ihityacı olacak.
It's likely he'll be killed if we send him back.
- Geri gönderirsek öldürülmesi muhtemel.
Oh, I guarantee he'll be watching.
- İzleyeceğinden eminim.
He'll be okay?
İyileşecek mi?
He'll be fine.
Düzelecek.
You'll be fine and so will he.
- Sana da ona da mutluluklar.
He'll be here.
O burada olacağım.
Quick! He'll be safe in there.
O orada güvende olacak.
He'll be sentenced to five years in Iron Heights.
Iron Heights'da 5 yıl yatacak.
Wherever he is, he'll be fighting.
Nerede olursa olsun dövüşür.
He'll be sorely missed.
Onu çok özleyeceğiz.
Soon, you'll get cleared to go home, but if he talks, we might be on another mission.
Yakında evinize gidebilirsiniz. Ama konuşursa bir görevimiz daha olabilir.
I don't know where he is now but, that's where he'll be tomorrow.
Şimdi nerede olduğunu bilmiyorum ama yarın gideceği yer orası.
A few months, he'll be... bu... bu... blind.
Birkaç ay sonra... kör kalacak.