English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ H ] / He's an architect

He's an architect traducir turco

82 traducción paralela
When an architect or contractor contracts with a landowner... to construct a building... in accordance with an agreed plan and for a specified payment, he cannot demand any increase in that payment on any grounds, whether because of an increase in the work force or materials... or because of any changes... or additions made to the plan,
Bir mimar veya müteahhit, arazi sahibi bir kimseyle, üzerinde anlaşılmış bir plan dahilinde ve belirli bir ücret karşılığında anlaşma yaptığı zaman, işgücündeki bir artış veya plandaki değişiklik veya eklemeler nedeniyle olsun, hiçbir şekilde o ödemede bir artış talep edemez ;
Meet my dear old friend Edephus, he's an Architect from Alexandria.
Eski dostum Edephus ile tanışın, Alexandria'lı bir mimardır kendisi.
He's a great tennis player, an architect, and a giant to boot.
Büyük bir tenis oyuncusu, bir mimar ve ilaveten bir devdi.
- No, he's an architect.
- Hayır, mimar.
He's an architect.
Bir mimardı.
Hey, he's an architect.
Hey, adam bir mimar.
Oh, well, you know he's an architect.
Pekala, biliyorsun ki o bir mimar.
He's an architect.
Bir mimar.
He's an architect.
Mimar.
He's an architect.
Bir proje üstünde çalışıyor.
He's going to be an architect.
Mimar olacak.
My friend Tucker is upstairs and I want you to meet him. He's an architect, too.
ArkadaşımTucker üstkatta seni onunla tanıştıracağım.O da mimar.
He confessed everything. He told me he's not an architect.
Bana herşeyi itiraf etti Mimar olmadığını söyledi.
- He's an architect.
O bir mimar.
He's also an architect, just like you.
O da senin gibi mimar.
He's an architect who's won awards.
Ödül kazanmış bir mimar.
He was, uh, an architect.
O,... bir mimarmış.
Antonio thinks he's an architect now.
Antonio artık bir mimar olduğunu düşünüyor.
He's also an architect, just like you. You know him or not?
O da senin gibi mimar tanıyor musun?
When his wife died, he left his job as an architect to look after his son.
FRANCİSCO CARDET Karısı ölünce, oğluna bakmak için, mimarlık olan işini bıraktı.
He's a genius, he's an architect and designer
O bir dahi mimar, tasarımcı.
He's at Syracuse now, where his dream of becoming an architect is still alive.
Şu anda mimar olma hayalini gerçekleştirmek için Syracuse'da.
Once he had an affair with his architect's wife.
Bir keresinde mimarının karısını düzmüştü.
Even Raj pretended to be an architect, but he was a drug addict
Raj da mimar gibi rol yapmıştı, ama uyuşturucu satıcısı çıkmıştı.
No, he's just a guy who lives on a lake. He's an architect.
Hayır, o gölde yaşayan bir mimar.
He's an architect.
Kendisi bir mimar.
He's 34, an architect, went missing about two days ago.
34 yaşında bir mimar. Yaklaşık iki gün önce kaybolmuş.
He's an architect.
Babam mimardır.
Mom, he's an architect.
Anne, o bir mimar.
Karan! This is Raj, he's an architect,
Karan, bu Raj O bir mimar
He's an architect, so melinda's been telling people She hired him to remodel her garage.
Adam mimar, Melinda da insanlara adamı garajını elden geçirmesi için tuttuğunu söylüyor.
He's an architect!
O bir mimar!
He's an architect.
Adam mimar.
He's an architect.
Mimardır.
He's an architect.
O bir mimar.
He's an architect, an associate of Merrill's.
Mimardır, Merrill'in arkadaşıdır.
This guy was just an average professor, but. After falling in love with a young pupil. ... he so inspired that he became a great architect.
Bu adam sıradan bir profesördü fakat bir öğrencisine aşık olduktan sonra aşkı onu büyük bir mimara dönüştürdü.
- No, he's an architect.
- Hayır, kendisi bir mimar.
He's an architect.
Mimardır kendisi.
He says he's doing it himself, but his dad's an architect,
Onu kendi başına yaptığını söylüyor ama babası bir mimar,
He's an architect.
Mimardı
I know! He was an architect with the soul of a poet, really.
Şair ruhu taşıyan bir mimarmış gerçekten.
He's an Architect.
Bir mimar.
Oh, he's an architect And very proud of this modern monstrosity That he built in Aberdeen, Maryland.
Kendisi mimar ve Aberdeen, Maryland'de yaptığı modern hilkat garibesi eviyle çok gurur duyuyor.
No, he's an architect.
- Hayır ama mimar.
He's training to be an architect.
Mimar olmak için eğitim alıyor.
He was wearing a suit, but he didn't go to an architect's office.
Takım elbise giyiyordu ama mimarlık bürosuna gitmedi.
He was just too proud to tell his wife he was washing trucks instead of working as an architect, yes?
Yalnızca mimarlık yapmak yerine kamyon yıkadığını karısına söylemek için fazla gururlu, değil mi?
My father... he's an architect. He designs houses.
Babam mimar, ev tasarlıyor.
Word is, he's an architect, and I've been looking for someone to lay hardwood downstairs.
Duyduğuma göre mimarmış. Ben de alt katı döşeyecek birini arıyordum.
And Gavin is an architect, as you know, and he's designing us a new place with a detached playhouse for the baby.
Bildiğiniz gibi Gavin bir mimar ve içerisinde bebeğimiz için oyun odası olan bir ev tasarlıyor.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]