He's in the back traducir turco
1,813 traducción paralela
He disappeared right around the time I cleansed the town of Brennidon in an attempt to save the Midlands from the false promises of the Seeker. But now the Seeker is back.
Tam olarak benim Brennidon'u, Midlands'ı Arayıcı'nın sahte vaatlerinden kurtarmak için temizlediğim sıralarda, ortadan kaybolmuştu fakat şimdi Arayıcı döndü ve sen buradasın ben de buradayım fakat kutu nerede?
He said originally three to six months, but somehow I ended up being there 11 1 / 2 months and I never went back in front of the judge at all for him to give me extensions.
Başta, "3 ila 6 ay arası" demişti. ... ama sonunda, bir şekilde, 11 buçuk ay içeride kaldım. Ve bu ceza uzatmaları için de hakim karşısına hiç çıkarılmadım.
He's minding a gun for the local psychopath "who shoots kids in the back if they laugh at the colour of his shoes."
Ayakkabılarının rengine gülen çocukları kıçından vuran bir psikopatın tabancasını saklıyor. "
I am going to try and guide you through John Scott's memory in an attempt to take you back to the place where he met our comatose friend here, Mr. Hicks.
Seni John Scott'ın anılarında buradaki komadaki arkadaşımız ile buluştuğu ana götürmek için yönlendirmeye çalışacağım.
So when we went back onstage, he... started ad-libbing lines and changing the blocking and just really trying to rub it in Grant's face.
Sahneye döndüğümüzde, o... doğaçlama yapmaya ve sahneyi değiştirmeye başladı. Ve gerçekten Grant'ın yüzüne karşı alay ediyordu.
PJ's gonna be getting a very confusing card in the mail along with a garment that he should by no means wear for three days and then mail back to me.
Pj posta kutusunda, kesinlikle üç gün boyunca giymemesi ve bana geri postalaması gereken bir giysiyle çok şaşırtıcı bir kart bulacak.
According to the ship's duty roster log He's due back on board in an hour
Nöbet çizelgesine göre, bir saat sonra gemide olması lazım.
Yeah, but he's got all those knives back there and my gun's in the car.
Evet ama şefin elinin altında bir sürü bıçak var. Benim tabancamsa arabada.
Well, he shot Julie Fisher in the back and left her for dead.
Julie Fisher'ı sırtından vurup ölüme terk etti. - Kate'e de öyle mi olsun?
Now as soon as these results become available, we will release them, however in the meantime, he's looking forward to spending a few days with his brand-new baby boy and getting back onto the campaign trail, and eventually serving the great state of california as its governor.
Tüm sonuçlar açıklandığı zaman, onları sizlerle paylaşacağız, ama aynı zamanda, yeni doğan bebeğiyle birlikte birkaç gün geçirecek, ve sonrasında kampanya çalışmalarını sürdürecektir, ve son olarak California eyaletine vali olarak hizmet etmeyi ümid etmektedir.
You know, if he fell back from sitting in the chair, he wouldn't have had enough momentum to whack his head this hard.
Oturduğu sandalyeden geri düştüyse, kafasını bu kadar sert çarpacak hıza ulaşmış olamaz.
But Steve, no, he's just sitting back waiting for me to fail, so he can swoop in and save the day.
Ya Steve? Hayır. O sadece öyle oturup benim hata yapmamı bekliyor.
And then that's when you go back out, and you fight the werewolves while he's in there.
Se - - Sen - - Sen işte burada kurtadamlarla savaşıyorsun.
The deceased then retired to his room after a light supper, where he was stabbed in the back..... while the rest of the company were busy downstairs, locked in the drawing room, for a theatrical performance that went a riot
Hafif bir yemekten sonra odasına çıktı ve orada sırtından bıçaklandı. Geri kalan herkes, iyi sonuçlanmayan bir tiyatro oyunu için salonda toplanmış ve kapı da üzerlerine kilitlenmişti, çünkü Bay- -
Back in the woods, he said that there's this guy...
Ormanın ortasında, orada bu adamın olduğunu...
If he gets put back in that place, it's two buses for me, and the taxi's a ruination.
O yere tekrar gönderilirse yanına iki otobüste anca ulaşacağım. Zaten taksiler de çok pahalı.
Rather than sitting around on the bench, collecting splinters... he ended up in a drama class and never looked back.
Bankta oturup küskünleri oynayacağına kendini drama sınıfında buldu ve asla geriye bakmadı bile.
"Rather than sitting around on the bench, collecting splinters... he ended up in a drama class and never looked back."
- "Bankta oturup küskünleri oynayacağına kendini drama sınıfında buldu ve asla geriye bakmadı bile."
DC plate, the meter's not running, and your cabbie's sitting in the back in girlie pink pajamas'cause he pissed his pants.
Washington plakası, taksimetre çalışmıyor ve şoförünüz de arka tarafta pembe pijamalarıyla oturuyor. Çünkü altına işemiş.
Still unsure of himself, Jim turns his back to the audience, facing the band, like he does in rehearsal.
Kendinden hâlâ emin olmayan Jim sırtını seyircilere yüzünü ise provalarda yaptığı gibi grup arkadaşlarına döner.
He's in the back of the truck.
Minibüsün arkasında.
So he climbed back in and tried to walk right out the front door?
O yüzden geri tırmanıp öylece ön kapıdan yürüyüp gitmeye mi çalışmış?
Well, let's put john back in the box, find out why he never mentioned nina.
Pekâlâ, John'u kutuya geri koyalım ve neden Nina'dan bahsetmediğini öğrenelim.
Oh, but he beat the addiction, won his family back, returned to the top of the business world and I really feel like there's a lot of "juice" in that.
Ama bağımlılından kurtuldu. Ailesini geri kazandı. İşinde zirveye tırmandı ve bence bunda gerçekten bir "numara" var.
He shot him in the back.
Onu sırtından vurdu.
Sometimes he goes back in the middle of the night.
Bazen gecenin bir yarısında dönüyor.
He was shot in the head, his body was encased like a fossil, he was shipped back here to Toronto, and then his body was put on display in the dinosaur's jaws.
Başından tek kurşunla öldürülmüş. Cesedini fosil gibi sarmışlar. Buraya sevk etmişler.
So he willingly let himself get bashed over the back of the head, making it appear as though he caught the robbery in the act.
Kendi isteğiyle başının arkasına vurulmuş ki hırsızı yakalamaya çalışmış gibi görünsün. O zaman niçin öldü?
Someone pulled up next to'em and opened fire. He was in the back with the witness.
Tanıkla beraber arka koltuktaymış.
Sandy's in the emergency room with him now... but Figgins is insisting before he comes back... and can be around kids again... that he goes to rehab, so that's where he's going tomorrow morning.
Sandy onunla beraber acil serviste ama Figgins o dönmeden ve çocukların olduğu ortamda bulunmadan önce rehabilitasyona gitmesi için ısrar ediyor.
He's in the back, still asleep.
Arkada, hâlâ uyuyor.
I saw the man He went out and came back in already, with beer
Adamı gördüm. Hemen çıktı ve geri geldi. Bira almış.
He's the only one who can get me back in.
Beni işime geri döndürebilecek tek kişi o.
He's back out in the world.
Sonrasında hapisten çıkmış.
Um, the second guy's been hit and he's trying to get back in the SUV.
İkinci adam vuruluyor SUV'ye geri dönmeye çalışıyor.
What if the idea of catching My mom's murderer And then having to sit there And watch as he cuts some deal That puts him back out On the street in ten years
Ya annemin katili yakalandıktan sonra orada oturup onu 10 sene sonra sokaklara salacak anlaşmayı izleme fikri midemi bulandırıyorsa?
He's been kept back in the same year for so long.
Senelerdir aynı sınıfta.
And, when Wabisuke comes back... It's been ten years since he left, so I don't know when he'll return, but if he ever does, I'm sure he'll be hungry so let him eat all the vegetables, grapes, and peaches in our fields he wants.
Ve olur da Wabisuke eve gelirse 10 yıl aradan sonra geleceğini kimse tahmin edemezdi tabii olur da eve gelirse, eminim ki karnı aç olacaktır.
He's gonna walk in here, take one look at this, take one look at this, realize he lt the best thing that's ever happened to him, maybe even cry a little, and beg me to come back.
Kapıdan içeri girecek,... şunlara bir göz atacak,... sonra bir de şunlara. Hayatındaki en güzel şeyi kaybettiğini farkedecek,... belki ağlayacak ve geri dönmem için yalvaracak.
Our sister's in the can, and we totally want to get he when she comes back.
Kız kardeşim bir yere gitti, döndüğünde onu keklemek istiyoruz.
Cops pull you over, he's in the back.
Polisler seni aldığında o kalmış.
He used to work here with Horatio back in the day.
Eskiden Horatio ile çalışmış.
At the end of each day, he reaches the top exhausted and in agony, and watches helpless as his boulder rolls back down.
Her günün sonunda, bitkin ve acı içinde zirveye ulaşır ve ittiği kayanın tepeden aşağıya yuvarlanışını çaresizce izler.
So I'm there in the spleen repair with dr. Hunt, and he's got the cautery and he's moving it back and forth, you know, fixing bleeders, and then he just hands it to me...
Az önce Dr. Hunt'la dalak ameliyatındaydım eline koteri aldı, ileri geri oynatıyordu kanamayı durdurmaya çalışıyordu, sonra da koteri bana uzattı...
My mum's at another wedding, cos this was too short notice, it's all been so fast. And the Brigadier's her oldest friend, of course, but he's back in Peru.
Annem de başka bir düğünde, çünkü çok kısa bir süre vardı, her şey çok hızlı oldu ve eski arkadaşı olan Tuğgeneral de Peru'ya geri dönmüş.
You work here and he can go back to the seaman's shelter he was born in.
Sen burada çalışabilirsin. O da doğduğu denizci barınağına geri dönebilir.
- In the 11 years since the show's been off the air, He's gotten married, divorced And now he's gonna try to get his wife back.
- 11 yıllık bir aradan sonra evlenmiş, ayrılmış ve şimdi de karısını tekrar geri kazanmak istiyor.
But back in'83, he was on the front lines.
Ama 83'te, ön saflardaymış.
Didn't- - Boss say he asked Bianchi about Jack back in the day?
Patron, Bianchi'ye Jack'i sormamış mıydı?
He grabs her hair, grabs her shoulder, throws her down, and she's up in a shot, and she snags him with her filthy claws, and he tumbles back on the floor.
Beowulf onu saçından, omuzundan yakalayıp yere fırlatsa da anında tekrar ayağa kalkıp iğrenç pençelerini ona geçirir ve Beowulf yere yuvarlanır.
He was working for the State Department, overseeing reconstruction in mosul a few months back.
Dışişleri Bakanlığı adına Musul'da kalkınma çalışmaları yapmış, döneli birkaç ay olmuş.
he's in the shower 29
he's in the house 19
he's in the kitchen 33
he's in v 53
he's in the bathroom 49
he's in a meeting 50
he's insane 97
he's in the hospital 85
he's in the wind 39
he's in bad shape 31
he's in the house 19
he's in the kitchen 33
he's in v 53
he's in the bathroom 49
he's in a meeting 50
he's insane 97
he's in the hospital 85
he's in the wind 39
he's in bad shape 31