He's not dead yet traducir turco
74 traducción paralela
Um, He's Not Dead Yet,
Henüz ölmedi.
- He's not dead yet.
- Henüz hayatta.
Karl, He's not dead yet!
Karl! Karl, ateş et!
- He's not dead yet.
- Daha ölmedi.
Yet it is of living men, not dead men, that he is God.
Tanrı ölülerin değil, dirilerin Tanrısı'dır.
She's married to Marcellus and he's not dead yet.
Marcellus'la evli ve kocası ölmedi daha.
He's not dead yet.
O daha ölmedi ki.
- He's not dead yet.
- henüz ölmedi.
He's not dead yet, help him upstairs.
yardım edin!
He's not dead yet.
Daha ölmedi ki.
Then I say, "I don't care what it smells like, he's not dead yet."
Sonra, "Nasıl koktuğu umurumda değil, henüz ölmedi." diyorum.
Yet he's not dead which can eternal lie and with strange aeons even death can die In his lair, Cthulhu waits dreaming.
Ebedi yaşama sahip olabilirsen ölüm seni bulamaz. Ve garip sonsuzluklarda ölüm bile ölebilir. Senin diyarında Cthulhu, düşlere dalmayı bekliyorum.
He's not dead yet!
O daha ölmedi!
- He's not dead yet, Rom.
- Henüz ölmedi, Rom.
Some people are asking about your funeral and I get real angry and I say, "He's not dead yet."
Bazı insanlar cenazeni soruyorlar ve ben de çok kızıyorum ve henüz ölmediğini söylüyorum.
Dad, he's not even dead yet.
Baba, ama o daha ölmedi bile.
How is it he's not dead yet, doc?
Neden ölmedi doktor?
He said it's a miracle I'm not dead yet.
Daah ölmemiş olmam bir mucizeymiş.
Well, he was only drafted today, so chances are, he's not dead yet.
Arkadaşın daha bugün askere alındı. Yani henüz ölmüş değil.
He's not dead yet.
O daha ölmedi.
And then he leans over to kiss the deer... only the deer's not dead yet, and it kicks him right in the neck.
- Sonra geyiği öpmek için üzerine eğildi. - Fakat geyik henüz ölmemişti ve tam boynuna bastı tekmeyi.
Radhe's not yet dead. He's just ill
Radhe daha ölmedi.
He's not dead yet
Henüz IDed olmadı.
You guys just eulogized Hank. He's not even dead yet.
Hank için cenaze konuşması yaptınız ama adam daha ölmedi bile.
He's not dead yet!
Daha ölmedi!
If he's not dead yet, could you help him?
Öldü mü yaşıyor mu bilmiyorum.
He's not dead yet!
Daha ölmemiş!
If he's not dead yet, he soon will be.
Daha ölmediyse bile yakında ölecek.
We have him down but he's not dead yet.
Onu düşürdük, ama henüz ölmedi.
Look! He's not dead yet.
Bakın hala yaşıyor.
He's not dead yet.
Daha ölmedi.
Well, he's not dead yet.
Henüz ölmedi.
He's not dead yet.
Hala yaşıyor.
So? He's not dead yet!
Ölmemişti ki daha.
Sir, he's not dead yet.
Bayım, o daha ölmedi.
No, he's-he's not dead yet.
Hayır, henüz ölmedi.
Thirty-two years old, not dead yet, and already he's traumatized his wife, his son...
32 yaşında, henüz ölmedi şimdiden karısına ve oğluna büyük bir acı yaşattı.
- He's not dead yet. - Regard...
- Henüz ölmedi.
No, he's not dead... yet.
Hayır, ölmedi. Henüz değil.
- No, he's not dead. Not yet.
Henüz ölü değil, Gene.
Ah, he's not dead yet, which is a minor miracle in itself.
Henüz ölmedi, ama bu bile küçük bir mucize sayılabilir.
Turns out, he's just not dead yet.
Ama gel gör ki ölü falan değilmiş.
He's just not dead yet!
Şimdilik ölmedi!
He's not dead yet?
O daha ölmedi mi?
He's not dead yet?
Ölmedi mi?
He's not dead yet.
O henüz ölmedi.
Jesus, Winnie, he's not dead yet!
Tanrım, Winnie, daha ölmedi be!
If he's not dead yet, he'll soon be hunted down by the hell hound.
Henüz ölmemişse, yakında cehennem köpeği tarafından peşine düşülecektir.
He's not dead... yet.
Ölmemiş... şimdilik.
He's not dead yet.
- Henüz ölmedi.
Well, he's not... dead yet.
Henüz... ölmüş değil.
he's not gonna make it 43
he's not my boyfriend 125
he's not worth it 85
he's not here anymore 22
he's not ready 47
he's not 1460
he's not here 947
he's not there 182
he's not my friend 74
he's not responding 40
he's not my boyfriend 125
he's not worth it 85
he's not here anymore 22
he's not ready 47
he's not 1460
he's not here 947
he's not there 182
he's not my friend 74
he's not responding 40