He's right about that traducir turco
212 traducción paralela
That's why he's still not even married. Whenever he even thinks about getting married the dead woman's ghost appears, and breaks up the relationship, right?
Evlenmek istiyorsa o ölü kadından kurtulmalı.
He's right about that.
Bu konuda haklı.
He's right about that part of you, Father. - What part?
Ve senin bir parçan için de haklı sayılır, baba.
Just because he didn't know about Jessica's coma... you thought everything he said was wrong... and that mother's story was right.
Jessica'nın koma durumunu bilmediği için sana göre doktorun söylediği her şey yanlıştı, annemin hikâyesi ise doğru.
He's gone right off his rocker at the thought that she might find out about him.
Gerçek yüzünü öğrenirse diye telaşlanıyor.
All right, Joy Boy, go tell Darcey that the Dude ain't available cos he's diggin'up a husband for some old souse cos he's nuts about her apples.
Darcey'e git ve Züppe'nin şu an müsait olmadığını, çünkü elmalarıyla kafasını bozduğu yaşlı ayyaşa koca bulmaya çalıştığını söyle.
Well, Pop's already said no to that and Pop's usually right about everything he says.
Ben iyi konuşamam. Şu an içinde olduğumuz durumdan daha kötü olmayız. - Lütfen Toby.
If you really care about that boy... you've got to tell him the truth... that he's got to go to an orphanage right here.
O çocuğu gerçekten seviyorsan... ona gerçeği söylemek zorundasın. Bir yetimhaneye gitmek zorunda olduğunu söylemelisin.
He's right. In that movie about...
- Haklı baba. o filmde...
You mean like that story about the lion cub who's tame until he gets his first taste of fresh meat, right?
Aslan yavrusunun taze eti ilk tadana kadar evcil olduğu hakkındaki eski hikaye gibi, öyle mi?
- He's right about that.
Aslında haklı sanki...
And if he doesn't then I may be right about something that's been nagging at me.
Paniğe kapılmazsa da... kafamı uzun zamandır meşgul eden bir konuda haklıyım demektir.
I know I'm drunk, but he's still the whitest nigger in town, and I ain't gonna change my mind about that, I'll tell you right now.
Sarhoş olduğumu biliyorum ama yine de şehirdeki en beyaz zenci o ve bu konuda fikrimi değiştirmeyeceğim, haberin olsun.
I think Mr. Hamil was right when he still had his wits about him, that it's not possible to live without someone to love.
Mösyö Hamil'in halen aklı başındayken söylediği şeyde haklıydı : Birini sevmeksizin yaşamak mümkün değildir.
That's right, he's been... working with us for about ten years
Elbette, yaklaşık 10 yıldır... bize bilgi sızdırıyor
He's right about that.
Haklı. Onlar- - - Bob.
No he hasn't confirmed, but he feels that's about right.
Hayır etmedi, fakat yaklaşık olarak doğru olduğunu düşünüyor.
If Sidney's right about it and I'm sure that he is.
Eğer Sidney bu oyun konusunda haklıysa. Ki haklı olduğuna eminim.
He's talking about a few right here in Lisbon, mostly Jews who have escaped the Germans, that's all.
Lizbon'da olan bir kaç olaydan bahsediyor, çoğunluğu Almanlardan kaçan yahudiler.
That's right. He asked about some file
Bazı dosyalar hakkında sorular sordu bana.
I wanna put it to a vote right now... that Dominic Prizzi... tells us what the hell he's gonna do about it.
Bence hemen oylama yapalım. Şu Dominic Prizzi..... bu konuda ne yapacağını söylesin.
This guy, Jack Singer's six-one, about 180. He's coming out of that terminal. Keep him away from Tommy's all right?
Şu Jack, yaklaşık bir seksen boylarında ve terminalden çıkmak üzere.Tommy'nin evinden onu uzak tut, tamam mı?
So you're going to tell me that he's lying about James too, right?
James hakkında da yalan söylediğini diyeceksin bana, öyle değil mi?
That's right. You let him have it. Who is he not to tell you about his life - threatening illness?
Kim oluyor da sana hayatını tehdit eden hastalıktan bahsetmiyor.
That man had my respect... because he taught me as a child about right and wrong.
O adama saygı duyuyordum çünkü küçükken bana doğruyu ve yanlışı öğretmişti.
That's where he lives, right down the street my whole life... and I didn't even know about it.
Hemen hayatım boyunca yaşadığım sokağın aşağısında ve hakkında hiçbir şey bilmiyorum.
'Cause you know, this means that maybe he's happy... and I made the right decision about moving us out here.
Yani bilirsi bu onun mutlu olduğu anlamına gelir... ve buraya taşınmakla doğru olanı yapmışım.
All right, so he's right about that.
Tamam, bu konuda haklı.
Or is it that Tumek said that you didn't know anything about Klingon women and you're afraid he's right?
Ya da Tumek sana Klingon kadınları hakkında bilmediğin bir şey söyledi ve sen onun haklı olduğundan korktun?
He's right about a lot of things,..... but he's doin'stuff to kids now that...
Çoğu şeyde haklı.
So he put it about that Billy Rena's a grass, right?
Danny, Billy'nin bir gammaz olduğunu etrafa yaymış durumda.
That's one of the few things he was right about.
Haklı olduğu birkaç konudan birisi buyu.
He's right about that
Bu konuda haklı.
I can pretty much guess what my doctor said to you, and I can tell you right now that he's wrong about me.
Doktorun sana ne dediğini tahmin edebiliyorum ama eminim ki yanılıyor.
He's right about that.
- Paranı almayacağım. Bu da yeni.
- No, he's right about that!
- Hayır, bu konuda haklı.
But one thing he did say about not waiting for the guy, on that he's right.
Ama doğru adamı beklememen gerektiği konusunda haklıydı.
He's not anyone that I wanna talk about right now.
Öyle biri değil... Şu anda konuşmak istemiyorum.
- He's right about that.
O konuda haklı.
Yeah, he's right, I agree with him about that
Düşünsene. Evet haklı. Bu konuda ona katılıyorum.
I'm afraid he's right about that ma'am.
Korkarım haklı.
" Now, Philip K. Dick is right about time, but he's wrong that it's 50 A.D.
"Philip K. Dick zaman konusunda haklı, ama İ.Ö. 50 konusunda yanılıyor."
So if he's gotta go out, try to relax, have a couple of belts that's what he's gonna do, so let's not get riled up about nothing, all right?
Dışarı çıkması, rahatlamaya çalışması, bir kaç sert içki içmesi gerekiyorsa yapacak bunları. Öyleyse korkacak bir şey yok tamam mı?
Aside from the whole he-originally-tried-to-kill-us thing that's coming to mind right about now.
Şu an aklıma gelen aslında bizi öldürmeye çalışmıştı fikrinin yanı sıra tabii.
That's what he was talking about- - right there.
O da bundan bahsediyordu.
So maybe he's got a little theory under his belt... and can plug a few numbers into a computer... but I could tell right off he doesn't know a damn thing... about genuine real world risk assessment... or managing a department for that matter... little cocky bastard!
Belki bildiği birkaç teorik bilgi olabilir. Biraz bilgisayar kullanmayı da biliyor olabilir. Ama şunu söyleyebilirim ki ;
That's what I like about this guy he isn't afraid to dig his own grave, and then jump right in
Bu adamı bu yüzden seviyorum işte. Kendi mezarını kazıp içine atlamaktan korkmuyor.
He's probably working right now, doing good for others and whatnot which is annoying, but undeniably charming. And she's wrong about that.
Bu konuda yanılıyorsun.
If something is not done about that right now, he's going to repeat this year.
İş o raddeye geldi.
I don't know how it started, but--but--but she said something about things not going well with her and Stuart, you know, like, he's old and everything. And before I knew it, I said, yeah, and what if you guys do wanna have kids- - I just thought of that one right there on the spot- -
- Nasıl başladı bilmiyorum ama Stuart'la iyi gitmeyen bir şeyler olduğundan bahsetti yani yaşlı olduğundan falan ve farkında olmadan evet dedim ve ya çocuk yapmak isterseniz diye sordum.
He doesn't seem as curious about me, but that's all right.
O beni pek merak etmiyor gibi. Ama önemi yok.
he's right 2452
he's right behind me 20
he's right outside 22
he's right over there 72
he's right behind you 25
he's right there 145
he's right here 197
about that 749
he's so cute 178
he's my uncle 44
he's right behind me 20
he's right outside 22
he's right over there 72
he's right behind you 25
he's right there 145
he's right here 197
about that 749
he's so cute 178
he's my uncle 44
he's mine 293
he's my husband 167
he's dead 3015
he's so handsome 49
he's got a gun 260
he's doing okay 17
he's my baby 20
he's gone 2224
he's my brother 335
he's my best friend 106
he's my husband 167
he's dead 3015
he's so handsome 49
he's got a gun 260
he's doing okay 17
he's my baby 20
he's gone 2224
he's my brother 335
he's my best friend 106
he's an idiot 170
he's back 468
he's a doctor 159
he's my dad 94
he's my cousin 54
he's my man 22
he's so hot 26
he's a liar 128
he's coming for you 27
he's an architect 23
he's back 468
he's a doctor 159
he's my dad 94
he's my cousin 54
he's my man 22
he's so hot 26
he's a liar 128
he's coming for you 27
he's an architect 23
he's coming 800
he's a good boy 135
he's my hero 20
he's so beautiful 30
he's so little 16
he's awake 133
he's a 342
he's in the shower 29
he's all 26
he's a good boy 135
he's my hero 20
he's so beautiful 30
he's so little 16
he's awake 133
he's a 342
he's in the shower 29
he's all 26