He can't have gone far traducir turco
42 traducción paralela
He can't have gone very far.
Çok uzaklaşmış olamaz.
He can't have gone far.
Fazla uzaklaşmış olamaz.
Look for the mute, he can't have gone far.
Bulun şu dilsizi. Fazla uzaklaşmış olamaz.
He can't have gone far.
Fazla uzağa gitmiş olamaz.
He can't have gone far.
Uzağa gitmiş olamaz.
He can't have gone far, Master.
Çok uzağa gidemez, Efendim.
Well he can't have gone far.
Çok uzağa gitmiş olamaz.
He can't have gone far!
Çok uzaklaşmış olamaz!
He can't have gone far. No!
Altı üstü bir bebek!
He's got it with him. The memory stick. He can't have gone far.
- Hafıza çubuğunu almış.
He can't have gone far.
Çok fazla uzaklaşmış olamaz.
He can't have gone too far.
Çok uzağa gidemez.
- He can't have gone far.
- Fazla uzaklaşmış olamaz.
- He can't have gone far.
Uzağa gitmiş olamaz.
He can't have gone far.
Çok uzağa gitmiş olamaz.
- He can't have gone far.
- Uzağa gitmiş olamaz.
Tariq, check the vicinity, he can't have gone far.
Tariq, etrafı kontrol et, uzaklaşmış olamaz.
He can't have gone far.
Fazla uzağa gitmiş olamaz
- He can't have gone far.
- Çok fazla uzağa gidemez.
He can't have gone far. He's wounded you know.
Çocuk fazla uzağa gitmiş olamaz.
He can't have gone far.
Fazla uzaklaşamaz.
He can't have gone far.
Çok uzaklaşmış olamaz.
The helicopter won't be an eye in the sky in the dark, but he can't have gone far.
Karanlıkta helikopterlerin görüş alanı pek geniş olmuyor. Ama fazla uzaklaşmış olamaz.
273 ) } – He can't have gone very far.
- Çok uzağa gitmiş olamaz.
He can't have gone very far.
Çok uzağa gitmiş olamaz.
No, he can't have gone far.
Hayır, uzağa gitmiş olamaz.
Well, he can't have gone far.
- Uzağa gitmiş olamaz.
Well he can't have gone far.
Fazla uzaklaşmış olamaz.
He can't have gone far yet.
Fazla uzaklaşmış olamaz.
- Okay, well, he can't have gone far.
- Peki. Çok uzağa gitmiş olamaz.
He can't have gone far.
Uzaklaşmış olamaz.
Well, his horse is just outside, so he can't have gone far, given that the man would barely walk ten steps to pish, much less wander away.
Atı dışarıda yani uzağa gitmiş olamaz. Uzaklaşmayı bırak bu adam tuvalete kadar on adım bile yürümez.
He can't have gone far.
- Fazla uzaklaşmış olamaz.
- He couldn't have gone far... unless he can fly.
O kadar da uzaklaşmış olamaz, tabii ki uçamıyorsa...
He can't have gone far.
Çok uzaklaşamaz.
Well, he can't have gone far.
- O zaman uzağa gidemez.