English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ H ] / He didn't do anything

He didn't do anything traducir turco

646 traducción paralela
He didn't mean to do anything bad.
O, kötü bir şey yapmak istemedi.
Well, they was aimin'to swing Pinky for somethin'he didn't do — something he didn't even know anything about — so I figured that —
Pinky'i yapmadığı, hatta hakkında hiçbir bilgisi olmayan bir şey yüzünden asmaya niyetliydiler, ben de düşündüm ki -
He didn't have anything to do with it.
Onunla hiçbir ilgisi yok.
Oh but please, he didn't do anything wrong
Lütfen, yanlış bir şey yapmadı o.
I'm as guilty as he is - not for anything I did, but for what I didn't do.
Ben de, en az onun kadar suçluyum yaptığım şeyler değil ama, yapmadığım şeyler yüzünden.
But you didn't have anything to do with all this until he came to see you.
Ama o seni görmeye gelene kadar bu olayla bir alakan yoktu.
He didn't try to do anything to you, he couldn't.
Sana zarar vermeye çalışmadı, bu olamaz.
He didn't do anything.
O hiçbir şey yapmadı.
HE DIDN'T DO ANYTHING TO HURT YOU- -
Ne diyorsun? Canını acıtmadı ya...
They'll try him, and he didn't do anything.
Hiçbir şey yapmamasına rağmen onu yargılayacaklar.
Dash it all, he didn't do anything criminal.
hiç bir suç işlememiş.
And since he took that attitude, I didn't want to have anything more to do with him.
Öyle yaptığı için de onunla başka şeyler yapmak istemedim.
- He didn't do anything.
- O hiçbir şey yapmadı.
There's the reason he didn't do anything.
Hiçbir şey yapmamasının nedeni belli.
He didn't do anything.
Bir şey yapmadı.
Well, it's a little run-down, but a fella could have a lot of fun fixing it up if he didn't have anything else to do.
Şey, biraz harap. fakat bir kişi için onu onarıp ayağa kaldırmak eğlenceli olabilir, eğer yapacağı başka bir şey yoksa
He didn't do anything.
Daha hiçbir şey yapmadı.
He didn't do anything.
O bir şey yapmadı!
Didn ´ t he do anything?
Bir şey yapmadı mı?
But, Sam, he didn't do anything to her!
Ama, Sam, ona bir şey yapmadı ki!
You know, I didn't think he'd do anything violent.
Onun şiddet içeren bir şey yapacağını sanmıyordum.
Hasan didn't do anything, but he's behind bars.
Delikanlı haksız yere damda yatıyor gayrı.
- He didn't have anything to do with that.
- Onun bu olayla hiç bir ilgisi yok.
He didn't do anything. It's the King's brother I want.
- O birşey yapmadı, benim istediğim Kral'ın kardeşi
He didn't do anything after that, except buy a bottle of rum and a pack of tobacco every day.
O andan sonra, günde bir şişe rom ve bir paket tütün almaktan başka hiçbir şey yapmadı.
I'm as guilty as he is- - not for anything I did, but for what I didn't do.
Ben de, en az onun kadar suçluyum yaptığım şeyler değil ama, yapmadığım şeyler yüzünden.
You know he didn't do anything!
Onun bir şey yapmadığını biliyorlar.
He refused to go, he didn't want anything to do with any army.
Gitmeyi reddetti, orduyla ilgisi olan hiçbir şey yapmak istemedi.
He didn't do anything. He's out of politics now.
Artık politikayla ilgilenmiyor!
Yes, this morning but He didn`t do anything!
Evet, bu sabah fakat... herhangi bir şey yapmadı!
Why did Alphonse do it? He didn't understand anything!
Alphonse bunu bana niçin yaptı.
He insists that he didn't do anything wrong
Yanlış bir şey yapmadığına çok emin!
He didn't wanna have anything to do with Mr. Devereau.
Bay Devereau'la görülecek hiç bir işi yoktu.
He didn't have anything to do with it!
Onunla ilgisi yok.
- Governor didn't do anything, did he?
Vali yardımcı olmadı değil mi?
At least he didn't say anything about mistreating the horse. - Do we know that?
En azından ata yapılan kötü muameleden bahsetmemiş.
The man shouted, but he didn't want anything to do with such an uncouth person, so he ignored him.
Adam bağırdı, ama öyle kaba biriyle konuşmak istemedi bu yüzden ona aldırmadı.
I could never make him do anything he didn't want to do.
Yapmayı istemediği bir şeyi, ona asla yaptıramazdım.
I mean, he didn't do anything wrong, and it's not nice to lock somebody up in their own jail.
Yani o yanlış bir şey yapmadı ve birini kendi hapishanesine kilitlemek hoş bir şey değil.
- He didn't do anything.
- O bir şey yapmadı.
Because he didn't do anything.
Çünkü hiçbir şey yapamazdı.
HE DIDN'T DO ANYTHING EITHER.
O da hiçbirşey yapmadı.
He didn't know that I had anything to do with it or that I killed Louis.
Ne o konuda ne de Louis'ye yaptığım şey hakkında hiçbir bilgisi yok.
I'm glad he didn't do anything, imagine what he could have done?
Hiçbir şey yapmadığına sevindim, Ya birde yapsaydı?
Like, he did everything for me and I didn't do anything for him.
Sanki o benim için her şeyi yapmıştı ama ben onun için hiçbir şey yapmamıştım.
Whatever happened to that girl, he didn't have anything to do with it.
Kızın başına ne geldiyse geldi, Norman'ın onunla ilgisi yok.
I know he stole it, but she really didn't do anything.
Onun çaldığını biliyorum ama kadın bir şey yapmadı.
He didn't have anything to do with it. Listen, I know you look up to the guy...
- Ona çok saygı duyduğunu biliyorum.
Why we didn't do anything... while we were watching you all he time?
Neden sadece senin küçük oyunlarını izlemekle yetindik?
- He didn't do anything.
- Onun hiçbir suçu yok.
I didn't want to have anything to do with it, but he said if I didn't pose for those patty-cake pictures,
Buna dahil olmak istemezdim, ama o resimleri çektirmezsem...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]