He didn't do anything wrong traducir turco
84 traducción paralela
Oh but please, he didn't do anything wrong
Lütfen, yanlış bir şey yapmadı o.
He insists that he didn't do anything wrong
Yanlış bir şey yapmadığına çok emin!
I mean, he didn't do anything wrong, and it's not nice to lock somebody up in their own jail.
Yani o yanlış bir şey yapmadı ve birini kendi hapishanesine kilitlemek hoş bir şey değil.
But he didn't do anything wrong.
Ama o yanlış bir şey yapmadı.
He didn't do anything wrong.
O yanlış bir şey yapmadı.
- He didn't do anything wrong.
- Yanlış bir şey yapmadı.
Hey! He didn't do anything wrong.
O yanlış bir şey yapmadı.
- He didn't do anything wrong!
- O yanlış hiçbirşey yapmadı!
- He didn't do anything wrong!
- Yanlış bir şey yapmadı!
No, he didn't do anything wrong.
Hayır, o yanlış bir şey yapmadı.
He didn't do anything wrong!
O kötü bir şey yapmadı.
- He didn't really do anything wrong.
- Yanlış bir şey yapmadı, baba.
No, he didn't do anything wrong.
O yanlış bir şey yapmadı.
AII he said was he didn't do anything wrong.
Sadece yanlış bir şey yapmadığını söylemiş.
Cos I know when he says I didn't do anything wrong I'll believe it,
Çünkü gözümün içine bakıp yanlış bir şey yapmadığımı söyleyince, ona inanıyorum.
He didn't do anything wrong.
Yanlış bir şey yapmadı.
Just don't be mad at him. He didn't do anything wrong.
Ona kızma, yanlış bir şey yapmadı.
He said he didn't do anything wrong.
Yanlış bir şey yapmadığını söyledi.
He didn't even really do anything wrong.
Yanlış bir şey yapmadı ki.
I know in my stomach he didn't do anything wrong.
Kalbimde, yanlış bir şey yapmadığını biliyorum.
No! You can't! He didn't do anything wrong!
Hayır, yapamazsınız, yanlış bir şey yapmadı o.
He says the grasshopper didn't do anything wrong.
Ağustosböceğinin kötü bir şey yapmadığını söyler durur.
HE DIDN'T DO ANYTHING WRONG.
Yanlış hiç bir şey yapmadı.
Uh... he didn't... didn't do anything wrong.
Yanlış bir şey yapmamıştı.
He didn't do anything wrong!
Yanlış bir şey yapmadı.
- No, he didn't do anything wrong!
- Hayır, o yanlış bir şey yapmadı!
He didn't do anything wrong. I promise.
O yanlış bir şey yapmadı, yemin ederim.
He's a good person and he didn't do anything wrong.
O iyi biri ve hiç bir şeyi yanlış yapmadı.
He didn't do anything wrong. It was me.
Onun bir suçu yok, hepsi benim hatam.
He didn't do anything wrong.
O yalnış birşey yapmadı.
He didn't do anything wrong, okay?
O yanlış bir şey yapmadı. Tamam mı?
If Donny got shot down here, and he didn't do anything wrong, why didn't he report it?
Donny burada vurulmuşsa, yanlış bir şey de yapmıyorsa, neden olayı rapor etmemiş?
More like he made you my babysitter, which is crazy,'cause I didn't do anything wrong.
Daha çok seni benim bakıcım yaptı.
She told him he didn't do anything wrong.
Ona yanlış bir şey yapmadığını söyledi.
Which is weird because he didn't do anything wrong.
Bu da garip bir şey çünkü yanlış bir şey yapmadı.
Not if he didn't do anything wrong. We're the FBI, son.
Hayır, yanlış bir şey yapmıyorsunuz, FBI'danız.
He really didn't do anything wrong.
Yanlış bir şey de yapmadı aslında.
- He didn't do anything wrong.
- O yanlış bir şey yapmadım.
He didn't do anything wrong.
Yanlış hiçbir şey yapmadı!
He didn't do anything wrong.
Yanlış hiçbir şey yapmadı.
- He didn't do anything wrong.
- O yanlış bir şey yapmadı.
Actually, he didn't do anything wrong.
Aslında adam yanlış bir şey yapmadı.
Because he didn't do anything wrong.
Çünkü o yanlış bir şey yapmadı.
He didn't do anything wrong. Before you go any further, he's being released under his own recognizance.
Devam etmeden önce kendi kefaletiyle salıveriliyor.
"Oh, he didn't do anything, you've got the wrong man!"
- O bir şey yapmadı, yanlış adamı aldınız!
He didn't do anything wrong to them.
Onlara yanlış yapmadı.
He didn't do anything wrong.
Çocuk yanlış bir şey yapmamıştı.
He didn't do anything wrong.
O yanlış hiçbir şey yapmadı.
Well, years later, when you actually look at the footage, you go, " You know what? He didn't do anything wrong.
Ama yıllar sonra görüntüleri izlediğinizde "Biliyor musunuz, yanlış bir şey yapmamış" diyorsunuz.
He didn't do anything wrong.
Kötü bir şey yapmadı.
He didn't do anything wrong.
O, yanlış bir şey yapmadı.