He doesn't know i'm here traducir turco
72 traducción paralela
- He doesn't even know I'm here.
- O burada olduğumu bilmiyor.
He doesn't know I'm here.
Burada olduğumu bilmiyor.
He doesn't know I'm here does he?
Benim burada olduğumu bilmiyor, değil mi?
He can not help if he doesn't know that I am here.
Burada olduğumu bilseydi mutlaka bana yardım ederdi.
He doesn't even know I'm here.
Burada olduğumu bile bilmiyor.
You see, he doesn't know I'm here.
Burada olduğumu bilmiyor.
He doesn't even know that I'm here.
Benim burada olduğumu bilmiyor bile.
He doesn't know I'm here... but I did do it for him.
Burada oldugumu bilmiyor... ama bunu onun icin yaptim.
In fact, he doesn't even know I'm here.
Aslında, Burada olduğumu bile bilmiyor.
He doesn't even know I'm here.
Benim burada olduğumu bilmiyor.
He doesn't know I'm here ooh!
Buraya geldiğimi bilmiyor.
He doesn't know that I'm here.
Buraya geldiğimi bilmiyor.
HE DOESN'T KNOW I'M HERE.
Burada olduğumu bilmyor.
- He doesn't even know I'm here.
- Burada olduğumu bile bilmiyor.
Well, I'm sure he's happy to have you here, even if he doesn't know how to say it.
Eminim burada oluşunuzdan mutludur, nasıl ifade edeceğini bilmese bile.
Well, actually he doesn't know that I'm here.
Aslında benim burada olduğumu bilmiyor.
Ben, he doesn't even know I'm here, so he shouldn't be held responsible... for another...
Ben, burada olduğumu bilmiyor, bu yüzden o sorumlu tutulmamalı... Peki.
HE DOESN'T KNOW I'M HERE...
Buraya geldiğimi bilmiyor.
He doesn't know I'm here.
Geldiğimi bilmiyor.
He doesn't know I'm standing here, does he?
Burada olduğumu bilmiyor, değil mi?
He doesn't know I'm here.
burada olduğumu bilmiyor.
He doesn't know I'm here.
- Kocam burda olduğumu bilmiyor.
He doesn't know I'm here.
Burada olduğumdan haberi yok.
He doesn't even know I'm in here.
Benim burda olduğumu bile bilmiyor.
Doesn't he know I'm here?
Yoksa geldiğimi bilmiyor mu?
He doesn't know I'm here, but he is the one who suggested that I talk to somebody.
O size geldiğimi bilmiyor, ama biriyle konuşmamı öneren kişi oydu.
That's probably for the best that he doesn't know I'm here.
Sanırım burada olduğumu bilmemesi en iyisi.
He doesn't know I'm sleeping in here, does he? No, sir.
Burada uyuduğumu bilmiyor değil mi?
He doesn't know I'm here.
o burada olduumu bilmiyor.
No, he doesn't know I'm here.
- Hayır, burada olduğumu bilmiyor.
He doesn't know I'm here.
Benim burada olduğumu bilmiyor.
Yeah, but I sneaked out, he doesn't know I'm here.
Evet, ama ben gizlice geldim, burada olduğumu bilmiyor.
He doesn't know I'm here?
- Burada olduğumu bilmiyor mu?
He doesn't even know that I'm here.
Burada olduğumu bile bilmiyor.
He doesn't know I'm here.
Burada oldugumdan haberi yok.
He doesn't even know I'm here.
Burada olduğumu bilmiyor bile!
He doesn't even know I'm here.
Burada olduğumun farkında bile değil.
You know, he doesn't even know what I'm still doing here.
Hâlâ burada olduğumu bile bilmiyor.
Listen girl, I don't run this company but I do know that if he doesn't get his arse over here, your story stays in the edit room, you've got 24 hours to get back to me
Dinle kızım, bu şirketi ben çalıştırmıyorum, 24 saat içinde o kıçını alıp buraya gelmezse, senin hikâyeni geri almam düzenleme odasında kalır., düzenleme odasında kalır!
No. He doesn't know I'm here.
Burada olduğumu bilmiyor.
You people saved my life, and I'm grateful every day,'cause the man I loved wasn't so lucky, and I don't know why I get to be here and he doesn't, but, um, all I know is,
Sizler hayatımı kurtardınız ve her an için minnettarım size. Çünkü sevdiğim adam bu kadar şanslı değildi. Ben, bu noktaya gelebildim ama o neden gelemedi bilmiyorum.
He doesn't even know I'm here.
Kardeşinin katilini bulmanda Oliver'ın sana yardım etmediğini biliyorum canın yandı. Buraya geldiğimi bile bilmiyor.
H-He doesn't know I'm here ; I swear.
Burada olduğumdan haberi yok, yemin ediyorum.
He doesn't know that I'm here.
Burada olduğumu bilmiyor.
- He doesn't even know I'm here.
Burada olduğumu bilmiyor.
Uh, well, that's kind of what I came here to talk to you about, actually, um... uh, he doesn't know yet, and I just woke up feeling like I had to tell him today,
Aslında bir nevi bunu konuşmak için geldim sana... Henüz bilmiyor. Bugün ona söylemem gerektiği hissiyle uyandım.
Doesn't he know I'm here?
Burada olduğumu bilmiyor mu?
It's cool. He doesn't know I'm here.
Sorun değil, buraya geldiğimi bilmiyor.
Harry doesn't know I'm here, does he?
Harry burada olduğumu bilmiyor, değil mi?
I won't. Believe me, he doesn't even know I'm here.
İnan, burada olduğumdan bile haberi yok.
- I'm sorry, Donna, but he doesn't work here. - I know.
- Biliyorum.