He doesn't know what he's doing traducir turco
113 traducción paralela
NO, HE'S SICK. HE DOESN'T KNOW WHAT HE'S DOING.
- Hayır, o hasta biri.
He doesn't know what he's doing.
Ne yaptığının farkında değil.
I thought if a man doesn't know what he's doing or where he's going, the best thing for him to do is just back up and start all over again.
Eğer bir adam ne yaptığını bilmiyorsa ya da nereye gittiğini, yapması gereken en akıllıca şey, geri dönüp en başından başlamak.
He doesn't know what he's doing.
Ne yaptığının farkında bile değil.
He doesn't know what he's doing.
Ne yaptığını bilmiyor.
He doesn't know, what he's doing.
Şu anda ne yaptığını bilmiyor o.
He doesn't know what he's doing.
Ne yaptığını bilmez.
- He doesn't know what he's doing.
- Ne yaptığının farkında değil.
Max doesn't know what he's saying or doing.
Max ne yaptığını ya da ne söylediğini bilmiyor.
That man Whiney doesn't know what he's doing.
Whiney denilen şu adam ne yaptığını bilmiyor.
Once a person enters an environment that is potentially unsafe, he increases the odds of getting seriously hurt if he doesn't know what he's doing.
Bir kişi güvenli olmayan bir ortama girdiğinde ne yaptığını bilmediği taktirde, ciddi yaralanmalara davetiye çıkarır.
He doesn't know what he's doing, sir.
O ne yaptığını bilmez efendim.
I'm the only one in town that doesn't know what he's doing.
Şehirde ne yaptığını bilmeyen bir tek ben varım herhalde.
- Only when he's drunk... and he doesn't really know what he's doing. - He's violent?
- Şiddet mi uyguluyor?
He doesn't know what he's doing.
Ne yaptiginin farkinda degil.
He's not terribly attractive. He's got bad taste in clothes. - Even I can tell he doesn't know what he's doing.
Aşırı yakışıklı değil kıyafet seçimi berbat ben bile ne yaptığını bilmediğini söyleyebilirim.
Sometimes he doesn't even know what he's doing.
Bazen onun ne yapacağını dahi bilemiyorsun.
- He doesn't know what he's doing.
- Adam ne yaptığını bile bilmiyor.
- He doesn't know what he's doing!
- Ne yaptığını bilmiyor!
- A guy who doesn`t know what he`s doing.
- Ne yaptığını bilmeyen bir adam.
He doesn't even know what he's doing here.
Burada ne aradığını bile bilmiyor.
Maybe Angel doesn't know what he's doing.
Angel belki ne yaptığını bilmiyor. Bu mümkün.
He's just a baby. He doesn't know what he's doing.
O sadece bir bebek.Ne yaptığını bilmiyor.
He doesn't know what he's doing.
O ne yaptığını bilmiyor.
No problem, he doesn't know what he's doing. Just like when you're completely drunk. ( ( Motherfuckers!
bilinci yerinde olmadığından.
- He doesn't know what he's doing!
- Judy lütfen. Amatörün biri ne yaptığını bilmiyor, ne zamandır buradayız.
- He doesn't know what he's doing.
- O ne yaptığını bilmiyor.
Sometimes he doesn't even know what he's doing
Bazen ne yaptığını bilmiyor.
Frank! Frank, he doesn't know what he's doing.
Ne yaptığını bilmiyor.
It's like he doesn't know what he's doing.
Ne yaptığı hakkında hiçbir fikri yokmuş gibi.
- He doesn't know what he's doing.
Ne yaptığını kendi bile bilmiyordu. - Hepiniz yeni başladınız.
She's a child who doesn't know what she's doing, and we need her testimony to go after this bastard, before he makes a habit of it.
O ne yaptığını bilmeyen bir çocuk. O pislik bunu alışkanlık haline getirmeden önce kızın ifadesini almalıyız.
- Did they say : "Castro doesn't know what he's doing"?
- "castro ne yaptığını bilmiyor" dediler mi?
Gunnar doesn't know what he's doing.
Gunnar ne yaptığının farkında değil.
- He doesn't know what he's doing.
- Ne yaptığını bilmiyor ve öğrenmek de istemiyor.
And I thought, "Either this guy doesn't know what he's doing or he's... " so confident that he has the grammar of film down, that he's trying to show us...
Ya bu adam ne yaptığını bilmiyor ya da kendine o kadar güveniyor ki, filmin gramerini alaşağı ediyor diye düşündüm, yani bize göstermek istiyor ki..
He doesn't know what he's doing.
Amerikalı.
He doesn't know what he's doing.
Ama ne yaptığını bilmiyor.
I'm the one who doesn't know what he's doing.
Ne yaptığını bilmeyen benim.
He doesn't know what he's doing. Live and let live.
Sonra da Bay Calabrese, " Seni geri zekalı...
Maybe he doesn't know what he's doing.
Belki ne yaptığını bilmiyordur.
- He doesn't know what he's doing.
Ne yaptığının farkında değil.
He doesn't know what he's doing half the time.
Kafası karışıktır hep.
Eben doesn't know what he's doing!
- Aksi halde burada öleceğiz Eben ne yaptığını bilmiyor.
He doesn't know what he's doing.
Ne yaptığını bilmiyordu.
And Mom's always telling him that he doesn't know what he's doing.
ve annem ona sürekli, ne yaptığını bilmediğini söylüyor.
Someone who doesn't know what he's doing.
Ne yaptığını bilmeyen biri.
But he doesn't know what he's doing.
Ama ne yaptığını bilmiyor.
He just doesn't know what he's doing next.
Sadece, artık ne yapacağını bilmiyor.
Look, what happened yesterday makes me think that julian doesn't know what he's doing.
Bak, dün yaşananlar, Julian'ın ne yaptığını bilmediğini düşündürdü.
He doesn't know what he's doing or what's happening to him.
Ne yaptığını ya da ona ne olduğunu bilmiyor.