Header traducir turco
178 traducción paralela
My goodness, a double-header.
Aman Tanrım, iki tane birden.
I'm header for Texas.
Texas'a gidiyorum.
She's going to take a header right on her face.
Çok kötü bir darbe yiyecek ve yıkılacak.
Purple shadow by a header and stopwatch moving fast on the outside.
Arkasında Purple Shadow ve dışarıdan Stopwatch geliyor.
- And sometimes there's a double-header.
- Bazende bir gecede iki maç yapıyorsun.
In the National League, San Francisco Giants beat the Dodgers in both ends of a double-header.
Ulusal ligde, San Francisco Giants... Dodgers'ı peş peşe iki oyunda da yendi.
They swept both ends of their double-header by identical scores.
Aynı periyottaki iki oyunda da aynı skorlarla rakiplerini sahadan sildiler.
Just one more header.
Sadece bir dalış daha.
Took the header plugs off?
Başlık tapalarını çıkardın mı?
Do you remember a double-header against Cleveland on a hot August day, 1974?
1974 yılında sıcak bir ağustos günü Cleveland'a karşı oynadığımız oyunu hatırlıyor musun?
it's gotta be that double header against the Orioles in'72.
72'de Orioles'e karşı aynı gece üst üste 2 kez yaptığınız maçı söylemelisin.
Well, I was working both ends of a double header.
Üst üste oynanan iki maçın da son anlarında oynuyordum.
- Let's pray for a double - header.
- Dua edelim çifte manşet olsun.
A header!
Bir kafa vuruşu!
In 1906 when the big one hit San Francisco the ground opened up, and this place took a header right into the crack.
1 906'da... San Francisco'da büyük deprem olduğunda... yer yarılmış, burası da olduğu gibi... yarığın içine düşmüş.
I guess I'm remembering what happened the last time you tried to pitch both ends of a double header.
Ne oldu? Mesele nedir? - Değneğin iki ucunu da tutmaya çalıştığın son seferde olanları hatırladım.
Ladies and gentlemen... Tonight we have a double header.
Bayanlar baylar bu gece üst üste iki maçımız var.
Anyhow this quarter was just within my reach when I slipped on some wishing-pond slime and took a header right into the granite statue of the goddess of the malls :
Her neyse. O çeyreği ulaşmak üzereydim ki... dilek havuzunun yosunlarına basıp kaydım ve kafa üstü alışveriş merkezinin tanrıçası "Yarı-Fiyatına-Zus" a daldım.
When I got up there, I saw this hole but I figured it'd be a lot more fun to take a header off the roof into the yard.
Çatıya çıktığımda, bir delik gördüm, ama tepe üstü bahçeye çakılmanın daha eğlenceli olacağına karar verdim.
A double-header!
İki başlı!
I can put a header beam up.
Desteği yukardan veririz.
A header beam!
Yukardan verelim!
- What about the header beam?
- Desteği tamamladılar mı?
Too bad the wife did a header into that quarry.
Karınızın o taş ocağına düşmesi yazık oldu.
Why can't it be a double-header?
Niye iki bölüm yapılıyor?
They ride a bus all night to play a double-header the next day!
Ertesi günkü maç için, tüm gece otobüsle yolculuk yapıyorlar!
Catching a double-header in 1 00-degree heat?
35 derece sıcaklıkta top yakalamayı mı?
Probably a fuckin'triple-header.
Gene üçlü bir anlaşmazlıktır.
It's a double-header.
"Double header"
Double-header.
Double header.
And don't do a virus scan. The header block's designed to launch itself -
Virüs taraması yapma.
Just the last few innings of a double-header.
Sadece maçın son vuruşuysa.
Do you want a header on the channel interface in case he's not available?
Bulunamaması halinde notunuz var mı?
Rud Jensen to Donald Duck, Header!
Rud Jensen'den Donald Duck'a, Rud Jensen'den bir kafa!
He took a header down the stairs.
Kafa üstü merdivenlerden düştü.
I had box seats to a Yankee double header.
Maç için özel ayrılmış yerim vardı.
The fucking jerk did a header off the Route 1 bridge.
Sersem herif köprüden çivileme atlamış.
Goes to the Falls, takes a header right off the fence.
Parmaklıktan atlamış, kafa üstü çakılmış.
Took a header off the Falls.
Şelaleden düştü.
I'm thinking that you got a little queasy and took a header.
Herhalde başın döndü ve yere düştün.
This could be a triple-header.
Bu fırtınanın içinde üç fırtına olabilir.
Up goes Jackie McQuillan! His header - And the opening goal!
Jackie Mcquillan yükselip kafayı vurdu!
The only goal of the game. The header from Owen Coyle's corner.
Maçın tek golünü Owen Coyle'un kornerinde kafayla Jackie Mcquillan attı.
The cross aimed at Andy Smith. Smith's header... and it's a goal!
Andy Smith'in kafa vuruşu ve top ağlarda!
A crushing header from Smith. And Kilnockie leads Kilmarnock by a goal to nil.
Smith'in bu muhteşem kafa golüyle Kilnockie öne geçiyor.
And what a sucker punch. Beautifully flighted ball, and I have to say a towering, accurate, almost unstoppable header from big Andy Smith.
Ve sonunda Coyle'un çok güzel ortaladığı topa neredeyse kurtarılamayacak bir kafa vuran Andy Smith ile de golü buldular.
Fight for every loose ball, every header.
Boştaki her top için savaşın. Her kafaya çıkın!
What a header!
Mükemmel bir kafa.
- l'm the double-header.
- Çift başlıyım.
Takin'a header off that building was above and beyond the call.
Tüm binadakileri bir telefonla kurtarmak kolay olmadı.
It's a double-header.
"Double header" var.