Hear that traducir turco
25,655 traducción paralela
Gee i'm really sorry to hear that.
Bunu duyduğuma gerçekten çok üzüldüm!
I have to tell you s- - Did you hear that?
- Şunu duydun mu?
You hear that?
Bunu duydun mu?
Did anyone else hear that?
Siz de duydunuz mu?
- Did you hear that?
- Duydunuz mu?
Where'd you hear that?
Bunu nereden duydun?
You hear that, Colt?
Duyuyor musun, Colt?
What man doesn't want to hear that?
Hangi erkek bunu duymak istemez ki?
Hey, you hear that, pal?
Duydun mu?
Oh... glad to hear that.
Bunu duyduğuma sevindim.
Hear that?
- Duydun mu?
- And now we hear that ain't so.
Ama artık öyle olmadığını duyduk.
Hear that? "For once." Okay, apparently, you are not supposed to judge your father for leaving your mother in the middle of a mental-health crisis.
Duydun mu? "Bir kere de." Tamam, görünüşe göre, babanı akli dengesini kaybetmek üzere olan anneni terketmesinden dolayı yargılayamazsın.
- I'm sorry to hear that.
- Duyduğum için üzgünüm.
They hear that gun go off, they're all gonna come running.
Eğer silah sesini duyarlarsa, hepsi buraya üşüşür.
It's what you can't hear that's important.
Şu anda veri gönderiyor.
I'm so happy to hear that.
Bunu duyduğuma çok sevindim.
How did he hear that?
Nereden duymuş ki?
What, d'ya hear that stuff outside the other night?
Ne oldu, geçen gece dışarıda olanları mı duydun?
Sorry to hear that.
Duyduğuma üzüldüm.
I'm sorry to hear that.
Bunu duyduğuma üzüldüm.
Shh, did you hear that, Jefferson?
Sen de duydun mu Jefferson?
You hear that, Cisco?
Duyuyor musun Cisco?
Did you guys hear that?
Duydunuz mu?
I hear that.
Katılıyorum.
Does it surprise you to hear that?
Bunu duymak sizi şaşırttı mı?
- Where did you hear that?
- Onu da nereden duydun? - Joy'dan.
Did you hear that?
Bu sesi duydun mu?
Teacher Jeong, where did you hear that name?
- Hanımefendi, bu ismi nereden duydunuz?
Sorry to hear that.
- Duyduğuma üzüldüm.
Where did you hear that they fixed their arm?
Kollarını tamir ettiklerini nereden duydun?
Oh, that you can hear!
Bunu duydun demek!
They need to hear it straight from you... Some explanation of why you killed him in that moment.
Bunu direkt olarak senden duymaları lazım... basit bir açıklama, o an neden onu öldürdüğüne dair.
She needs to hear you say it... That Sam forced you to keep it from her.
Sam'in zoruyla bunu ondan sakladığını senin ağzından duyması gerek.
Was the music so loud that you couldn't hear my client repeatedly tell you to leave her alone?
Müziğin sesi çok mu yüksekti de müvekkilimin size defalarca, onu yalnız bırakmasını istediğini duymadınız? İtiraz.
Have you ever heard voices that others can't hear?
- Başkalarının duyamadığı sesler duydun mu?
Did you not hear me when I said that I wanted to stay in the bubble?
Hayali hayatta kalmak istiyorum derken beni duymadın mı?
Okay, good, that's good to hear.
Güzel, bunu duymak güzel.
I guess...'cause I'm scared that if I push too hard, I'm gonna get an answer I don't want to hear.
Sanırım çok fazla üstelersem istemediğim bir cevabı alacağımdan korkuyorum.
I do not want to hear the rest of that story.
Hikayenin geri kalanını duymak bile istemiyorum.
That's what I want to hear.
- Tamamdır, Şef. Gerçekten iyi oldu.
By the time you hear these words, control of the Armed Forces will have been split among the regional leaders, and I would like to assure you... that the military turnover has been peaceful, thanks to an unprecedented collaboration
Siz bu konuşmayı dinlerken Silahlı Kuvvetler bölgesel liderler arasında bölüştürülecek ve sizi temin ederim, askeri devir işlemi barışçıl şekilde sonuçlanacak.
Will you say that loud enough for the court to hear, Ms. Minal Arora?
Mahkemenin duyması için bunu daha yüksek sesle söyleyebilir misiniz?
That's nice to hear.
- Teşekkürlerini yolladılar.
That's funny,'cause I didn't hear anything.
Bu komik, çünkü ben bir şey duymadım.
[cellphone vibrates] Hear that, Chef?
Duydun mu, Şef?
I believe that until I hear a more viable theory as to where Lars got all that money that this is the best theory I've got.
Daha mantıklı bir teori duyana kadar buna inanıyorum Lars nereden o kadar parayı buldu Bu elimdeki en iyi teori şu anda.
Yeah, we want to hear about that one, too.
Evet, onu da duymak istiyoruz.
I hear you have that girl's family at your house. What's going on?
O kızın ailesi sizin evdeymiş diye duydum.
I hear... I can make sure that we do our drugs and beat each other up indoors, just like the rest of you folks.
Uyuşturucumuzu evde almamızı birbirimizi evin içinde dövmemizi sağlayabilirim tıpkı sizin yaptığınız gibi.
♪ But that's not what you want to hear ♪
♪... ama duymak istediğin bu değil. ♪
that 10639
that's nice 2129
that's enough 4716
that's gross 203
that's it 18340
that's good 7000
that's great 6151
that's right 20311
that's all 8171
that's 10531
that's nice 2129
that's enough 4716
that's gross 203
that's it 18340
that's good 7000
that's great 6151
that's right 20311
that's all 8171
that's 10531
that's my boy 361
that's my girl 410
that's all i got 169
that's awesome 830
that's good to hear 161
that's cool 1334
that all started with a big bang 89
that's my best friend 28
that'll be it 25
that's great work 19
that's my girl 410
that's all i got 169
that's awesome 830
that's good to hear 161
that's cool 1334
that all started with a big bang 89
that's my best friend 28
that'll be it 25
that's great work 19
that's my sister 96
that's good to know 269
that's for sure 889
that's my baby 48
that doesn't seem fair 27
that's me 2273
that's my man 51
that is 2872
that's my line 54
that is so lame 16
that's good to know 269
that's for sure 889
that's my baby 48
that doesn't seem fair 27
that's me 2273
that's my man 51
that is 2872
that's my line 54
that is so lame 16