Heat of the moment traducir turco
188 traducción paralela
No Harry to remind you of a thing that happened once in the heat of the moment.
Bir anlık öfke sonucu olan tatsız şeyleri hatırlatacak Harry de yok.
All because of one mistake made in the heat of the moment.
Hepsi düşünmeden yapılan bir hatanın sonucu.
I'm very sorry for any remarks that were made in the heat of the moment.
Sayın yargıç, adil olmaya çalıştığınızı fark ettim ve ben... ben o anın heyecanıyla söylenen sözler için çok üzgünüm.
He says that he is conscious of the respect he owes you and that he only got angry in the heat of the moment.
İlk anda kendisine hakim olamamış ama şimdi doğruyu görmüş.
If this is coming out of the heat of the moment, it is a bad mistake.
Bir anlık öfkeden dolayı böyle söylüyorsan, büyük bir hata yapıyorsun.
We might get tempted in the heat of the moment and sometimes that happens.
Ortamın etkisiyle baştan çıkabiliriz ve bu da bazen olur.
In the heat of the moment, I said some things I didn't mean.
O anın sıcaklığıyla, aslında söylemek istemediğim şeyler söyledim.
What may seem entertaining in fantasy can be too extreme in reality, and levels that you think you'd never step beyond may become surpassable when you're in the heat of the moment.
Fantezi eğlencelidir ancak kimi zaman ölçüsü kaçabilir, bazı aşırılıklar sıcağı sıcağına anlaşılamayacağından belirlediğiniz sınırlarınızı asla aşmayın.
Last night things were said in the heat of the moment and I may have hurt your feelings.
Dün akşam, anın heyecanı içinde bazı sözler sarf ettim ve seni incitmiş olabilirim.
Some things are said in the heat of the moment.
Olaylar sıcakken bazı şeyler söyledim.
I always worry I'll go too far in the heat of the moment.
Her zaman o anın sıcaklığından dolayı çok ileri gidebileceğimden korkmuşumdur.
Heat of the moment, my good man.
Şimdi olmaz, adamım.
Heat of the moment.
Şimdi olmaz.
Heat of the moment kind of thing.
Bir çeşit olay anı ateşi gibi.
During the heat of the moment of medical examinations And all that medications and tests And all other things...
İlaç tedavisi gördüğün zamanlarda tüm o ilaçların, tahlillerin ve diğer şeylerin heyecanıyla aptalca bir laf ettim bizim için dua etmesini istedim.
I think her threats came out of the heat of the moment.
Galiba tehditleri o anki öfkesinden kaynaklandı.
In the heat of the moment, Dr. Benton became agitated.
O anın heyecanıyla Dr. Benton endişelendi.
That was just in the heat of the moment. I'm not gonna get you.
O anki öfkeyle söylenen şeyler cezalandırmayacağım.
- Heat of the moment stuff.
- Anlık bir çekim olayı.
Though it doesn't mean much in the heat of the moment if you can't pull the trigger.
ama eğer ateş etmeyi reddedersen bu hiçbir işine yaramaz.
And now with all their late night working sessions and him reliving his puny affair with Joey through his writing, I thought, maybe in the heat of the moment, he needed a Joey replacement. Then, I thought, Dawson, no way.
Şimdi ise, tüm o gece çalışmaları ve yazarlığı ile Joey'i etkileme çabaları sayesinde düşündüm ki, belki de anın sıcaklığıyla Joey'ın yerine geçebilecek birine ihtiyaç duydu.
He's not the first to lose his temper in the heat of the moment.
O gerilimli koşuşturmanın içinde kendini kaybeden ilk doktor değil.
Heat of the moment.
Anın ateşi.
It was in the heat of the moment.
Bir anda oluverdi.
Sometimes, in the heat of the moment, things happen.
Bazen ateşli anlarda böyle şeyler olur.
- I didn't mean, it was a heat of the moment kind of thing.
Diliyorum, bu polis arabasından hemen şimdi kaçarım.
In the heat of the moment you decide to make it final.
O anki öfkeyle olayı bitirmeye karar verirsiniz.
Hell of a railroad job on what he said in the heat of the moment.
Adamın öfke anında söylediklerini iyi kullandın doğrusu.
Heat of the moment murder is one thing but taking time to set fire to the victim's crotch.
O anın öfkesiyle işlenen cinayet tamam ama kurbanın cinsel organını yakmak?
I'm sure it was in the heat of the moment.
O anın ateşinden kaynaklandığına eminim.
A simple story of a man who kills in the heat of the moment, then it follows the legal process, culminating in the man's execution, which is just as futile as the murder.
Anın sıcaklığında birini öldüren bir adam hakkında basit bir hikaye,... sonra yasa işler, adam idam edilir,... bu da cinayet gibi beyhude.
In the heat of the moment, it's not a car, it's a possession and people will fight without realizing what they're risking.
O anki heyecanda o, bir araba değil, malın olur.
Or did it just come out in the heat of the moment?
Ya da sadece o an mı aklına geldi?
It just came out in the heat of the moment.
O an aklıma geldi.
Frank Foster acted in the heat of the moment.
Frank Foster fevri davrandı.
It was the heat of the moment Telling me what your heart meant
Kalbinin sesini bana duyurur, anın coşkusu.
The heat of the moment shone in your eyes
Gözlerinde parlayan, anın çoşkusu.
It was the heat of the moment
Anın çoskusuydu bu.
The heat of the moment shone in your eyes
Anın coşkusuydu. Gözlerinde parlayan.
Son... sometimes in the heat of the moment... we say things that later we realize we just did not mean.
Öfkeli anlarımızda, sonradan bize uygun olmadığını fark ettiğimiz şeyler söyleriz.
And in the heat of the moment...
Ve o anda...
I'm talking about knowing what you can do in the heat of the moment.
Söz ettiğim şey, o anın sıcaklığında bir şey yapabilmek.
So you shot him in the heat of the moment but we had agreed for me to shoot you so we could take your share.
Bir anlık panikle onu vurdun ama benim seni vurmam konusunda anlaşmıştık. Böylece senin payını alacaktık.
And I forgot what that feels like where you get caught up in the heat of the moment and you want to give them anything they want.
Ve nasıl olduğunu unutmuşum O anda bana neler olduğunu ve yapmak istedim istediği her şeyi.
When it actually happens... I could resist again at the heat of the moment
İş ciddiye binince o anki heyecanla direnebilirim.
Ah, heat of the moment, people say all kinds of things.
Olay anında insanlar her şeyi söyleyebilir.
I stood for a moment on the bottom step, my head reeling from the heat of the sun.
Bir an için merdivenin başında durdum. Güneşin sıcağından başım dönüyordu.
That's okay, it was in the heat of the moment.
Önemli değil.
- She has the infra-reds. I need you to look at the heat flashes here at the moment of impact.
Kızılötesi kızda.
That was a reflex action in the heat of a moment.
Kendimi kaptırdığımda refleks sonucu olan bir şeydi.
You've got a lot of heat at the moment.
Bu aralar oldukça gündemdesin.