Hemen traducir turco
157,987 traducción paralela
If I hadn't lost those orphans, I'd be getting a promotion right now.
O yetimleri kaybetmeseydim hemen şimdi terfi alırdım.
How quickly we fall into old routines.
Eski rutinlerimize döndük hemen.
I heard there was an accident at the Lumbermill, so I came right away.
Bıçkıhanede bir kaza olduğunu duydum, hemen geldim.
We must act now.
Hemen harekete geçmeliyiz.
We need to find those answers and get out of here, fast.
Aradığımız cevapları hemen bulup buradan kaçmamız lazım.
According to the map, the mill library should be just behind... behind this door.
Haritaya göre bıçkıhanenin kütüphanesi hemen şu kapının arkasında olmalı.
I don't know what's going on here, but we need to...
- Ne oluyor, bilmiyorum ama hemen...
- We need to...
- Hemen...
But I can tell you they are just on the other side of that very fancy door.
Ama size hemen şu şaşaalı kapının ardında olduklarını söyleyebilirim.
We leave Paris immediately.
Paris'i hemen terk ediyoruz.
If they see us coming, they will immediately go back and rewrite their timeline...
Geldiğimizi gördüklerinde hemen geriye dönüp, zaman çizgisini tekrar yazacaklar.
Get out of there at once.
Orayı hemen terk edin.
- Yep, but the ship is about to leave this port to God knows when, and we've got to get off now.
Evet gemi limandan ne zaman ayrılır Tanrı bilir. Bu yüzden hemen gitmeliyiz.
You and Cassie take some of Jones'super-duper-splinter-me-now injections, and come back here with the Word and make a copy, while me and Deacon stay back there and make sure nobody notices our Maltese "Constance" is missing
Sen ve Cassie, Jones'tan "Süper-müper beni hemen parçala" enjeksiyonundan alın. Söz'le birlikte buraya gelip kopyasını çıkaracaksın. Deacon'la birlikte dönüp Constance'ın kayboluşunu kimsenin anlamadığından emin olacağız.
I'll alter my plans immediately.
Plânımı hemen değiştireceğim.
No, if it was mission accomplished, they would have yanked us back already.
Hayır, görev başarılı olsa bizi hemen çekerlerdi.
I'll be back.
Hemen dönerim.
Now, stop this bloody foolishness!
Hemen, şu lanet olası aptalı durdurun!
Right after I undid our lives here.
Burdaki hayatımızı silmemizin hemen sonrası.
Well, your brother doesn't let things go that easy.
Kardeşin hemen öyle bitirmez.
- Let's leave right now. - No.
- Hemen gidelim.
Well, she would go on her computer right before she left.
Çıkmadan hemen önce bilgisayarının başına geçerdi.
They immediately contacted the U.S. Consulate, who, in turn, asked for our help.
Hemen Amerikan Konsolosluğu'na haber vermişler, - onlar da bizden yardım istediler.
And so I told him I'd be back in a minute, I covered him with my jacket, and then I ran off.
Hemen döneceğimi söyleyip montumla üstünü örttüm ve gittim.
Tie a little rope to a bumper, you got yourself an instant winch.
Tampona ip bağla, hemen vincin olsun.
He needs the cure. Now.
Tedaviye ihtiyacı var, hemen.
It was like having a real-life soap opera play out in front of you.
Hemen önünüzde oynanan bir pembe dizi gibiydi.
[strained] I'll be back.
- Hemen dönerim.
I just gotta finish up some work, and I'll join you in a bit.
Bitirmem gereken bir iş var, sonra hemen sana katılırım.
Put that down at once!
Hemen bırak onu yerine!
If you like, I can take her right now.
İsterseniz hemen şimdi.
I'll go right in!
Hemen içeri gideceğim.
One of my squires returned on horseback after a harrowing journey... and handed me a letter... that required my urgent attention.
Yaverlerimden biri yürek paralayıcı bir yolculuktan yeni döndü ve bana hemen okumamı istediği bir mektup verdi.
Confess at once.
Hemen itiraf et.
Just get out of the pool, right now.
Havuzdan çık, hemen.
I think we need to get out of here.
Buradan hemen çıkmamız lazım.
Hands where I can see'em, now!
Ellerinizi görebileceğim bir yere koyun, hemen.
Call whoever you need to, but we are going through your gate.
Ne lazımsa onu arayın. Ama kapıdan hemen geçmemiz lazım.
I'll be right back, okay?
Hemen dönerim, tamam mı?
Anything comes up, let me know asap, all right?
Sonuçlar çıktığında hemen haberim olsun, tamam mı?
Next to me.
Hemen yanımda.
On it.
Hemen.
I'm right next door.
Hemen yanınızda oturuyorum.
Text me the address and I'll be right there.
Adresi gönder, hemen geliyorum.
Right before the fight with Philly?
Philly'yle tartışmadan hemen önce?
- I'll be right outside, okay?
- Hemen dışarıda olacağım, tamam mı?
Babe, if you're in there, you need to wake up right now!
Bebeğim, oradaysan uyanmalısın, hemen!
The tunnel's just through those woods. How long are you staying?
- Tünel hemen şu ağaçların içerisinden geçiyor.
- All right, I'll page her now.
- Tamam hemen anons yapıyorum.
Right now.
Hemen.
Emori, get the seizure kit now.
Emori, hemen nöbet setini al.